,15,

197 22 3
                                    

'almila'

Adımı seslenen efeyle başımı okuduğum kitaptan kaldırıp ona baktım. Çantasını tek omzuna asmış, yeni sınıfa giriyordu. Hastalandığım günden sonra iki gün devamsızlık yapmış, anca iyileşebilmiştim. Kızlar da aynı şekilde okula gelmemişti.

'günaydın' dedim gülümseyerek. Efe, sınıfta iyi anlaştığım kişilerden biriydi. Genelde diğerleriyle fazla bir muhabbetimiz olmazdı.

'günaydın, nasıl oldun?' gözleri bir süre yüzümde gezindi 'daha iyi misin?'

'iyiyim' elimdeki kitabı bıraktım 'sen nasılsın?'

'ben de iyiyim de' kısa bir an düşündü 'o gün kötüydün baya, uyandırmaya çalıştım uyanmadın'

Başımla onayladım. 'evet ya' dedim hasta olduğum gün aklıma gelince ' sen miydin benimle ilgilenen? Enes bahsetmişti ama ismini bilmiyormuş. Teşekkür ederim'

'önemli değil ya' gülümsedi. Elini ensesine atmış, utanmış görünüyordu. 'enes, kuzeninmiş sanırım'

'evet' dedim başımı sallayıp onaylarken.

'bilmiyordum' diye devam etti. 'gerçi okulda da birlikte görmedim hiç sizi'

'zaten kızlar biliyor bir tek' dedim açıklamak ister gibi 'hem o, on ikinci sınıf ya, çok zamanı olmuyor malum'

'anladım' dedi 'sırama geçeyim'

Başımla onayladım. Sırasına geçip çantasını bıraktı. Ardından tekrar yanıma gelmişti.

'kantine gideceğim, var mı istediğin bir şey?'

'yok, teşekkür ederim' dedim sıraya koyduğum kitabı tekrar elime alırken. Görüşürüz der gibi elimi kaldırdım.

Efe sınıftan çıkarken, içeri giren Zeynep ve hilal ile gülümsemem genişledi ve kitabı bıraktım.

'günaydın' dedim sonunu uzatırken ' sizi görünce daha bir aydınlandı gün'

Zeynep kıkırdadı, hilal ise gözlerini devirip çantasını adeta sıraya fırlatmıştı. Ardından oturup bana doğru döndü. yanıma oturan Zeynep'in koluna sarılıp hilale baktım.

'ne bu neşe,' dedim alayla. Yalandan bir gülümseme yaptı.

' her gün okul mu olur?' dedi sitemle 'zaten hala yorgun hissediyorum'

'o soğukta oturmayacaktık o kadar' Zeynep'e döndüm ' o duygusal farkındalığı pekâlâ kantinde de yaşayabilirdik' omzunu kaldırıp indirdi.

'aynen' dedi hilal sonunu uzatarak. 'baksana bir şey de değişmedi ki' eliyle önümde duran test kitaplarını gösterdi 'aynı tas aynı hamam' kitaplara vurup sitemle yüzüme baktı 'kızım iki gün önce ateşler içinde yatıyordun sen, ne bu hız' başını onaylamazca iki yana sallamıştı 'az bir bırak ya!'

'anlaşıldı' dedim Zeynep'e sarılmayı bırakıp sırada arkama yaslanırken 'sen daha sinirini atamamışsın' elimle saçlarımı arkaya doğru taradım 'yalnız bu sefer dışarıda seninle oturmam söyleyeyim baştan. Ben fark ettim edeceğimi'

'az sakin ol hilal sen de' dedi Zeynep çantasından ders kitabını çıkartırken 'anladık hepimiz, bir şeyleri ama' kitabı sırasına koydu ' öyle ha deyince bırakılmıyor alışkanlıklar' sonra aklına gelmiş gibi ekledi 'üstelik hiç mi çalışmayalım? O zaman nasıl sınıfı geçeceğiz?'

Hilal oflayarak döndü önüne. Aynı şekilde kitabını çıkartıyordu.

'merak etme' dedim öne doğru, ona yaklaşarak 'teneffüslere çıkarız artık, hem etkinlikler olursa onlara da katılırız'

Yandan gülümsediğini gördüm. Benim de yüzümde bir tebessüm oluştu.

'aynen' dedi Zeynep bana bakıp göz kırparken. Sınıfın kapısı kapanınca, gelen edebiyat hocasıyla oturuşumu düzelttim ve derse odaklandım.

--

B: bu gün bir şey mi oldu? (12.34)

Almila: ne gibi? (12.35)

B: yok bence kesin bir şey oldu. (12.35)

Almila: ? (12.36)

B: neden seni bu kadar sık görüyorum ben bugün? (12.37)

B: tamam, şikayetim yok ama (12.37)

B: garip, tuhaf hissediyorum. (12.37)

Almila: ne diyorsun bilinmeyen? (12.38)

B: sen iyisin değil mi? (12.38)

Almila: evet. (12.39)

Almila: neden olmayayım? (12.39)

B: öyleyse sorun yok. (12.39)

B: sanırım.. (12.40)

Almila: bilinmeyen, ben iyiyim de (12.59)

Almila: sen değilsin sanırım (13.00)

Almila: neyse, hoca geldi (13.00)

Almila: sonra konuşuruz. (13.01)

B: konuşur muyuz gerçekten? (13.02)

^görüldü^

Bir AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin