#24

3.1K 268 32
                                    

Selamlaaaaar :)) Aşağıdaki içi boş yıldızcığa minik dokunuşlar yapanlara veya duygu ve düşüncelerini belirtenlere kapımız sonuna kadar açık. Saygılar efenim... :) Keyifli okumalar.. :))

Multimedya Buğra Denizer

***

Bölüm 24

Buğra beni kıskanıyor, Buğra beni kıskanıyor, Buğra beni kıskanıyor.

Kafasının içinde defalarca yankılanan tek bir cümle ortamdaki tüm gürültüyü bastırır nitelikteydi. Fark ettiği gerçeğin verdiği bu dehşetengiz his genç kızı etrafa karşı duyarsızlaştırıyordu. Duyguları karman çorman olmuş, mantığı bu duruma inanmak istemiyordu. Belki de ben büyütüyorum.

Birini kıskanmak demek; onu sahiplenmek, ona önem göstermek, değer vermek hatta kimi zaman sevmek... Ne yani Buğra beni kıskanıyorsa..... Hayır, hayır.... Böyle bir şey olamaz, olmamalı, olmayacak...

Düşüncelerinden sıyrılmasına neden olan Neal'ın fısıldamasıydı. "Kaskatı kesildiğine göre, durumu idrak ettin"

Melisa sıkıntılı bir sesle cevap verdi. "Maviş, buradan gidelim mi?"

"Yine mi Minik? Ne yani kaçacak mısın? Nereye kadar sürecek senin bu tavrın. Bak, her zaman senin arkandayım Miniğim, zaten bu yüzden yıllardır oynadığın bu oyuna ayak uyduruyorum. Gittiğimiz diğer her yerde beni sevgilin sanmalarına izin verdim. Ama bu kez olmaz. Ne ben senin sevgilin rolünü üstleneceğim, ne de sen bana sığınıp buradan kaçacaksın. Buğra'nın sana nasıl baktığını gördüm, onun sana karşı derin hisleri var belli, tabi senin de öyle. Bir kez olsun kaçma, oluruna bırak Miniğim. Ben yine senin yanındayım tamam mı?" Dedi Neal, sevgiyle. Ve muzipçe devam etti. "Hem kim bilir belki aşık olursun ha. Belki de çoktan olmuşsundur."

Genç kız ciddiyetle Neal'ın yüzüne bakıp söze başladı. "Neal, beni iyi dinle, çünkü bir kez anlatacağım. Seninle bu anlaşmayı yaptığımız günü hatırlıyor musun? İşte o gün bana koşulsuz sevgisini sunan, hayatımın merkezindeki adam, yani dayım bana hayatımın en büyük kazığını attı. Bana yalan söyledi Neal! Ailemin beni terk ettiği gerçeğini sakladığını söyledi. Ki anlattığı gerçeklerin de yalan olduğunu tam dört yıl sonra öğrendik. Bana yalan söylediğini itiraf ettiği o gün anladım ki, birine koşulsuz güvenmek, onu sevmek yapabileceğin en büyük yanlışmış. Birine daha da önemlisi bir erkeğe güvenmek en büyük güçsüzlük Maviş. Ve benim hayatımda güçsüzlüğe yer yok. İşte bu yüzden seninle yıllardır bu aptalca oyunu oynuyorum. Sevgilim olduğunu düşünen erkekler yanıma yaklaşmıyorlar ve ben bu oyundan vazgeçmeyeceğim. Bu kişi Buğra olsa da. Hem ben ondan hoşlanmıyorum bile. Birini hayatına alacaksan Neal, onu sadece sevmek yetmez. Güven bir ilişkinin temelidir ve ben yeniden bir erkeğe güvenmeyeceğim. Hem sana söylemiştim, aşk denilen olgu fazlasıyla abartılıyor. Gerçek bile değil."

Anlayışlı bir ifadeyle gülümseyerek konuştu genç adam. "Pekala seni zorlamayacağım. Umarım bir gün senin güvenini kazanmış, mutlu olabileceğin birisi çıkar karşına Miniğim."

Melisa önündeki meyve suyundan bir yudum alıp cevap verdi. "O iş yaş be Mavişim. Ben adamı üzerim. Hem benim hayatım işim bunu sende biliyorsun."

Fısır fısır konuşmalarını bölen Burcu ablasının sitemli sözleriydi. Melisa'nın şarkı söylemesini istiyor ve karaoke bara kös kös oturmaya gelmediklerini vurguluyordu.

