Multi ikizlerimiz Ömür ve Ömer
Düzenlendi.
***
Bölüm 42
Dehşet...
Şuanda içinde oldukları durumda hissettikleri tek duygu buydu. Öylece üzerinde harita çizili olan ölü bedeni izliyorlardı. Amaçsız, şaşkın, tedirgin... Kapının çarpma sesiyle yerlerinde sıçradılar ve kendilerine geldiler. Laboratuvar çalışanlarından bir adamın elinde dosyası ile cesetlerden birinin yanında durduğunu o zaman fark ettiler. Ardından bir süre birbirlerine baktılar.
Melisa: "Selim, bir kaç fotoğraf çek, lazım olacak. Sonra da buradan gidelim. Ne kadar vaktimiz olduğunu bilmiyoruz. Daha fazla vakit kaybetmeyelim." diyerek sessizliğe son verdi.
Sude başını sallayarak kıza katıldığını belli ederken Selim de telefonunu çıkardı. İşlerine yarayacak birkaç fotoğraf aldıktan ve cesedi kimsenin ulaşmayacağı gizli bir bölmeye yerleştirdikten sonra adli tıptan ayrılıp eve geri döndüler.
Her ne kadar önce bunu yapanları yakalamak isteseler de, öncelikleri şehrin can güvenliğini sağlamak olduğundan bombalara odaklandılar. Gitmeden Sude ile Melis bomba hakkında yaptıkları araştırmaları ve temizlenen MİT sisteminden kurtarabildikleri biraz bilgi kırıntısını birleştirmiş ve nihayet sonuçları elde etmişlerdi. Bombayı nasıl etkisiz hale getirebileceklerini artık bildiklerinden süratle işe koyuldular.
Sude cesedin üzerindeki harita fotoğraflarını PC'ye yükledi. Bombaların yerleştirildiği yerleri belirledi ve bir liste hazırladı. Melis te o sırada Selim'le üç ayrı sırt çantasına bomba imha gereçlerini yerleştiriyordu.
"İşte mekanlarınız." diyerek elindeki kağıtları onlara uzattı Sude ve devam etti. "10 bomba var. Her birimiz üç tane imha edeceğiz. Kalan bir tane buluşma noktamız olacak. Onu da hep beraber halledip çıkacağız. Unutmayın her bir bomba için 7 dakikamız var. Hızlı olmak zorundayız"
Selim "Neden 7 dakika?" diye sorduğunda, Melis yanıtladı. "Bomba öyle zekice tasarlanmış ki, imha çalışmalarına başlandığı an aktif hale geliyor. Ve 7 dakika sonra bum... Patlıyor."
"Anladım. Peki o halde, artık çıkalım ve bir an önce şu beladan kurtulalım."
Selim sözlerini bitirir bitirmez ceketini giyip şapkasını kafasına geçirdi. Sırt çantasını takıp merdivenlerden çıkmaya başladı. Kızlarda aynı işlemleri yaparak Selim'i takip ettiler. Bombalar MİT binasının yer altı tünellerinde olduğu için Selim'in arabasıyla oraya yollandılar.
Vardıklarında Serdar amiri aradılar, içlerinde köstebek olma ihtimaline karşın MİT binasının arka girişinin kamerasını devre dışı bıraktırdılar ve oradan içeri girdiler. Bodrum kata indiler ve kendi istikametlerine yöneldiler.
Melis'in tünele girmesiyle Selim seri bir hareketle Sude'yi kolundan yakaladı. Sude ani gelişen bu tavır karşısında şaşkınlıkla ona baktı ve "N'apıyorsun Selim? Acelemiz var." dedi.
"Farkındayım. O yüzden hızlıca söyleyeceğim zaten. Uzun zamandır bunu nasıl yapacağımı düşünüyordum, cesaretim yoktu. Ancak şuan başka hiçbir şeyin önemi yok gözümde. Birazdan büyük bir göreve gireceğiz. Ölebiliriz ve ben bunun içimde kalmasını istemiyorum. Sude ben seni seviyorum." Dedi Selim ve Sude'nin dudaklarına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı. Ardından kızın cevap vermesine fırsat vermeden tünele daldı.
Sude şaşkındı. Ancak şuan bunu düşünmeye vakti olmadığının bilincindeydi ve daha fazla oyalanmadan tünele girdi.
Tam 26 dakika sonra hepsi son bombanın başındalardı ve onu da başarıyla etkisiz hale getirdiler. Görev sonlandığında fiziksel olarak olmasa da, zihinsel olarak son derece yorulmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKSİYON MÜHENDİSİ (Tamamlandı)
AçãoÇizgi meselesini bilir misiniz? Hani dark side falan... Yoldan çıkmak, yer altına inmek... Doğru ile yanlış arasındaki o ince çizgiden bahsediyorum evet. Uzatmadan günün sorusuna gelelim öyleyse; bir şey kime göre iyi-neye göre kötüdür? Bir çoğumu...