Multimedia Cat adalarından bi görüntü..
Düzenlendi.
*********
Bölüm 9
"Tamam, yalan yok. Saha görevlerini seviyorum. Ancak alışkın olduğum çevreden ayrılmaktan da hiç hoşlanmıyorum arkadaş."
Sude'nin sitemli sözlerine karşılık gülümsedi Melisa. "O da tuzu biberi olsun be Sudecan. Hem bak, bahaneyle tatil yapacağız." Dedi ve göz kırptı. Bunun üzerine Sude'de gülümsedi.
Melisa merakla kaşlarını çattı ve devam etti. "Selim nerede kaldı, bir sorun mu çıktı acaba?"
Burun kıvırdı Sude, kızgınca cevapladı. "Beyefendi işlerini ayarlamadan, öyle pat diye yurt dışına çıkamazmış. Resmen adam holding sahibi bir iş adamı ve ben bunu daha yeni öğreniyorum. Ne diye "ajancılık" oynuyor o zaman?"
"Bilemiyorum, bunu kendisine sormalısın." Dedi Melisa, muzip bir sırıtışla.
Sude huysuzca devam etti. "Aman neyse ne, umurumda değil. Nerede bu adam yahu, şuna bak uçağı bekletiyor!"
"Buradayım, geldim."
Sağından gelen tok sesle, Selim'e doğru döndü Sude. "Sonunda teşrif edebildiniz prens hazretleri!" Dedi kinayeyle.
Selim gülerek cevap verdi. "Affedin prenses, bekletmek istemezdim."
Sude ters bakışlar eşliğinde önüne döndü. Nihayet uçak havalandığında uyumaya karar vermişlerdi. Zira buna çok ihtiyaçları vardı. Dünden beri hazırlıklar yüzünden uyuyamamıştı hiçbiri çünkü...
13 saat 45 dakika uçuştan sonra California - Los Angeles havalimanına inmiş, dinlenmeden aktarma uçağına binip 6 saat 35 dakika daha uçtuktan sonra nihayet NASSAU' dan 16 km uzaklıktaki Lynden Pindling uluslar arası havalimanına iniş yapmışlardı. Sude hayranlıkla etrafını süzerken konuştu. "Vay canına. Burası büyüleyici..."
"Evet öyle, harika bir yer." Diye tasdikledi Melisa onu, aynı şekilde çevreyi hayranlıkla süzüyordu.
Selim her zaman ki ciddiyetiyle söze girdi. "Kendinize gelin bayanlar, buraya tatile gelmedik."
Melisa ters ters baktı ve kızgınca konuştu. "Farkındayız herhalde Selim, ama biraz anı hissetmeyi öğrensen diyorum."
"Bence de." Diye tasdikledi Sude'de.
Selim ellerini teslim olurcasına kaldırdı. "Her şeye de bir cevabınız var."
Melisa ukala bir sesle yanıtladı onu. "Daha hiç bir şey görmedin sen. Neyse daha fazla uzatmadan otele gidelim. Sizin için en lüks otellerden birini ayarladım. Hadi yine iyisiniz."
Gülüşerek kendileri için ayarlanan arabaya binmiş ve otel Atlantis Paradise Island'a gidip hızlıca giriş yapmışlardı. Uzun süren uçak yolculuğundan dolayı her biri jetlag olmuş durumdaydı. Ertesi güne kadar dinlenme kararı alıp odalarına dağıldılar. Sadece akşam yemek için buluşacaklardı. Odasına girip, banyoya bile giremeyecek kadar yorgun olduğundan kendini direk yatağına attı Melisa ve uykuya daldı.
Uyandığında saati görür görmez hareketlendi, o sırada kayıp sırtüstü yere düştü. Sızlana sızlana yerden doğrulurken içinden kendi kendine saydırıyordu. Bir bu eksikti zaten. Tam sekiz saat
uyumuşum sığır gibi. Hayır anlamıyorum... Bünyemde öyle zayıf değil ama, iş uykuya gelince niye kış uykusuna yatan ayılar psikolojisine giriyorum bilmiyorum!
Tarzan gibi ormanda da yetişmedin aslında. Neden böylesin acaba? Dedi gerzek iç sesi, bilmiş bilmiş. Kapa çeneni diyerek onu azarladı ve susturdu. Ardından banyoya girdi, yüzünü yıkadı. Saçlarına çeki düzen verip aşağıya indi. Lobideki koltuklarda oturan Sude ve Selim'e başıyla selam verdi ve yanlarına kurulup konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKSİYON MÜHENDİSİ (Tamamlandı)
AcciónÇizgi meselesini bilir misiniz? Hani dark side falan... Yoldan çıkmak, yer altına inmek... Doğru ile yanlış arasındaki o ince çizgiden bahsediyorum evet. Uzatmadan günün sorusuna gelelim öyleyse; bir şey kime göre iyi-neye göre kötüdür? Bir çoğumu...