Satır arası yorumlar gelirse çok mutlu olurum 🫶🏻
∞
Ailenizden sonra en değer verdiğiniz arkadaşınızı düşünün. Her anınızın birlikte geçtiği, her bir sırrınızı paylaştığınız arkadaşınız...
Kendiniz için değerli gördüğünüz o arkadaşınızı, dayanak noktanızı kaybettiğinizde ne hissedersiniz peki? Bu gözleriniz önünde olduysa hele ki..
Bir düşünün, sadece aklınıza en sevdiğiniz kişiyi getirin ve bu kişinin kollarınız arasında öldüğünü canlandırın gözlerinizde. Elinizden hiçbir şey gelmiyor, onu geri getirmiyorsunuz; kalp atışlarını, nefes alış verişlerini hissedemiyorsunuz. O artık yok. Kucağınızda yatan kişi artık cansız bir bedenden ibaret.
Kötü bir his değil mi?
Bir de bunu size yaşatan kişiyi bildiğinizi düşünün. İntikam almak istersiniz, onu yaptığına pişman etmek istersiniz, en basitinden adalete teslim etmek istersiniz ortada öyle bir şey olmasa bile. Bunun ölen yakınınızı geri getirmeyeceğin bile bile istersiniz. Sadece içinizdeki o iğrenç ötesi, rahatsız eden hissi bastırmak içindir bu.
Yıllarca bunun için uğraşırsınız. O benden dayanak noktamı aldı. Ben de onu hayattan koparacağım. Basit bir denklem aslında. Göze göz, dişe diş. Yalnızca bu ama ya işler ters giderse ne olacak?
Yıllar boyunca özleminden yandığınız, yokluğu ile mahvolduğunuz, arkasından intikam planları kurduğunuz o kişinin aslında ölmediğini öğrenseniz ne olacak?
Başta güzel bir his gibi gelir. O yaşıyor! Benim en değerlim meğer yaşıyormuş! Bir sevinç tufanı ve rahatlama gelir devamında.
Biraz daha ortalığı karıştıralım. Yaşadığı için sevindiğiniz kişi sizi hatırlamıyor. O artık sizin tanıdığınız gibi değil. Bildiğinizin tam zıttında bir karakteri var. İşte şimdi yeniden yıkıldınız. Tam evet, toparladım derken yeniden yerle bir oldunuz.
Bu kötü bir his değil mi? Sizin, onun hakkında her şeyi bilmeniz ama onun, sizin isminizi bile bilmemesi... Acı verici.
Ama eğer gerçekten ona değer veriyorsanız peşini bırakamazsınız. Çabalarsınız, kendinizi ona hatırlatmaya çalışırsınız. Bu esnada onun; sizin yokluğunuzda yaşadıklarını, ne acılar çektiğini ve nasıl ayakta kalabildiğini öğrenirsiniz.
Bu da çok acı verici olmaz mıydı? Evet, onun yokluğunda çok acı çektiniz ve belki de sadece yürürken aklınıza gelen bir anı yüzünden saatlerce oturup ağladınız ama gece o rahat yatağınıza yatıp kendinizi uykunun kollarına bıraktığınızda onun yaşadıkları ne olacak?
Buna rağmen yine de pes etmezsiniz ki olması gereken de budur zaten. Onu arkada bırakamazsınız.
Başardınız işte! Ona kendinizi hatırlattınız. Uzun sürse de başardınız ama geçmişiniz yakanızı hiç bırakmaz. Size her zaman sorun olur. Bir de bu karmaşanın arasına duygular da girerse eğer bütün hayatınız tepetaklak olabilir. Sanki her şey yolunda gidiyormuş gibi kalbiniz sizinle oyun oynar.
Yine de hepsinden önce o geçmişten kurtulmak gerekir. Geçmişten kurtulmanın en iyi yolu ise yeni bir gelecek kurmaktır. Geride kalan ufak toz kırıntılarını elinize aldığınız bir süpürge ile yok edebilirsiniz.
Hyunjin de böyle düşünüyordu işte. Jane, Hyunjin için yalnızca bir toz kırıntısından ibaretti ve elinde tuttuğu süpürge ise ondan kurtulmalarını sağlayacak planlarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoot Me | Hyunlix ✓
Fanfiction"Hyunjin ben, Hwang Hyunjin." İşaret parmağını kaldırıp yavaş hareketlerle Felix'in kafasına vurdu birkaç kez. "Sanmıyorum ama artık o kullanmayı bıraktığın kafanda bir çağrışım yapması gerekiyor bu ismin." Yakasındaki ellerini gevşetip düşünüyormu...