,1,

795 55 3
                                    

Düşen kulaklığımı geri takmak için yürüyüşümü durdurdum. Kulaklığımın düşmesiyle eş zamanlı birisinin yalvaran seslerini duymuştum. Kafamı kaldırıp etrafımı süzdüm. Sağımda sokak lambasının aydınlatamadığı karanlık tarafta üç karartı görür gibi oldum. Kulaklığımı tamamen çıkarıp ceketimin cebine koydum ve o tarafa doğru ilerlemeye başladım.

Yaklaştıkça duvara dayalı bir kız ve ona doğru eğilmiş iki erkek olduğunu seçebilmiştim. Biraz daha ilerleyip hemen sağımda kalan çöp kovasının arkasına saklandım. Görünmemeye çalışarak kafamı kenardan çıkarıp ne yaptıklarını anlamaya çalıştım. Kız ağlıyor gibiydi. İki çocuk ise bunu umursamıyordu. Biraz daha uzun olanı kıza doğru eğilip kısık sesle bir şeyler söyledi. Ne söylediğini duyamamıştım ama kızın bağırmasıyla pek iyi bir şey söylemediğini anladım. Diğerine göre kısa kalan kızın yüzüne vurunca aslında burada ne döndüğünü anlamıştım.

Bu adamlar kızı taciz ediyorlardı. Elimi yumruk yapıp açtım. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Öylece arkamı dönüp gidemezdim. Tekrar onlara baktığımda kızın ağlamasının arttığını gördüm. Onu kurtarmalıydım. Bir plan düşünmeye çalışırken onların bulunduğu sokağın başına bir siluet daha yaklaştı. İlk onlardan biri sandım ama siluet sokak lambasına yaklaşınca otuzlarında bir adamın ellerini cebine sokmuş benim bulunduğum tarafa doğru yürüdüğünü anladım. Adam tam onların yanından geçti. Ancak bir kez bile kafasını çevirip ağlayan kızın yüzüne bakmadı. Orada hiçbir şey yokmuş gibi yoluna devam etti.

Gözlerimi birkaç kez kırpıp açtım. Siktir . Adamın kıza yardım edeceğini düşünmüştüm. Beni fark etmeden yanımdan geçip giderken öfkeyle arkasından baktım. İnsanlık ne zaman terk etmişti onu? Kafamı sağa sola sallayıp kendime gelmeye çalıştım. O kızı kurtarabilirdim.

Çantamı yere koyup içinde kullanabileceğim bir şeyler var mı diye karıştırdım. En altta elime sert bir kutu değince çıkarıp ne olduğuna baktım. Biber gazı? Biber gazının benim çantamda ne aradığını düşünürken beynime hücum eden anıyla karşı karşıya kaldım.

Odamda ders çalışıyordum. Enes kapıyı tıklayıp içeri girmiş ve yatağımın kenarına oturmuştu. Söylemek istediği bir şey var gibiydi.

' bir şey mi oldu enes?' kafasını kaldırıp gözlerime baktı.

' aslında evet. Senin için endişeleniyorum. Okuldan eve kendi başına yürüyerek geliyorsun. Biliyorum. Okulda kimsenin bizim kuzen olduğumuzu bilmesini istemiyorsun ama başına bir şey gelecek diye korkuyorum. Bari eve birlikte yürüsek? '

' başıma bir şey gelmeyecek. Ayrıca kendimi koruyabilirim.' Elimi başıma vurup ' onlar benden korksun. ' dedim.

Güldü. ' pekala, sadece bu yanında olsun o zaman ne olur ne olmaz.' Cebinden biber gazını çıkarıp bana uzattı. Gülerek aldım ve çantamın içine attım.

Kafamı sallayıp anıdan kurtulmaya çalıştım. O zamandan beri çantamda durduğunu bile fark etmemiştim.

Biber gazını cebime koyup telefonumu çıkardım. Polisi arayıp sessiz olmaya dikkat ederek yerimizi söyledim. Tahminen gelmeleri on-on beş dakikayı bulurdu. O zamana kadar onları oyalamalıydım. Şapkamı kafama geçirip ceketimin önünü iyice kapattım. Pekala, yapabilirdim. Sadece onları oyalayacaktım.

Saklandığım yerden çıkıp adamlara doğru ilerledim.

' hey, naber?'

Adamlar kafalarını kaldırıp bana baktılar. Şaşırmışlardı. Göz ucuyla kıza baktım. Bana umutla bakıyordu. Ceketimin cebindeki elimi sıktım. Sadece on beş dakika onları oyalamalıydım.

Bir AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin