Multimedia Melisa'nın yeni bebeği :)
Düzenlendi.
Bölüm 5
Çizim yapmaktan ve bir şeyler tasarlamaktan bunalmıştı Melisa. Üç gündür o çok sevgili, düşünceli, yılan gözlü abisi başına çöreklenmiş durumdaydı. Hem de taa Newyork'tan! Resmen ajanlığa ara vermiş, modacılığa soyunmuştu. Ah, bundan bahsetmeyi unutmuştu sahi, değil mi? Holdingin moda kısmı ile Melisa ilgileniyordu. Daha doğrusu ürünleri tasarlıyor, çiziyordu. Bunca işinin arasında birde bunlarla uğraşıyordu anlayacağınız. Zorba yılan göz! Yeteneğimi sömürüyor resmen!
Sonunda hafta sonuna ulaşabildiği için nasıl mutluydu, bilemezsiniz. Aklında olan muhteşem ötesi planları vardı. Uyumak, yemek yemek ve Neal'in ona çok çalışmasının karşılığında ödül olarak gönderdiği Ducati-Monster 696+ABS model yeni motoruyla İstanbul'un altını üstüne getirmek.
Gerçekten muhteşem bir varlıktı. Siyah rengi, hafif gri detaylarıyla tam genç kıza hitap ediyordu. Neal sömürüyordu, ama karşılığında kızı nasıl susturacağını iyi biliyordu... Uyanık yılan göz.
Cumartesi sabahı 10.30 da uyanmasına rağmen bir süre yatakta yuvarlandı ve saati 11 etti. Kağnı arabasıyla rekabet edercesine yavaş hareketler sergileyerek beyaz-kırmızı renklerle sade, ama bir o kadarda eşyaların yerleşimiyle ilginç dizayn edilmiş banyosuna yöneldi. Her karesinde onun tasarladığını belli edercesine garip bir ahenk vardı. Evin diğer her yerinde olduğu gibi. Acelesiz bir şekilde duşunu alıp, saçlarını kuruttu. Üzerine siyah eşofmanlarını geçirdiğinde, öğleden sonra bir olmuştu.
Odasının dağınıklığını umursamayarak kahvaltı etmek için mutfağa indi, tatlı bir şeyler yemek istediğine karar verdi. Henüz kullanmaya fırsat bulamadığı waffle makinasını kutusundan çıkardı. Bunu almak için Neal'la kavga ettiği günü hatırladı ve sırıttı. Telefonunu elime aldı, Neal'ın numarasını tuşladı. Pis yakışıklısı burnunda tütüyordu genç kızın. Telefon ikinci çalışta açıldığında konuşmasına fırsat vermeyerek atıldı.
"Mavişim, nasılsın? Seni çok özledim."
"İyiyim miniğim, bende seni çok özledim hatta bi ara işleri falan sallayıp yanına gelmeyi bile düşündüm." Diye yanıtladı Neal kızı. Özlemi sesine yansımıştı.
Melisa hevesle devam etti. "Bence de salla gitsin, atla gel."
"O işler öyle kolay değil Bayan Umursamaz" Dedi Neal.
Melisa: "Off biliyorum, son günlerde bunu daha iyi anladım. Ha bu arada, motor için çok teşekkürler bayıldım. Sen bitanesin." Dedi. Mutluluğu sesine aksediyordu adeta.
"Rica ederim. Bunu hak ettin, beğeneceğinden emindim o yüzden görür görmez aldım."
Neal'ın gülümsediğini görür gibi olmuştu sanki genç kız. Sesiyle sarıldı o an ona. "İyiki varsın maviş."
"Sende iyiki varsın minik, ee n'apıyosun ablanlar falan nasıl?"
Daha fazla duygusallaşmalarına izin vermeden konuyu değiştirme gayretini anlamıştı Melisa ve ayak uydurdu. "İyiler onlarda sağ ol. İşler güçler işte, aynı sayılır."
"Biliyor musun beni şaşırtıyorsun!" Dedi hayretle Neal.
"Niye ki?"
"İlk defa seni uzun bir süre boyunca sadece şirkette çalışırken görüyorum."
"Yani tam olarak öyle sayılmaz tabi."
"Bende ne zaman söyleyecek diyordum, içim rahatladı açıkçası." Ses tonundaki bariz rahatlama Melisa'nın gözünden kaçmadı. "Nasıl yani?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKSİYON MÜHENDİSİ (Tamamlandı)
ActionÇizgi meselesini bilir misiniz? Hani dark side falan... Yoldan çıkmak, yer altına inmek... Doğru ile yanlış arasındaki o ince çizgiden bahsediyorum evet. Uzatmadan günün sorusuna gelelim öyleyse; bir şey kime göre iyi-neye göre kötüdür? Bir çoğumu...