3: tekrar beraberiz

1.1K 115 110
                                    

Eve resmen koşarak gidiyordum. Dersten sonra Sunghoon'u ne aldığını söylemesi için tekrar sıkıştırmıştım ama bu sadece sınıftakilerin bizi daha da fazla yanlış anlamasıyla sonuçlanmıştı. Tam bir fiyasko yani.

Lütfen... Lütfen, acayip bir şey almış olmasın. Lütfen...

Titreyen ellerimle anahtarlarımı bulmaya çalıştım. Bulduktan sonra anahtarların arasında giriş kapısının anahtarını bulmaya çalışırken hepsini düşürdüm ve onları almak için eğildiğimde kafamı kapının kirişine tosladım. Sinirle ve acıyla kalkarken anahtarı kapıdaki kilide takmaya çalıştım ama ellerim o kadar titriyordu ki asla yerini tutturamıyordum. Öfkeyle anahtarlarımı fırlattım.

Sakin ol Haerin. Neden sadece zile basmıyorsun? Annen evde sonuçta.

Zile bastım ve derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. Belki de annem gelen kargoyu açmamıştır. Sonuçta benim adıma gelen bir şeyi açmaması gerekir, her ne kadar meraklı bir kadın olsa da...

Annem kapıyı açınca içeri girip ayakkabılarımı çıkardım.

"Hoş geldin, canım."

Ayakkabılarımı fırlatırcasına çıkarmıştım ve etrafa da doğru düzgün bakmamıştım. Hızla anneme döndüm.

"Bana kargo geldi mi?"

"Ah, evet. Odana bıraktım."

"Açtın mı?"

Ani sorum karşısında şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı ve cevap verdi.

"Hayır, önemli bir şey miydi?"

Çok şükür. Gelene kadar tuz yumurtlamıştım, açmamış olması gerçek bir mucizeydi.

"İnternetten alışveriş yapmıştım da... Bekliyordum bayadır."

"Anladım, canım. Üzerini değiştirince yemeğe gel, tamam mı?"

Gülümsedim ve başımla onayladım. Normal davranmaya çalışarak odama doğru ilerledim. Lezzetli bir şeyler kokuyordu. Annem genelde yemek yapmaya özenmezdi, bugün iyi gününde falan mıydı acaba?

Odama girince kapıyı kapadım ve gözlerimle odayı taramaya başladım. Masanın üzerindeki paketi görür görmez oraya ilerledim.

Paketi elime aldım. Ağır ya da hafif diyemezdim. Roman olamayacak kadar geniş bir yüzeyi vardı ama kitapmış gibi de hissettiriyordu. Paketi açtım.

Elimde tuttuğum şey bir kimya test kitabıydı.

Aval aval kitaba baktım. Bu da neydi şimdi? Bu hediyenin anlam ve önemi ne olabilirdi?

Sandalyeye oturup kitabı masanın üzerine yerleştirdim ve kapağını açtım. İlk sayfada yapıştırılmış bir not vardı. Notu elime alırken bıkkınlıkla iç çektim. Teknoloji çağında yaşıyorduk ama Sunghoon mesaj atmak yerine bana hediyeler alıp yanında not gönderiyordu.

Sevgili Haerin,

Bu sıralar derslere pek odaklanamadığını fark ettim ama neyse ki ben sana yardım etmek için buradayım. Şanslısın, sana en iyi dersim olan kimyada yardımcı olacağım. Gerek yok deme, normalde de kimya dersinde kötü olduğun evrensel bir gerçek. Sana engin kimya bilgimle yol göstereceğim. Sana bir dahaki sınavdan en az 80 alma garantisi veriyorum, pişman olmayacaksın.

Bu paragrafın sonuna çizdiği göz kırpan suratı görünce sinirlerim bozuldu ve kahkahayı bastım. Göz kırpan bir surattansa daha çok kabız olan bir tilkiye benziyordu. Kesinlikle resim yeteneği yoktu. Notu okumaya devam ettim.

Docile DamozelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin