Final

253 21 8
                                    

Beş sene sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beş sene sonra

Gözüm cübbenin lacivert işlemelerinde dolaşıyordu. Aklımdaysa geçen beş senenin anıları dolanıyordu. İyisiyle kötüsüyle. Gülümsedim.

Bugün üniversiteden mezun oluyordum. Biraz önce yemin töreninde yeminimi etmiştim. Yeminli bir hemşireydim artık. Yks sürecinde çok düşünmüş sonunda hemşirelik okumak istediğime karar vermiştim. Poyrazla ankarayı kazanmıştık. O tıp okuyordu ve henüz iki senesi daha vardı.

Hilal ve zeynep bir sene mezuna bırakmaya karar verip tekrar sınava girmişlerdi. Sonuçları kötü geldiğinden değil de hedefledikleri bölümler için tekrardan girmişlerdi sınava. Hilal, üçüncü sınıf genetik mühendisliği öğrencisiydi. Zeynep ise matematik öğretmenliği okuyordu. Son sınıfa geçmişti o da.

Zehra, ayşe ve Ahmet, spor bilimlerinden bu sene mezun oluyorlardı benim gibi. Ali ve Mehmet ise yazılım mühendisliğinden mezun olmuştu. Rümeysa, zeynep gibi öğretmenlik okumuştu. Kimya öğretmenliğinden mezun olmuştu bu sene.

Aramızda belki de ne istediğini en net bilenimiz mustafaydı ve hedefine ulaşmıştı o da. Milli savunma üniversitesini kazanmıştı. Abisi ve babasının izindeydi, asker olmuştu. Canım kuzenim, enes, bizden bir yıl önce mezun olmuştu liseden. Hukuk okumuştu eniştem gibi. Stajlarını eniştemin yanında yapmıştı hep. Şimdi bir yıldır onun yanında çalışıyordu. Avukat olmak ona yakışmıştı.

Hepsiyle olan arkadaşlığımız kesintiye uğramadan bugüne kadar daha da güçlenerek gelmişti. Poyrazla ilişkim ise çok güzel devam ediyordu. Aynı okulda farklı bölümlerde olsak da onunla birlikte okumak, vizelere, finallere birlikte hazırlanmak bizi daha çok bağlamıştı birbirimize. Hem en iyi arkadaşı hem sevgilisi olmuştuk birbirimizin.

Önüme koyulan kahve bardağıyla gülümseyerek poyraza baktım. Büyümüştük. Ama o yakışıklılığından hiçbir şey kaybetmemişti. Onun beni sevmesi başıma gelen en güzel şeylerdendi.

'ne düşünüyorsun?' dedi karşıma oturarak. 'cübbene bakıp duruyorsun'

Merakla sorduğu soruyla gülümsedim. 'geçmişi' dedim omzumu silkip.

Anladım dercesine salladı başını. Gülümsedi. 'sen böyle mezun olunca benim de aklıma o günler geldi şimdi' gülümsemesi genişledi 'lisenin son sınıfı, mezuniyet. Hepsi çok güzel ve eğlenceli geçmişti'

Hatırladığım olayla küçük bir kahkaha attım. Poyraz da gülüşümle güldü ama ne oldu der gibi bakıyordu.

'aklıma hilal ve alinin dokuzuncu sınıfları nasıl kandırdığı geldi' dedim gülmeme engel olmaya çalışarak.

Okul bitip yaz tatiline girince de grupça görüşmeye devam etmiştik. Hilal ve ali bu süreçte daha da yakınlaşmış, sıkı dost olmuşlardı. Eğlence anlayışları çoğu zaman aşırıya kaçsa da onlarla eğlenmek hoşuma gidiyordu. On ikinci sınıfın ilk haftasıydı. Yine ikisi muhteşem bir plan kurup dokuzuncu sınıflara bir oyun oynamak istediler. Poyrazgilin sınıfta bizden büyük gösteren bir arkadaşları vardı, fatih. Onu da ikna edip dokuzlara öğretmen olarak tanıtmışlardı fatihi. Allah var çok güzel oynamıştı rolünü fatih, acaba o zaman mı karar verdi öğretmen olmaya bilmiyorum. Hilal ve ali de videoya çekmişlerdi gizlice. Dokuzların o şaşkın halleri çok komikti. Ama tabii ki yakalanmışlardı. Ceza almaktan ise hakan hoca sayesinde kurtulmuşlardı. Onaylamazca iki yana salladım başımı. Ondan sonra uslanmamış, devam etmişlerdi eğlencelerine. Lisenin son haftası hocalarla vedalaşırken hakan hocanın bakışlarında Allaha şükreder gibi bir ifade gördüğüme emindim. Çok çektirmişlerdi adama.

Bir AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin