,34,

160 18 0
                                    


'Mehmet'in numarasını aldım!'

Heyecanla sınıfa girip bize dönük bir şekilde sıraya oturan hilale baktım. Elindeki telefonu sıranın üzerine bırakmıştı. Yanakları hafif kızarmıştı. Nefes alışı düzensizdi.

'sen kütüphanede değil miydin?' diye sordum kaşlarımı çatarken 'Mehmet ne alaka?'

Zeynep de ilgiyle okuduğu kitabı bırakmış, hilale odaklanmıştı.

'Mehmet de kütüphanedeydi' dedi hilal hızlı hızlı konuşarak 'hadi! Bilinmeyenin numarasına baksana!'

'Allah aşkına hilal!' dedi Zeynep saçma bir şey yapmadım de ne olur der gibi çıkmıştı sesi 'nasıl aldın numarasını çocuğun?'

Ben de Zeynep'ten farksız değildim. Konu hilal olduğunda güvenemiyordum ancak telefonumu çıkartıp bilinmeyenin numarasını açtım. Hilalin telefonundaki numara ile yan yana koydum.

'aynı değil' dedim ikisine bakıp. 'numaralar farklı'

'değil mi?' dedi hilal hayal kırıklığına uğramış gibi. 'o kadar operasyon planlamıştım' cebinden küçük defteri çıkarttı 'nasıl o olmaz?'

Defterde Mehmet'in üzerini çizdiğini gördüm. 'en şüpheli olan oydu halbuki'

Gülümsedim. Bu iş en çok onun hoşuna gidiyordu. Kendini dedektif sanıyordu sanırım.

'tamam o zaman' dedi Zeynep bir süre düşündükten sonra. 'Mehmet'i eleyelim. Geriye ali, Mustafa ve poyraz kalıyor'

'aynen' dedi hilal ciddiyetle ' kalan sahalar bizimdir mantığıyla devam edeceğim. Eğer bilinmeyen ali ise bir düşün derim almila'

Bir dakika içinde kendi kendini motive etmişti. Yaptığı yorumla kaşlarım çatıldı.

'neden?' diye sordum anlamayarak. 'onun nesi varmış?'

'bilemiyorum' dedi dudağını büzüp 'o olmayabilir gibi geliyor bana. Sanki pek aşk, sevgi onluk değilmiş gibi'

'doğru aslında' dedi Zeynep hilale katılarak 'ben de onun bilinmeyen olmadığını düşünüyorum' biraz düşündü 'bir de sanki o birini severse direkt söyler gibi geliyor, bu mesaj işlerine falan girmez gibi'

'kızlar' dedim alayla gülerek 'ne güzel çözmüşsünüz iki ayda çocuğu ya! Tebrik ederim' ikisine de bakıp alkışlamıştım.

Zeynep hafifçe sırada iteklemişti beni. 'dalga geçme!' ama kendisi de gülüyordu.

'neyse' dedim hilale merakla bakarak 'sen nasıl aldın numarayı'

'aman ya!' dedi hilal önemsiz bir şeymiş gibi 'kütüphanede çalışıyordum. Onu gördüm. Dedektiflik iç güdülerim bana harika bir an olduğunu söyledi. Yani numarayı almak için. Ben de telefonumu raflardan birine sakladım.' Gülümsedi 'yanına gittim, dedim galiba telefonumu kaybettim senden arayabilir miyim, o da verdi telefonunu'

Zeynep ile birbirimize baktık. Bu gayet başarılı bir plandı. Hilal ikimize de sırıtarak baktı.

'ne oldu?' dedi gururla 'beğendiniz değil mi?'

Gözlerimi devirip geri test kitabımı çözmeye döndüm. Zeynep de okuduğu kitabı eline almıştı.

'desenize çok güzel bir plan yapmışsın diye' dedi hilal. Övgü bekliyordu.

'iyi bir planmış' dedim ağzımın içinden. Duyduğunu ve gülümsemesinin daha da genişlediğini gördüm.

'neyse' dedi sesi neşeliydi 'ders çalışayım biraz' ikimize de son kez bakıp önüne döndü.

Bilinmeyen Mehmet değildi. Öyleyse neden yemekhanede yüzlerimiz yakınlaşınca utanmış ve kulakları kızarmıştı. Yanlış mı görmüştüm? Ama kızlar da görmüştü. Yoksa kişilik olarak utangaç biri miydi zaten?

Bilinmeyenin kim olduğunu merak ediyordum ancak bazen samimi olup olmadığını sorguluyordum. Kimseye kolayca inanamazdınız. Alay ediyor, oyun oynuyor olabilirdi. Ya da başka bir amaçla yazıyor da olabilirdi. Arada beni sevdiğini ima eder gibi mesajlar atıyordu ama gerçekten seviyor muydu?

Bu sıralar uğraşmam gereken şeyler artmıştı. Hafta sonu uyuyamamıştım. Yarışma için soruları çözmüştüm ve konuları tekrar etmiştim. O yüzden yorgundum. Üstelik bilmediğim biri mesaj atıyordu ve ben de ona cevap veriyordum. Yaklaşan bir voleybol turnuvamız vardı. Başka? Lise zaten başlı başına bir stres kaynağıydı. Gelecek kaygım peki? Olmazsa olmazdı.

Düşünmem ve bir arada yürütmem gereken pek çok şey vardı. Herkes gibi. Ve ben iyi gidiyor muyum bilmiyordum.

Bir AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin