Multimedia Melisa
Düzenlendi.
* * * * * * *
Bölüm 7
"Şunu dinle. "Üstün, nadir bulunan zekaya sahip insanlar, yalnızca yararlı olan bir işe girmeye zorlandıklarında, en güzel resimlerle süslenip sonrada mutfak kabı olarak kullanılan değerli bir vazoya benzer." Der Schopenhauer, World as will'inde. Daha önce duymadığına yemin bile edebilirim."
"Ah sevgili matmazel agresif. Aynı kitabın bir başka sayfasında, " Yetenek, başkalarının ulaşamadığı hedefi vuran nişancı gibidir, dâhi ise, başkalarının görmediği bir hedefi vuran nişancı." yazdığını bilecek kadar duyduğuma eminim."
"Ooofff. Anlatmak istediğimi daha iyi anlamış olmalısın o halde."
"Bence devam etmelisin."
"Ya bak gerçekten bu iş çok sıkıcı, bana göre değil. Artık buna bir son verelim. Başka bir şekilde hallederiz."
"Olmaz Melis, daha fazla ısrar etme. O adamın her adımından haberdar olmak zorundayız ve sen bunu zaten biliyorsun, orada bulunman gerekiyor."
"Ama Selim..."
"Aması falan yok, devam ediyorsun o kadar. Hem Serdar amirinde kararları bu yönde."
"Yemin ediyorum şuracıkta bayılmak istiyorum. Hep senin yüzünden."
"Ne tırıvırı yaptın be Matmazel, alt tarafı adamın asistanlığını yapıyorsun. Duyanda taş taşıyorsun zannedecek."
"Sorun da bu ya! Tam iki haftadır hiç bir şey yapmıyorum. Günlük program ayarlamayı ve dosyaları düzenlemeyi saymazsak tabi. Saçma salak bir şekilde tutmam gereken notlardan bahsetmiyorum bile. Ah, kahve taşımayı da söyleyeyim unutmadan. Bebek bakıcısı olsam daha çok aksiyon yaşardım doğrusu!
"İyi ya işte, azıcık söz dinlemeyi öğrenirsin. Hem fırtına öncesi sessizlik bu, yakında karşına ağzına layık bir kaç lokma çıkacağına emin olabilirsin."
"Of Selim sinirime dokunuyorsun, benliğime yakışmayacak şekilde içimden beddua etmek geliyor. Mesela... hmmm, kışın duş alırken elektrikler kesilir de soğuk suyla yıkanmak zorunda kalırsın inşallah, sabah uyandığında çıplak ayakla tuvalete koşarken serçe parmağını komodinin köşesine çarparsın inşallah!"
"Melis, sen gerçekten iyi değilsin. Bahçesine top kaçmışta çiçekleri ezilmiş teyze moduna bağladın. Acil şifalar diliyorum."
"Def ol gözümün önünden Selim ve önümüzdeki 79 sene boyunca mümkünse karşıma çıkma."
"Sekseninci sene çıkabilir miyim peki?"
"Defolup gider misin Selim Allah aşkına!"
"Hay hay efenim, tabi ki giderim. Önden buyurun lütfen, Matmazel."
Gözlerini kısmış, öldürücü bakışlar eşliğinde sandalyeden kalktı Melisa. Öğlen arasında konuşmak için holdingin yakınlarındaki küçük kafelerden birine gelmişti Selim'le. Bir saat boyunca dil dökmesine rağmen yine de ikna edememişti. Katır inadı var maşallah.
Holdinge yürüyerek döndü. Asansöre binip 51.kattaki bembeyaz sade ve şık döşenmiş yönetici ofisinin asistan için ayrılmış bölümüne çıktı. İçeri girdiğinde masasının üzerindeki küçük not kağıdını fark etti. "Dönünce odama gel önemli. Alp." yazıyordu. Merak içinde Alp'in odasına yürüdü, kapıyı çaldı. Onay gelmesiyle içeri girdi, Alp'in eliyle işaret ettiği koltuğa oturdu. Gri ve kırmızının şahane uyumu her zaman olduğu gibi gözlerini kamaştırıyordu kızın. Meraklı bakışlarını gözlerine diktiğinde, Alp konuşmaya başladı. "Babamla birlikte bir günlüğüne acil iş gezisine çıkmamız icap etti ve senin de bizimle gelmen gerekiyor. Her türlü ihtiyacın karşılanacak. Ayrıca eşya konusunu da dert etme, gerekli olan her şeyi biz gidene kadar hazırlayacaklardır." Dedi, bir yandan önündeki kağıtları toparlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKSİYON MÜHENDİSİ (Tamamlandı)
AcciónÇizgi meselesini bilir misiniz? Hani dark side falan... Yoldan çıkmak, yer altına inmek... Doğru ile yanlış arasındaki o ince çizgiden bahsediyorum evet. Uzatmadan günün sorusuna gelelim öyleyse; bir şey kime göre iyi-neye göre kötüdür? Bir çoğumu...