,10,

216 27 0
                                    

Önümdeki soruyu kaç kez okumuştum bilmiyorum ama bir türlü anlayamıyordum. Gözlerim acıyordu. İyi bir uyku uyuyamamıştım. Genel olarak hem fiziksel hem de zihinsel iyi olduğum söylenemezdi. Pazar günündeydik. Cumartesi günü tamamen ders çalışmış, kendime düşünmeye fırsat bırakmamıştım. Elimdeki kalemi bırakıp sandalyede arkama yaslandım ve başımı arkaya doğru sarkıttım. Okuduğum ama anlamadığım paragraf sorusu sanki bırak artık diyordu. Zaten anlamıyorsun.

Ayağa kalkıp gerindim. Her tarafım tutulmuştu. Peki ders çalışmayacaksam ne yapacaktım?

'almila!' diyerek hızla odama giren enese ne oldu dercesine baktım. Heyecanlı görünüyordu. 'marvelin yeni filmi çıkmış, gidelim mi?'

İşte bu güzel bir teklifti. Sosyal medyada sürekli karşıma çıkıp duruyordu ve ben de gitmek istemiştim.

'olur' dedim heyecanla başımı sallarken. Şimdi ikimiz de aynı heyecanı paylaşıyorduk.

'o zaman yarım saate çıkalım' dedi geri dönüp odadan çıkarken.

Siyah kotumu ve siyah kazağımı alıp giydim. Dışarısını çok soğuk değildi. O yüzden siyah kapüşonlu hırkamı da giyip odamdan çıktım. Saçlarımı açık bırakmıştım. Kapıda duran botlarımı giyerken enes de gelmişti.

'ne kadar da iç açıcısın' dedi üzerimi süzüp botlarını alırken. Gözlerimi devirdim. Aynı şekilde onu süzdüm. Siyah kot, siyah kazak. Sanki o çok uğraşmıştı ya.

'oysa siz çok renkli görünüyorsunuz ya enes bey' dedim alayla.

Uzanıp saçlarımı karıştırdı. Eline vurup çekmesini sağladım. 'uğraşma benimle' dedim.

Daha fazla saçlarımı karıştırmaya çalışırken arkadan gelen halamın sesiyle sırıttım.

'enes' sesi uyarıcıydı 'uğraşma benim kızımla' gelip saçlarımı düzeltti. 'gayet güzel olmuş bir kere'

Halam enese dönünce sinsice sırıttım. Enes sırıtmama sinirle bakıyordu.

'ben senin oğlun değilim zaten' diye mırıldandı.

Halam güldü. Az önce enesin bana yaptığı gibi onun saçlarını karıştırıp 'oğluşum benim' dedi. Bir yandan da bana göz kırpıyordu.

'ya anne ya' dedi enes saçlarını düzeltirken. 'ne yapıyorsun?'

'hadi, hadi' dedi halam kapıyı açarken. 'dikkat edin birbirinize'

İkimiz de onaylayıp evden çıktık.

--

Alışveriş merkezi çok kalabalıktı. Özellikle de sinema bölümü. Önce yemek yemiştik ve sonra bilet almaya çıkmıştık ama gördüğüm sırayla şaşkınca enese baktım.

'fazla kalabalık değil mi?'

Etrafta göz gezdirip konuştu. 'Pazar ya bugün, tabii bir de Spider-Man 3 vizyonda olunca'

Haklısın der gibi salladım başımı. Genel olarak gençler vardı zaten. Sıraya girip bekledik. Sıra yavaş yavaş ilerliyordu. Okul, dersler hakkında konuşurken bize sıra geldiğinde biletlerimizi alıp çıktık.

'on beş dakika var' dedi enes telefonuna bakarken. 'içeri girelim, mısırları falan alırız'

Onaylayıp içeriye ilerledim. Tekrardan mısırları almak için bir sıraya girdik. Gerçekten bu ne kalabalıktı böyle?

'meyve suyu değil mi?' diye sordu önümüzdeki kişi ödeme yaparken.

'evet'

Enes, içecekleri alırken ben de mısırları alıp salona doğru ilerledim. Salonun kapısında durup enesin gelmesini beklerken bir yandan da mısırdan yiyordum.

Enes gelip kendi mısırını aldı. Sonra eli saçıma uzanmıştı. Ne yapmaya çalıştığına baktığımda mısır kovasının içine girmiş saçımı gördüm.

'pasaklısın' deyip sırıttı. Omzuna hafifçe vurup elini saçımdan çektim. Önden salona girip yerimize oturdum.

------

Zaten iyi değildim, şimdi daha garip bir ruh hali içindeydim. Film gerçekten çok iyiydi. Enesle birlikte salondan çıkmış, alışveriş merkezinin çıkışına ilerlerken ikimizde konuşmuyor, gözlerimiz yerde dalgınca yürüyorduk.

'çok iyiydi' dedi enes sonunda etkisini yavaş yavaş atarken. 'aslında girmeden önce spoiler yemiştim ama buna rağmen güzeldi'

Onaylarcasına başımı salladım. 'ben de birkaç spoiler okumuştum ama çok üzerinde durmamıştım'

Açıkçası iyi olmuştu sinemaya gelmek. Üç saate yakın filme odaklanmak kendi hayatımdaki olanları düşünmemi engellemişti.

'iyi ki gelmişiz' dedim enesin koluna girip başımı yaslarken. 'kafam dağıldı'

'evet' dedi. 'böyle dışarı çıkmayalı baya olmuştu.'

Olumluca salladım başımı. Yavaşça otobüs durağına doğru ilerledik. Hava iyice soğumaya başlamıştı. Çok fazla beklemeden gelen otobüse binip eve gelmiştik. Saat on biri geçiyordu. Halam muhtemelen uyumuştu. Eve girdiğimizde salondan gelen televizyon sesleriyle oraya geçtik. Eniştem, televizyon izliyordu. Kapıdan girdiğimizi görünce sesini kısıp gülümsedi.

'hoş geldiniz çocuklar' dedi 'halanız da yeni yattı'

'hoş bulduk' diye mırıldandım sessizce. Tekli koltuğa oturdum.

'nasıldı film?' dedi merakla.

'iyiydi' dedi enes.

Eniştem, yani Gürhan korkmaz, iyi bir koca, iyi bir baba ve iyi bir avukattı. Onunla da iyi anlaşırdım ama halamla bir tık daha iyiydik. Bu zamana kadar hep yanımda olmuş, ne zaman bir ihtiyacım olsa yardım etmişti. Hem halama hem ona minnettardım. Ben de onlara yük olmamaya çalışıyordum.

Okulun nasıl gittiğini, ihtiyacımız olan bir şey olup olmadığı sormuştu. Saat zaten geç oluyordu. O yüzden hepimiz odalarımıza geçtik.

Telefonumu cebimden çıkartıp yatağa attım. Üzerimi değiştirip yatağa geçerken aklıma bilinmeyen düşmüştü. İki gündür ondan mesaj almıyordum. En son bilekliğimi bulduktan sonra onun hakkında olumlu düşünmeye başlamıştım çünkü daha öncekilerden farklıymış gibi hissetmiştim. Ama belki de onlarla aynıydı ve çoktan alacağını alıp vaz geçmişti.

Alarmımı kurup telefonu masaya koydum ve yorganın altına girdim. Elbette ki bilinmeyeni merak ediyordum ama artık yorulmuştum.

On yedi yaşımdaydım ve yorulmuştum. O yüzdendi bu kadar boş vermişliğim. Ne de olsa bir gün açığa çıkacaktı kim olduğu.

Böyle düşünüyordum ama sonrasında olacaklardan bir haberdim.

Bir AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin