1.4

2K 231 305
                                    

Başındaki inanılmaz ağrı ile gözlerini araladı Hyunjin. Gözleri yuvalarından dışarı çıkacakmış gibiydi. Sanki kafasını yerinden söküp kenara koysa rahatlardı da.

Araladığı gözlerini kısa bir anlığına etrafında gezdirirken buranın kendi evi olmadığının farkındaydı. Zihnini zorlasa da dün gece ne haltlar yediği hakkında en ufak bir fikri yoktu ve baş ağrısı mümkünmüş gibi daha da artıyordu sanki.

"Baş ağrısından ölmek istemiyorum hayır."

Cümlesini bitirdiği gibi hemen yanından gelen mırıldanmalar ile tedirgin bakışlarını yanındaki bedene çevirdi. Aslında gece çok içtiği için kafayı bulduğunu ve bu yüzden de büyük bir salaklık yapıp biriyle yattığını düşünüyordu.

Ama bunun aksine hemen yanında yorganın içine gömülmüş, sarı kahkülleri gözlerine gelen arkadaşını beklemiyordu. Bir anlığına buna şaşırsa da aklında iki ihtimal vardı.

Ya o başta düşündüğünü yapmış ama herhangi biri yerine Felix ile yatmıştı.

Ya da Felix ona acımış ve evini kendisine açmıştı.

İkinci seçecek o kadar imkansızdı ki sırf bu yüzden ilk seçenek mantıklı geliyordu ama üzerinin giyinik olduğunu görünce bu ihtimali de biraz olsun kafasından uzaklaştırdı. Ayrıca Felix ile yatmış olma fikri ona tuhaf ve ürpertici geliyordu.

Felix'i uyandırmamaya çalışarak uzandığı yatakta ona doğru çevirdi bedenini. Hala ağrımaya devam eden baş ağrısının biraz hafiflediğini hissetti ve bunu da dikkatini başka bir yere vermesine yordu.

Uyandı mı diye kontrol etmek istemişti aslında ama yalnızca on santim kadar önünde duran ufak yüzü incelerken buldu kendini o an.

Çok da değişmemişti aslında arkadaşı. Belki sadece yüz hatları keskinleşmişti ama geriye kalan her şey aynıydı. Yüzünde minicik ve sevimli duran burnu, normalde güldüğünde yok olacak kadar kısılan ama şimdi kapalı duran gözleri... Hepsi aynıydı ve bu çocuk karşısına çıkıp ben Yongbok değilim diyordu. Kimse Hyunjin'i karşısındaki çocuğun Yongbok olmadığına inandıramazdı.

İlk tanıştıkları senelerde bir keresinde Felix kendisine çillerini çok sevdiğini söylemişti. Okuduğu bir çok yerde çillerin sadece leke olduğu yazarken Felix gelip kendisinde en çekici bulduğu noktasının çilleri olduğunu söylemişti. Bunu duyduğuna o kadar çok sevinmişti ki o gün. O zamandan beri Hyunjin de Felix'in en çekici noktasının çilleri olduğunu düşünürdü.

Özellikle bir tanesi vardı ki...

Hyunjin o minik çil aklına geldiğinde görebilmek için biraz daha yaklaştı Felix'in yüzüne. Sağ gözünün hemen çaprazında, kalp şeklinde bir çil tanesi vardı. Bunu ilk fark eden de Hyunjin olmuştu ve Felix'e söyleyince ikisi de çok heyecanlanmıştı o an.

Tam o esnada görüş alanına giren kalp şeklindeki çil ile gülümsedi Hyunjin. Aklında ufacık bir şüphe bile kaldıysa artık o da yok olmuştu. Karşısındaki en iyi arkadaşı Lee Yongbok'tu işte.

Tabii onun isteği üzerine Lee Felix dese daha doğru olabilirdi belki de.

Karşısındaki oğlanı dikkatle izlemeye devam ediyordu ki huzurla uyuduğunu belli eden gözleri aralandığında tüm bedenini bir panik duygusu sarmıştı. O anlık heyecan ile birlikte hızlıca arkasını dönüp kendince kurtulmaya çalışmıştı ama hesaba katmadığı bir şey vardı ki, o da fazla dönüp başını yanındaki komidine çarpmasıydı.

Shoot Me | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin