Satır arası yorumlar gelirse çok memnun olurum iyi okumalar ♡
∞
"Şimdi diyorsun ki, ben Hyunjin'den hoşlanıyorum ama bu sefer de o benden uzaklaştı öyle mi? Doğru mu anladım?"
Felix oturduğu koltuğa iyice yayılmış bacak bacak üstüne atmış rahat bir haldeydi. Üçü birlikte girişteki geniş koltuklara oturup Felix'in getirdiği yemeklerden yemişlerdi. Şimdi ise Felix elindeki soğuk kahvesinden yudumluyordu. Changbin'in sorusuna karşılık başını belli belirsiz salladı. Dişleri ile eziyet ettiği pipeti dudaklarının arasından çekti. "Tam olarak doğru anlamışsın."
"Ya sen bu çocuktan nefret etmiyor muydun? Daha ilk tanışmanızda arabasıyla kaza yapmasını sağlayıp göğs kafesinin zedelenmesine neden olmadın mı?" Changbin kısa bir an susup gözlerini kısarak baktı karşı koltukta oturan sarışına. Devam etti sonra. "Senin yüzünden Jane'in adamlarından dayak yedi üstüne bir de sen tehdit ettin. Şimdi nasıl hoşlanabiliyorsun ben anlamadım. Çok saçma ve şüphelendirici bir şey bu."
Evet, Hyunjin sayesinde Felix'e zorla da olsa güvenmişti ama hepsinde olduğu gibi Changbin'in de içinde hala şüpheler vardı. Sonuçta Hyunjin'in kendilerine anlattıkları Yongbok ile karşısındaki Yongbok aynı kişiliğe sahip değildi bile.
"Kanıtlamam için ne yapmam gerekiyor tam olarak Changbin? Diyorum ki zaten ondan geçmişte hoşlanıyordum. Sadece anılarımı hatırlamak yerine ilk başta ona olan hislerimi hatırladım ama bundan Hyunjin'in haberi yok, çok eminim."
"Bu bana Hyung falan da demiyor atlayacağım şimdi üstüne. Bana sadece Hyunjin adımla seslenir." tam yerinden kalkıp Felix'e doğru adım atmıştı ki Bangchan onu bileğinden tutarak geri oturttu. Bazı şeyleri anlamaya çalışıyordu ama yanında oturan Changbin ve çenesi buna izin vermiyordu. "Sus biraz, sadece biraz nolur."
Changbin kollarını göğsünde bağlayıp anında sus pus olurken Bangchan boğazını temizleyip kahvesini içen Felix'e döndü. "Şimdi sana anladıklarımı anlatıyorum. Eğer bir yanlışım olursa düzelt beni lütfen."
Küçük olan onu başıyla onayladığında kırmızı saçlı koltukta Biraz öne doğru kaydı. "Hafızanı ele aldığımızda net olarak hatırladığın şeyler sadece Kangdae'nin seni şirkette işe alması ve sonrası değil mi? Ondan önceki hiçbir şey net değil sadece parça parça." Felix'ten aldığı onaylama ile devam etti. "Hyunjin'in sana gösterdiği videodan sonra bazı şeyleri hatırlamaya başladın ama sadece Kangdae'nin seni kapattığı yerdeki hoş olmayan anılarındı bunlar. Hatta bunun için seni kötü etkilediğinden dolayı seninle ilaç tedavisine başladık değil mi?"
Rahatlığından ödün vermeyen Felix yine sadece mırıldanıp başını salladı. Aslında şu an Changbin'in burada bulunması doğru değildi. Sonuçta bunlar hasta ve doktor arasında olan şeylerdi ama Felix, Changbin'in burada olmasını pek sorun etmiyordu. Eh, Changbin'in de işine gelirdi. Sessizce ikiliyi dinledi sadece.
"Hyunjin'e artık kendini hatırlatmak için bazı adımlar atabileceğini söylemiştim ve anlattığına göre bunu bir süredir yapıyordu zaten ama sen... Hyunjin ile anılarını hatırlamak yerine önceden ona olan hislerini hatırladın öyle mi? Ve bu hislerin hala körelmediğini, hala ondan hoşlandığını fark ettin."
Küçük olan elindeki sadece buzları kalmış olan plastik kahve bardağını masanın üstüne bıraktı. Bangchan söylediği her şeyde haklıydı. "Biliyorum bu biraz tuhaf ama öyle. Siz beni kalpsiz, soğuk biri olarak görüyor olabilirsiniz ama ben öyle değilim. Sadece Kendime zarar gelmemesi için bir koruma mekanizması bu. Benim de bir kalbim var ve biri için atabilir. Bu kişinin Hyunjin olması ise bence gayet doğal. Hem ona olan eski hislerim ve üstüne şimdi bana oldukça yakın davranması hoşuma gidiyor. Bu... Kötü bir şey mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoot Me | Hyunlix ✓
أدب الهواة"Hyunjin ben, Hwang Hyunjin." İşaret parmağını kaldırıp yavaş hareketlerle Felix'in kafasına vurdu birkaç kez. "Sanmıyorum ama artık o kullanmayı bıraktığın kafanda bir çağrışım yapması gerekiyor bu ismin." Yakasındaki ellerini gevşetip düşünüyormu...