,39,

179 18 0
                                    

'ne olurdu benim olsan'

'şu yaralarımı sarsan'

Konferans salonuna yaklaştıkça müziğin sesi daha da netleşiyordu ve her kim söylüyorsa sesi çok güzeldi.

'bıktım artık yol almaktan'

'önüme çıkıp durdursan'

Salona girip Zeynep ve hilali bulmadan önce gözlerim direkt sahneye, şarkıyı söyleyen Mehmet'e yönelmişti. Şaşkınlık ve hayranlıkla şarkıyı söylemesini izledim bir süre olduğum yerde dikilip. Bu kadar güzel bir sesi olduğunu düşünmemiştim. Söyledikleri şarkı da ayrı güzeldi.

'gidiyorum buralardan, tüm rüzgarlar senin olsun'

'benden ayrı rüyadasın, dilerim bir gün uyanırsın'

Araya gitar girdiğinde daldığım yerden, gözünü kapatmış şarkı söyleyen Mehmet'ten, anca çekebilmiştim gözlerimi. Yanlarına yaklaşınca geldiğimi fark eden Zeynep ve hilale gülümsedim.

'çok güzel' dedim hayranlıkla sahneyi gösterip. 'şarkı da öyle'

'evet' dedi Zeynep gülümseyerek Mehmet'e bakarak. 'nerede kaldın? Biraz daha önce gelseydin hepsini dinleyebilirdin!'

'sorma' dedim aklıma Büşra gelince gözlerimi devirip 'zor ayrıldım kütüphaneden'

'kızlar maçımı izliyor hala?' dedim sahneye sırtımı dönüp koltuğa yaslanırken.

'evet' dedi hilal baktığı kağıttan kafasını kaldırıp 'baya uzun bir maç oldu galiba'

Anladım dercesine başımı eğdim. Zehra, Ayşe ve rümeysa 11-a ve 11-c arasında olan voleybol maçını izlemek için bahçeye çıkmışlardı. Ben matematik grubuyla kütüphanedeydim ve kızlar da burada, bir hafta sonra olacak bir etkinlik için prova yapıyorlardı. Zeynep, şiir okuyacaktı. Hilal ise Mehmet gibi çok güzel şarkı söylüyordu.

'bu şarkıyı mı söyleyeceksiniz?' dedim hilale merakla. 'adı ne?'

'Kıraç'ın gidiyorum şarkısı' dedi hilal 'ama bu şarkıyı söylemeyeceğiz' başıyla sahneyi, Mehmet'i, işaret edip devam etmişti 'Mehmet'in son zamanlarda dinlediği bir şarkıymış. Hoca da burada olmayınca bir söyleyelim dediler'

'anladım' dedim 'ama gerçekten çok iyi söyledi, sesine yakışmış'

'değil mi?' dedi hilal gülümsemesi genişlerken 'benim de çok hoşuma gitti.' Dudaklarını büzdü 'bilinmeyenin Mehmet olmaması ne acı'

'neden?' diye araya girdi Zeynep.

'iyi bir enişte adayıydı' dedi hilal alayla. Uzanıp hafifçe kafasına vurdum. 'tamam be!' diyerek başını tutmuştu.

Cebimde titreyen telefonumu çıkartıp arayana baktım. Derin bir nefes kaçtı dudaklarımdan. Büşra arıyordu.

'efendim?' dedim sesime sıkıldığımı yansıtmamaya çalışarak.

'neredesin?' dedi Büşra. Sesi soğuk geliyordu.

'konferans salonundayım' dedim kızlara bakarak. 'bir şey mi oldu?'

'hayır,' dedi bir süre sessizlik oluştu 'yapamadığımız birkaç soru var' sanki bana bunları söylemek istemiyor gibiydi 'işin bittiyse gelebilir misin?'

'geliyorum' dedim. Cevabımı duyar duymaz telefonu kapatmıştı. Yaslandığım yerden ayrılarak oflayarak kızlara baktım.

'kütüphaneye gidiyorum' dedim açıklayarak. İkisi de acıyarak yüzüme bakıyorlardı.

'kolay gelsin' dedi Zeynep elini omzuma koyup yanındayım der gibi. Hilal ise gıcık bir gülüş ile yüzüme bakmaya başlamıştı.

'kolay gelsin' dedi alayla 'aklın burada kalmasın' diye devam etti imayla. Gözlerimi devirip sahnedeki Mehmet'e kaydı bakışlarım. Göz göze geldik. Hafif bir tebessümle selam vermişti. Aynı şekilde karşılık verip çıkışa yöneldim.

Bir AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin