,48,

187 18 0
                                    

'abi!'

Küçük kız kahvaltı masasından abisine seslendi ancak abisi onu duymamış, dalgın bir şekilde çantasına bakıyordu. Kız, annesine baktı. Annesi de abisine, oğluna bakıyordu. Küçük kızına bakıp oğluna seslendi.

'oğlum! Kahvaltı yapmayacak mısın?'

Oğlan annesini de duymamıştı. Annesi kaşlarını çatıp biraz daha yüksek sesle seslenince başını çantasından kaldırıp dalgın bakışlarını annesine yöneltti.

'kahvaltı' dedi annesi masayı gösterip elindeki çayı masanın kenarına koyarken 'yapmayacak mısın?'

'yok' dedi genç oğlan 'canım istemiyor'

Annesi endişeyle oğluna baktı. Dün okuldan geldiğinden beri oğlunun davranışları dalgındı. Akşam yemeğinde bir şey yememişti neredeyse. Şimdi de canı yemek yemek istemiyor muydu? Hasta olmasından endişelendi. Sandalyeye oturmaktan vaz geçip oğluna yaklaştı. Elinin tersiyle alnına değdi. Ateşi yoktu.

'ne yapıyorsun?' dedi oğlan annesinin elinden kaçarken.

'ateşin de yok' dedi annesi endişeli sesiyle 'iyi misin?'

'iyiyim anne' dedi oğlan yüzünde oluşan gülümsemeyle. 'çok iyiyim'

Emine hanım, oğlunun yüzündeki gülümsemeyle rahat bir nefes aldı. Belki de uzun bir aradan sonra ilk defa bu kadar samimi ve güzel gülüyordu oğlu. Genç oğlan, annesini daha fazla endişelendirmemek için masaya yaklaşıp küçük bir ekmek koparttı ve reçele batırıp ağzına attı. Yemek istememesinin sebebi hasta olması değildi. Heyecanlıydı, fazla heyecanlı.

'var sende bir haller dünden beri' dedi annesi sandalyeye oturup çayını yudumlarken 'çıkar bakalım ne olduğu yakında'

Oğlan eğilip annesinin yanağına bir öpücük kondurdu. Ardından onları izleyen kız kardeşini de öpüp mutfaktan çıktı.

'çıktım ben' diye içeriye doğru seslendi, kenara bıraktığı çantasını alıp evden çıktı.

'daha bir saat var okula' diye oğlunun arkasından bağırdı emine hanım ancak oğlu onu duymamış, çoktan çıkmıştı.

--

'hadi be kızım!'

Enesin bıkkınca çıkan sesiyle onu umursamadan aynaya bakmaya devam ettim. Güzel olmuş muydum?

'almila!' diye tekrar bağırdı enes.

Hızla banyodan çıkıp enesin yanına doğru ilerledim. 'ne var ne?' dedim sinirle 'bekle dedim mi ben sana. Gitsene kendi başına'

Gözlerini kısıp üzerimi baştan aşağıya süzdü. Onu umursamadan mutfaktan elindeki karton poşetle çıkan halama döndüm.

'sağ ol halam' dedim gülümseyerek yanağını öpüp.

'o kadar uğraştın' dedi gülümserken.

'yok, yok' dedi enes şüphesi sesine de yansırken. 'bugün bir farklısın sen' bir bana bir elimdeki poşete baktı. 'saçların falan, farklı. İlk defa bu kadar uzun hazırlanıyorsun okul için.' Kendi söylediklerini başıyla onaylarken devam etti 'bir de bu kurabiyeler' poşeti gösterdi 'okula neden götürüyorsun? Hani bitmişti?'

Elimle saçımı düzelttim. 'güzel olmuş muyum?'

'ben ne diyorum sen neye takılıyorsun' diye söylendi. Askıdan ceketini alıp giyerken yüzüme baktı. 'çok çirkin olmuşsun'

'ya!' dedim hızla halama dönüp. 'kötü mü olmuş saçlarım?'

Halam enesin ensesine hafifçe vurdu. 'bakma sen ona. Çok güzel olmuşsun. Maşallah benim kızıma' eliyle yüzümü sıvazlayıp başıma bir öpücük kondurmuştu.

Bir AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin