2.3

1.5K 206 129
                                    

Jeongin'in bir işi çıkması sayesinde Hyunjin serumu bitene kadar Felix'in yanında kalabilmişti. Yarım saat kadar kısa olanı göğsüne yaslayıp neredeyse uyuya kalmasına sebep olmuştu. Eğer Jeongin onu arayıp yine ortalığı karıştıracak haberi vermeseydi belki de uyurdu da ama görünen oydu ki Jane ortadan kalkana kadar çevrelerindeki hiç kimseye rahat yoktu.

Öyle ki kendileriyle hiçbir bağlantısı olmayan Seungmin tehlikeye girmişti şimdi de. Jeongin onu da alıp kendi evine gitmişti. Tekrar buraya gelecekti de aslında ama Felix istememişti. Doğal olarak bu durum uzun olanın da işine gelmişti.

"Benimle burada beklediğin için teşekkür ederim."

Hala kendini yorgun hisseden arkadaşına montunu giymesinde yardım ederken belli belirsiz gülümsedi. Teşekkür etmesine gerek yoktu ki. Kendisini zorla göndermeye çalışsa da burada onunla kalırdı. "Ben her zaman seni bekleyeceğim. Bu yüzden teşekküre gerek yok. Eğer iyiysen gidelim hadi. Başın dönmüyor değil mi, iyisin?"

Felix sorun olmadığını belli edecek şekilde başını sallarken ayakkabılarını giymek için öne doğru eğildi ama Hyunjin yine ondan önce davranıp yere çöktü hemen. "Ben hallederim." diye mırıldanıp Felix'in spor ayakkabılarını giydirerek bağcıklarını bağladı. Küçük bir çocukla ilgileniyormuş gibi hissediyordu kendini. Ayrıca Felix'in kendisine izin vermesi de ayrı bir tuhaftı. Güzel bir şey olsa bile onun ne düşündüğünü ve neden böyle yaptığını anlamlandıramıyordu Hyunjin.

Küçük olan, ayakkabılarını ona giydiren Hyunjin'i izlerken dudaklarında bir gülümseme oluşmuştu kendiliğinden. Bunu fark ettiğinde başını iki yana sallayıp o gülümsemeyi yok etti anında. Birden bire bu tür davranışlar sergilemesi doğru değildi. "Sadece bayıldım. Benimle bu kadar ilgilenmene gerek yoktu. Kendim halledebilirdim de."

Son bağcığı da sıkıca bağladıktan sonra çöktüğü yerden doğrulup geriye yaslanarak sırtını esnetti. Felix ne kadar konuşursa konuşsun yaptığı şeyleri isteyerek ve severek yapıyordu. Kimse kafasına silah dayamıyordu sonuçta.

Hiçbir şey söylemeden masanın üstündeki telefonunu alıp cebine attı ve çoktan kapıya doğru ilerleyen Felix'in peşinden yürüdü. Bu akşam onu yalnız bırakmak gibi bir niyeti yoktu. Ki Bangchan da kendisini bu konuda tembihleyip öyle gitmişti ve özellikle daha fazla Felix'in kafasını karıştırmaması gerektiğini, onunla sonradan konuşmak istediğini söylemişti. Hem arkadaşı hem de doktoru olan adama güveni tam olduğunu için de kabul etmişti bunu Hyunjin. Zaten daha fazla bir şeyleri batırmak gibi bir niyeti yoktu.

Öğlen aceleyle çıktıkları için Jeongin onları Felix'in arabası ile bırakmıştı ve araba hala hastanenin önünde duruyordu. Ayrıca Jeongin anahtarları odada bıraktığı için de şanslılardı ki eğer bırakmasaydı taksi ile dönmek zorunda kalırlardı.

Hyunjin'in zorla sürücü koltuğuna geçmesiyle kırk dakika kadar bir yolculuk yapmışlardı. Aslında Felix'in evi o kadar uzakta değildi ama aksi gibi trafiğin tamamen tıkalı olması sorun çıkarmıştı ikiliye. Yine de sonunda eve geldiklerinde Felix, Hyunjin'in de yardımı ile evine girebilmişti. Ne kadar gerek olmadığını söylese bile başı dönüyordu ara sıra ve tek olsa yukarı çıkması çok uzun sürerdi.

"Umarım dolabında bir şeyler vardır. Yemek yapacağım ve sen söylemeden söylüyorum. Hayır dışarıdan söylememize gerek yok. Önceden çok severek yediğin bir şeyler hazırlayacağım ben sana."

Shoot Me | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin