2.9

1.5K 181 240
                                    

"Pekala artık plan zamanı. Eğer biraz daha yerimizde oturursak birimizin cenazesine gitmek sorun akalcağız gibi. Değil mi Changbin?"

"Ya yemin ederim korumaya çalıştım ama enseme bi vurmuşlar benim kafa gitmiş amına koyayım. Benim suçum ne yani Hyunjin?"

Minho bıkkınca nefesini verirken yerdeki gözlerini arkadaşına çevirdi. "Changbin küfür ederse video biter adı altında bir video çeksek daha ilk saniyesinde kamera kendiliğinden kapanır. Nolur sus artık."

Hepsi birlikte Hyunjin'in evinin salonundalardı. Sekiz kişi sığamasalar da bir şekilde yerleşmişlerdi. Seungmin özel olarak tekli koltuğa oturtulmuştu mesela. Jeongin sevgilisinin üstünde çok duruyordu. O da Seungmin'in oturduğu koltuğun koluna oturmuştu zaten. Diğer tekli koltukta ise Felix vardı.

Changbin ve hemen yanındaki kolu sargıda olan Bangchan yerde bağdaş kurmuşlardı. Hyunjin büyük koltuğun bir köşesinde, Minho ve Jisung ise diğer köşesindeydi. Koltuk geniş olsa da ikisi de dip dibe oturmuş, Jisung da bir bacağını Minho'nun dizlerinin üstüne atmıştı.

Felix ve Hyunjin arasında geçen o kraker yakınlaşmasının üstünden iki hafta geçmişti. Hyunjin'in aklı, her Felix'i gördüğünde o güne gidiyor olsa da sürekli 'Düşünmeyi bırak artık.' diyerek kurtarmaya çalışıyordu kendini. Felix ise gayet memnundu durumdan. Uzun olanın hareketleri komiğine gidiyordu.

Bu iki hafta boyunca hepsi sanki başlarında Jane adında bir bela yokmuş gibi davranmıştı. Hyunjin sürekli Felix'i alıp bir yerlere götürmüş ve anılarını anlatmıştı. Artık Felix'in de hoşuna gidiyordu bu durum. Ayrıca Bangchan hafızası için yararlı olabileceğini söylemişti ki haklıydı da.

Felix, Hyunjin'e olan duygularını hatırlamıştı birkaç gün önce. Sürekli tanıdık bir duygu diyerek geçiştirse de Yongbok iken kendisini arkadaş olarak gören bu çocuğa aşık olduğunu hatırlamıştı. Hyunjin'in bunu bildiğini zannetmiyordu. Ki bilseydi sürekli bu şekilde yüzüne senin arkadaşınım demez her gün ondan friendzone yemezdi. Bu yüzden bunu Hyunjin'e söylemeyi düşünmüyordu.

Öte yandan sırf onu korumak için bir süreliğine işini bırakıp Bangchan'ın yanında duran Changbin başarısız olmuştu. Önceki gün Bangchan klinikten çıkarken önlerinde siyah bir araba durmuş ve Bangchan'ı almaya çalışmıştı. Changbin'in sadece bir adım atması ile bir adamın ona ensesinden vurması bir olmuştu tabi. Changbin bayılıp kalırken Bangchan'ı tesadüf eseri yoldan geçen polisler kurtarmıştı. Şimdi de arabaya çarptığı için incinen kolu ile öylece duruyordu.

Bir elini Seungmin omzuna atmış boş boş diğerlerini izleyen Jeongin "Artık konuya mı gerseniz? Burada durmak hoşuma gitmiyor." diyerek ilk kez konuştu.

O hala alışamamıştı ve hala en çok Hyunjin olmak üzere hepsine karşı bir nefret besliyordu içinde. Kimse onu pek umursamasa da Minho, Jeongin'in dediklerine alayla gülüp gözlerini devirdi. "Kimse seni burada zorla tutmuyor. Bize olan nefretin canından ve Seungmin den kıymetli ise kapı orada. Çekip gidebilirsin."

Sinirlendiği oldukça belli olan Minho'nun sakinleşmesi için Jisung biraz daha ona yaklaşıp parmaklarını bacağının üstüne koydu. Minho'ya hak veriyordu. Çünkü her karşı karşıya geldiklerinde Jeongin onlara nefret kusmaktan asla vazgeçmiyordu.

Felix birbirine sinirle bakan ikiliden dikkatleri çekmek adına boğazını temizlediğinde hepsinin bakışlarını ona döndü. "Buraya Jane'den kurtulma planı yapmaya geldik. O bizden kurtulmadan önce biz ondan kurtulmalıyız."

Shoot Me | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin