∞
"Benimle tanışmayı bu kadar istediğini bilseydim daha erken gelirdim Hyunjin."
Duyduğu ses ile arkadaşında olan bakışlarını karşı tarafa çevirdi Hyunjin. Aslında kimi göreceği hakkında hiçbir fikri yoku ama onun olacağını tahmin etmemişti. "Sen..."
"Hadi ama benim olacağımı hiç tahmin etmemiş miydin gerçekten? Bir çocuk bile anlardı."
En başında Felix ile kötü bir tanışma yaşamış olmasına sebep olan adamdı bu. Yine yüzündeki o aptal sırıtışı ile karşısındaydı tam da. O gün bu adamın elini sıktığında onda bir şeyler olduğunu anlamalıydı belki de ama bilememişti işte.
Yalnızca birkaç metre önüne olan adama doğru büyük ve sert adımlarla yaklaşıp yakalarından kavradı onu. Hyunjin sinirden kendini zorlukla tutarken diğerinin gülümsemesinin büyümesi ve sanki masummuş gibi ellerini havaya kaldırması ile resmen tükürerek konuştu."Orospu çocuğu... Ne istiyorsun bizden?"
Arkada ne olduğunu anlamaya çalışan Changbin daha fazla böyle dikili kalmanın bir olay çıkaracağını düşünerek arkadaşına yaklaştı ve onu kolundan tutup zorlukla ayırdı yaşlı olandan. Bir olay çıkmasını istemiyordu. Sadece sorunu öğrenmek için gelmişlerdi buraya.
Hyunjin hırsla Changbin'in ellerinden kurulurken iğrenen bir ifade ile baktı kendisine akayla gülen adama.
"Sizden bir şey istemiyorum çocuklar. Benim istediğim şey Felix'te ve sen... Ona yakınsın biliyorum."
"Yakın mı? Senin yüzünden beni öldürecekti ve bizim yakın olduğumuzu mu söylüyorsun? Yapma lütfen."
Yaşça büyük olan ellerini arkasında birleştirip omuz silkti. Bu rahatlığının Hyunjin'i rahatsız ettiğini biliyordu. Bu yüzden bilerek böyle davranıyordu zaten. "Neden? Siz aynı lisede okumadınız mı? Hatta kısa bir dönem aynı üniversitede de okudunuz değil mi? Yanlış hatırlamıyorsam da... Yongbok ve seni başka biri ayırmıştı."
Karşısındaki adamın söyledikleri bir anlığına Hyunjin'i şoka uğratsa da anında adamın üstüne atlamaya çalışmıştı ama Changbin yine tutmuştu onu. Bu kadar şeyi nereden bildiğini asla bilmiyordu. "Bana bak Jane bozuntusu, ya bana burada lafı dolandırmadan olan biteni anlatırsın ya da seni burada öldürürüm kimsenin ruhu bile duymaz."
Arkadaşının fısıldayarak ona sakin olması gerektiğini söylemesine rağmen sakinliği zerresi bile yoktu kendisinde. Zaten Changbin onu bıraksa öldüresiye döverdi onu. Felix'in Yongbok olduğunu sadece kendisi ve arkadaşları biliyordu. Sadece bir ortaktan ibaret olan bu adamın bu bilgiye sahip olması rahatsız etmişti onu.
Jane boğazını temizleyip kollarını göğsünde kavuşturdu. Orta yaşlarda bir adam olmasına rağmen kendine oldukça güven dolu olduğu belliydi. Ki karşısındaki iki oğlanın da kendisine bir şey yapamayacağından oldukça emindi.
"Sanırım üç sene önceydi, Kangdae adında bir dostum vardı. Eğer yaşıyor olsaydı Felix'in yerine o patron olmuş olacaktı ve benim işlerim gayet tıkırında ilerliyor olacaktı."
"Felix ile ne alakası var bunun?"
"Hadi ama ailen sana konuşan kişiyi bölmeden dinlemen gerektiğini öğretmedi mi? Sessiz ol lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoot Me | Hyunlix ✓
Fanfiction"Hyunjin ben, Hwang Hyunjin." İşaret parmağını kaldırıp yavaş hareketlerle Felix'in kafasına vurdu birkaç kez. "Sanmıyorum ama artık o kullanmayı bıraktığın kafanda bir çağrışım yapması gerekiyor bu ismin." Yakasındaki ellerini gevşetip düşünüyormu...