∞
Gece boyunca bugün yaptığı planı düşünmüştü Hyunjin yatağında. Felix ile bugün için gidecekleri birçok yer düşünmüştü. Her şey tamamdı ama eksik olan tek bir şey vardı ki... Arabası yoktu. Normalde Bangchan'ın arabasını alırdı ama Changbin ve kendisi yüzünden araba servisteydi. Ki araba sağlam olsa bile Bangchan'ın artık vereceğini düşünmüyordu. Minho da kendisinden oldukça uzakta oturuyordu. Hiç ona gidesi yoktu.
Mecburiyetten dolayı çağırdığı ve çoktan evinin önüne gelmiş olan taksiye binmek zorunda kaldı. Yarım saat kadar sonra taksi Felix'in evinin önüne durduğunda ücreti ödeyip indi hemen arabadan.
Bugün hava mevsimin aksine sıcaktı. Buna dayanarak altına buz mavisi pantolonunu, üstünde de kollarını yukarı kıvırdığı beyaz gömleğini giymişti. Mavi-beyaz kravatını ise klasik bağlamak yerine düğüm atarak değişim bir hava vermeye çalışmıştı. Güvenlik kulübesinin camından kendine bakarken gayet hoş göründüğünü düşünüyordu. Artık yavaş yavaş dibi gelmiş olan sarı uzun saçlarını kulaklarının arkasına yerleştirip derin bir nefes aldı. "Pekala gidip Felix'i almalı ve her şeyi düzene sokmalıyım. Ona iyi davra-"
Kendi kendine konuşurken bir sesin lafını "Bir sorun mu var beyefendi?" diyerek bölmesi ile bakışlarını sürgülü kapının yanında duran güvenlik görevlisine çevirdi. "Oh... Ben Felix'e gelmiştim de. Lee Felix. Umm... Sanırım c kısmında oturuyor."
Karşısındaki adam eli ile bir saniye işareti yapıp kulübesine girdiğinde Hyunjin gerginlikle yerinde kıpırdanarak alt dudağını dişleri arasında ezdi. Birkaç saniye içinde adam geri gelip ufak olan kapıyı açtığında teşekkür ederek girdi içeri. Eğer Felix onu kabul ettiyse hiçbir sıkıntı yok demekti. Gözü önündeki devasa binalara bakarken hatırlamaya çalıştı, dolaylı yoldan da olsa Felix'in evini öğrenmişti.
Kısa süre içinde binanın girişini bulduğunda içeri girip asansöre yöneldi. Burası gerçekten kocamandı. Beş yıldızlı bir otelde gibiydi sanki. Giriş katı o kadar büyüktü ki... Kendi evi ise iki katlı sevimli bir evdi. O evi annesi ile zor bulmuşlardı. Çünkü bu bölgede müstakil ev bulmak gerçekten zordu.
Asansör yirmi ikinci katta durduğunda yan yana iki kapı vardı sadece. Kapıların üstüne isim hakkında hiçbir şey yoktu. Sadece büyükçe otuz altı ve otuz beş yazıyordu o kadar. "Eee hangisiydi şimdi bu daire."
Aklına gelen tek çözümü uygulamak adına elini kaldırıp işaret parmağını iki kapı arasında gezdirerek mırıldandı. "Soya sosu fabrikasının müdürü Müdür Kang olup, soya salçası fabrikasının müdürü Müdür Jang'tır."
Tekerlemeyi ritmi ile söylerken tekerleme bittiğinde parmağı da otuz beş numaralı kapıda durmuştu. "Pekala.. Umarım buradasındır Yongbok." ileri doğru bir adım atıp otuz beş numaralı kapının önünde durdu ve parmağını zile doğru götürdü. Asla hatırlamıyordu ve tamamen şansa göre seçmişti. Emin olmasa bile tam zile basacakken yan taraftan gelen ses ile durup o tarafa döndü.
Merakla otuz altı numaralı daire kapısını açacak olan kişiyi beklerken sarı saçları ve bej rengindeki eşofman takımlı Felix ile göz göze geldiklerinde hemen parmağını zilden çekti. Az kalsın yanlış zile basacaktı ve bu kesinlikle Hyunjin'in utanmasına sebep olurdu.
"Bayan Kim ile mi görüşmek istemiştin? Oysa bana aşağıdan benimle görüşmek istediklerini söylemişlerdi." Felix alaylı bir tını ile konuştuğunda Hyunjin oflayarak diğer kapıya yanaştı. "Hatırlayamadım hangisinde oturduğunu. Az kalsın tanımadığım birinin zilini çalacaktım."
"Tatlı bir kadın, sorun etmezdi. Haftada bir kez bana yemek getirir tek başıma yaşadığımı bildiği için. Sohbeti de güzeldir." daha fazla uzatmamak adına Hyunjin'in geçmesi için geri çekilip kapıyı araladı iyice. "Neyse sen içeri gel hadi. Bekleme daha fazla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoot Me | Hyunlix ✓
Fanfiction"Hyunjin ben, Hwang Hyunjin." İşaret parmağını kaldırıp yavaş hareketlerle Felix'in kafasına vurdu birkaç kez. "Sanmıyorum ama artık o kullanmayı bıraktığın kafanda bir çağrışım yapması gerekiyor bu ismin." Yakasındaki ellerini gevşetip düşünüyormu...