∞
"Yani Felix bana aşık mı şimdi?"
"Yok kardeşim dünya ahiret bacısı olarak görüyor seni."
Karşısında oturan Changbin'e ciddi misin bakışını atıp yanındaki yastığı yüzüne fırlattı. "Niye aptal aptal konuşuyorsun lan?"
Changbin, bu beklediği darbe karşısında Hyunjin'den gelen yastığı havada tutup yanına bıraktı. "Aptal aptal konuşan ben miyim sen misin acaba? Bir yüzüne karşı sana aşığım demediği kalmış hala konuşuyorsun. Yini Filix bini işik mi? Mal mısın amına koyayım"
"Aslında..." diye lafa girdi Hyunjin. Söyleyip söylememek arasında kaldı bir an. "Onu da söyledi."
"Neyi?"
"Yüzüme, bana aşık olduğunu da söyledi." Bir çırpıda söylemişti bu cümleyi ama Changbin'in yüzündeki ifadeyi fark ettiği anda oturduğu yerden kalkıp birkaç adım geri attı. "Ya şaka yapıyor diye düşünmüştüm. Ciddi bir ortamda değildik ki."
Changbin de hemen peşinden ayağa kalkarken ayağındaki peluş terliğini çıkartıp Hyunjin'e fırlattı ama eğildiği için boşa gitmişti. "Gel buraya siktim belanı gel dedim. Aptal! Aptalsın sen gel buraya geberteceğim seni!" ayağındaki diğer terliği de çıkarırken Hyunjin çığlık atıp koşarak üst kata çıktı.
Hala Bangchan'ın evindeydi. Felix gittikten sonra tam o da çıkacaktı ki Changbin gelmişti. Bu yüzden önce ikisi kahvaltı yapmış ve sohbet etmişlerdi. Tabii... Konuşma dönüp dolaşıp Felix'e gelince böyle sonuçlanmıştı.
Bangchan'ın odasına girip kapıya yasladı sırtını. Kapıda anahtar olmadığı için tüm gücüyle istiyordu ki Changbin kapıyı açmasın. Tahmin ettiği gibi yalnızca birkaç saniye sonra kapı Changbin kapıyı açmaya çalışmıştı. "Aç lan kapıyı. Terliği ağzına sokacağım."
"Ya Changbinah~"
"Bir kez daha adımı o şekilde söylersen kapıyı kırar terliği ağzına değil götüne sokarım."
"Minho ile çok vakit geçiriyorsun Binnie."
Kısa bir sessizliğin ardından Changbin yeniden vurmuştu kapıya. "Aç şu kapıyı bir şey diyeceğim sadece."
"Yer mi Seul çocuğu lan? Ağzıma edeceksin kapıyı açarsam."
"bir şey yapmayacağım gerçekten hadi aç kapıyı." diye söylendi Changbin. Ses tonu oldukça sakindi. Hyunjin de buna karşılık bir an duraksayıp "Söz mü?" diye sordu.
Changbin gülmemek için kendini zor tutarken "Söz." dedi. "Aç kapıyı konuşacağız sadece."
Hyunjin sırtını kapıdan çekerken kapı kolunu tuttu. "Bak güveniyorum sana." kapıyı yavaşça aralayıp göz ucuyla Changbin'e baktı. Oldukça sakin durduğuna karar verdiğinde tamamen kapıyı açıp geri çekildi.
Changbin ise bunu fırsat bilerek hiç beklemeden Hyunjin'in üstüne atladı. "Hem aptal hem saf hem de beyinsiz. Üçü bir arada Hyunjin."
Yere düşen ikili bağırarak boğuşurken Hyunjin eliyle yere vurup "Yeter pas yeter!" diye bağırdı.
Changbin anında geri çekilip yere otururken elini saçlarının arasından geçirdi.
Hyunjin ise nefes nefese bağdaş kurarak oturdu yere. Dağılmış, uzun saçlarını düzeltirken dudaklarını büzdü memnun olmadığını belirtmek istercesine. "Söz vermiştin."
Bu söylediğine güldü Changbin. Hyunjin'in hemen kendine inanması hep işine geliyordu. Elini kaldırıp orta parmağını işaret parmağının üzerine attı. "Ama sözümü bozdum sen görmedin ki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoot Me | Hyunlix ✓
Fanfiction"Hyunjin ben, Hwang Hyunjin." İşaret parmağını kaldırıp yavaş hareketlerle Felix'in kafasına vurdu birkaç kez. "Sanmıyorum ama artık o kullanmayı bıraktığın kafanda bir çağrışım yapması gerekiyor bu ismin." Yakasındaki ellerini gevşetip düşünüyormu...