Israrlara dayanamayarak ayağa kalktığında önce lavaboya uğrayacağını söyledi, yürümeye başladı. Tuvaletlerin olduğu koridora girdiğinde bir iki adım atar atmaz kolundan çekilerek durdurulmuştu. Saldırmaya hazır bir pozisyon alacağı sırada görüş alanına giren, içini delik deşik eden bir çift mavi göz yüzünden vazgeçti.

Kızı çektiği yer koridorun girişinin biraz ilerisinde sağ tarafta içe göçük bir duvar dibiydi. Melisa kimse tarafından görülmedikleri için rahattı. Temkinli bir sesle konuştu. "Buğra?"

Buğra, "Melisa, bana bir açıklama borçlusun." Dedi ciddiyetle.

Genç kız umursamaz bir tavır takındı. "Hangi konuda?"

Ciddiyetini bozmadı Buğra. "Sabah, öğlen, akşam. Özetle bütün gün."

"Emredersiniz paşam. Başka arzunuz var mıydı?" Sesindeki alay kendisinin bile sinirini bozacak derecede fazlaydı kızın.

Ancak adam takdire şayan bir şekilde sabırla ve sakince sordu. "Melisa, sabrımı sınıyorsun. Hadi güzelim zorlamada anlat."

Melisa bu kez ukala bir şekilde devam etti. "Bak Buğra, evet sabah biraz kaba davrandığımı kabul ediyorum. Bilmen gereken bir şey olsaydı anlatırdım da zaten. Ama günümün geri kalanı hakkında ne ben sana hesap vereceğim, ne de sen bu konuda beni zorlayacaksın. Bu maço tavırların beni korkutmuyor bilgin olsun."

"Seni korkutmak gibi bir amacım yok zaten, ki bunu sende biliyorsun." Dedi genç adam, büyük bir olgunluk göstererek.

Ama kız yine umursamadı. "Bu tavırlar ne o halde Buğra, hesap mı vereceğim sana?

Kaşlarını çattı Buğra ve kızgınca konuştu. "Melisa, laflarımı çarpıtma! Hesap sormuyorum açıklama istiyorum."

Sert bir şekilde Buğra'nın gözlerine baktı. "Bende diyorum ki, sana hiçbir şey açıklamak zorunda değilim."

Uzun bir süre cevap vermedi adam, sadece kızın gözlerinin içine baktı. Maviliklerinin derinliğinde boğulmaya meyilli, dahası ömür boyu orada kalmaya istekli yüreğine söz geçiremiyordu Melisa. İçindeki çatışma inanılmaz boyuttaydı. Bu gözler böylesine içini eritir gibi bakarken mantığının yüreğine karşı olan bu savaşı kaybetmesi kaçınılmazdı, ta ki Buğra "pekala, öyle olsun." diyerek çekip gidene kadar... Sadece bir an için onu öpebilirdi bile. Eğer bakışlarını alıp gitmeseydi... Ama gittiği için seviniyordu, aklını başına getirmişti bu gidiş.

O özgür bir kızdı, uçarıydı, çocuksuydu, birine bağlanamazdı, yeniden güvenip yeniden yıkılamazdı. O buydu. Değişemezdi. Ve sevemezdi, sevmemeliydi.

Mantığını devreye sokarak kendini motive ettikten sonra lavaboda yüzünü yıkadı, sahneye çıktı. Şarkının müziği girdiğinde mikrofonu eline aldı ve söylemeye başladı.

Sen beni boşuna hiç,

Kalbinin oralara koyma

Kollarını bana sarma

Kalamam oralarda..

Sende gül eğlen

Öyle acıklı konuşma

Hayat ne ki sonuçta

Anlık bi buluşma...

Lalalala bende böyleydim

Lalalala hep de böyleydim.

Geçmişe gitmem

Küsüm gözyaşlarıyla

Daha güçlüyüm ben

Hatalarımla..

Beni kendi yoluna çağırma

Benim yolum başka

Gittiğim yer başka

Yokuşlarım başka

Karanlıkta yanabilirim

Boşlukta durabilirim

Düşmem ben!

Kanatlarım var ruhumda...

Geldiğim gibi gidebilirim

Aşktan vazgeçebilirim.

Zincir yok ki benim boynumdaa...

AKSİYON MÜHENDİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin