,9,

223 24 3
                                    

Okul bitmiş ve eve gelmiştim. Öylece yatağın üzerinde uzanıyordum. Ayaklarımı aşağıya doğru sarkıtmıştım. Çantamı kapının kenarına atmıştım. İçinde çözülmeyi bekleyen testler vardı, çalışmam gereken konular. Ancak hiç enerjim yoktu.

Bugün belki de daha önce atmam gereken bir adım atmıştım. Ve bu kendim için iyi olandı ama şu an iyi hissetmiyordum. Dile kolay bir buçuk sene olmuştu neredeyse. Gizlice oğuzu sevmiştim. Peki neden sevilmemiştim?

Enes bilmiyordu ya da davranışlarımdan anlamış olabilir ve bana söylememiş olabilirdi. Zaten anlamaması garip olurdu çünkü en yakın arkadaşlarından biriydi. Bir de beni tanıyordu. Kapının tıklanma ve açılma sesiyle başımı hafifçe kaldırıp gelene baktım.

'hey' dedi enes önce başını uzatıp odayı süzmüş, beni bulduğunda odaya girmişti 'iyi misin?'

Endişeli geliyordu sesi. Başımı geri yatağa bırakıp tavanı izlemeye devam ettim.

'anladım' dedi aynı benim gibi yanıma uzanırken 'ben de iyiyim, sorduğun için teşekkürler'

Yan dönüp gerçekten mi dercesine baktım yüzüne. Masumca sırıttı. Gülümsedim. Bir saniye mi ne sürdü sadece. Geri tavanı izlemeye döndüm.

'bugün okulda iyi görünmüyordun' dedi. 'yanına da gelemedim' bu duruma canı sıkılmış gibiydi.

'boş ver' dedim canını sıkmamasını ima ederek. 'gelseydin daha kötü olurdum'

Biliyorum dercesine salladı başını. 'konu ne diye sormak istiyorum ama' dönüp yüzüme baktı. 'az çok tahmin edebiliyorum'

'nasıl?' dedim ama başta kekelemiştim. Biliyordu.

Gerçekten mi der gibi kaşlarını kaldırdı. 'biriniz kuzenim biriniz yakın arkadaşım olduğunuz için olabilir mi?'

'doğru' dedim geri tavana bakıp. Yüzüne bakmaya utanmıştım çünkü.

'ama almila' dedi enes düşünceli sesiyle. 'onu gerçekten sevdiğine emin misin?'

Ne demekti şimdi bu?

'çatma kaşlarını hemen' dedi eliyle alnıma vururken. 'şöyle ki onu abi gibi görüyordun değil mi?' onaylarcasına salladım başımı. 'sonra elifle sevgili oldu'

Yani dercesine gözlerine baktım. Bu gerçek neyi gösteriyordu.

'sonra sen onu kıskanmaya başladın.'

Doğru, elifle tanışmadan önce benimle ilgilenirdi hep. Abim gibiydi. Sonra elifle tanıştı. Hayatınıza yeni biri girdiğinde eskisi gibi olmazdı hayatınız. Çünkü bir kişi daha giriyordu ve zamanınızı ona göre düzenlemek zorunda kalıyordunuz. Oğuz da öyle yapmıştı. Benimle geçirdiği zamanı kısıp elife ayırmıştı. Bu benim hislerimi fark ettiğim zamandı.

'demek istediğim ne yaşadığını bilemem ama tahmin edebilirim. Sen onu seviyorsun, o da seni seviyor. Ama bence sen duygularını yanlış yorumluyorsun.'

Yanlış mı yorumluyordum?

'almila' dedi yattığı yerden kalkıp otururken. 'birisini sevmek, senin şu anki hislerin gibi olmaz'

'hislerimi mi küçümsüyorsun?' dedim sinirlenirken.

'hayır' dedi sakince 'birisini sevdiğinde onu merak edersin, tüm kalabalığın arasında elinle koymuş gibi bulursun onu. Bir kere gördüğün gülümsemesini her zaman görmek istersin ama diğer yandan sadece sen onu güldür, sadece sana gülsün istersin.' Düşüncelerinde biri varmış gibi konuşuyordu. Ancak dediklerini düşündüğümde böyle hissetmiş miydim ben?

'oğuz,' dedi sonra. Uzun bir sessizlik olmuştu. 'yakışıklı biri. Kibar da. Sana karşı hep nazik davrandı. Daha önce hiç tartıştınız mı?'

'hayır' dedim hızla. Tartışmamıştık. Hep iyiydi bana karşı.

'sana karşı her zaman iyi davranan, yakışıklı, nazik ve kibar biri.' Dedi açık bir şeyi göstermek ister gibi 'ondan abi olmasının dışında hoşlandığını düşünmüş olabilirsin'

Durdu, düşünmem için zaman verdi.

'ama almila, sen benden ve oğuzdan başka bir erkekle yakın oldun mu hiç? Bütün bu hissettiklerin kesin budur demiyorum. Sadece bunun basit bir hoşlantı olduğunu ve başka birisi daha onun gibi davransa sana ne olabileceğini düşünmeni istiyorum.'

Kaşlarımı çattım. Öfkelenmek ve söylediklerinin saçma olduğunu bağırmak istedim ama sonra düşündükçe ortaya çıkan bir cümle aklımın içinde yankılandı.

Sen sevilmek istedin.

Evet, sevilmek istemiştim. Peki ne yapmıştım? Sevmiştim. Oğuzu seviyordum, enesi seviyordum. Bir erkeğe karşı duyduğum sevgiyle, arkadaşıma karşı duyduğum sevgiyi mi karıştırmıştım yani?

'hoşlanmış, hoşlanıyor olabilirsin' dedi yüzüme bakarak ' ama aşık değilsin'

Ama aşık değilsin. Çok kesin bir cümle değil miydi? Nerden bilebiliyordu?

Ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi. 'hafta sonu, dediklerimi bir düşün.' Kapıdan çıkmadan önce yüzüme baktı. 'ne olursa olsun her zaman yanındayım ama lütfen, dışarıdan bir göz olduğumu unutma'

Bir süre arkasından kapıyı izledim. Söylediklerinde haklı olabilirdi ama onun haklı olması demek benim en baştan bazı şeyleri düşünmem demek oluyordu. En baş neresiydi? Hayatın adil olmadığını anladığım zamana mı dönmeliydim.

Açıkça içinde bulunduğum karmaşayı görmezden geldim ve her zamanki gibi ders çalışmaya sığındım. 

Bir AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin