21: affedildin

726 82 47
                                    

"Yani bunca zaman beni takip etme sebebin arkamı kollamak mıydı?"

"Evet, farkında bile değildin."

"Birkaç ay önce fark ettim ya!"

"Sadece birkaç aydır mı takip ettiğimi sanıyorsun?"

Af buyur? Çok daha uzun zamandır mı izliyorsun?!

"Ne zamandan beri... Sen..."

"Abinin evden kovulduğu o günden beri."

Abimin kovulması yıllar önceydi. Bu kadar zamandır beni takip ediyor olamazdı, değil mi? Kim parkta gördüğü bir kızı yıllarca izlerdi ki?

"Çoktan fark ederdim-"

"Ama etmedin."

Sözümü kesmesiyle dudaklarımı birbirine bastırıp alt dudağımı çiğnedim. Sessiz kaldığımı gören Sunghoon devam etti.

"Çünkü beni tanımıyordun, dikkat çekmiyordum ama bu sene seninle aynı sınıfa düşünce beni tanıman kaçınılmaz oldu. Tanıdık bir simayı birkaç kere oldukları yerde görmek insanların şüphelenmesine sebep olabilir, normal."

Hayretler içerisindeydim. Nasıl bu kadar zaman sessiz sedasız bir şekilde peşimde dolanabilmişti aklım almıyordu. Gerçekten sınıfın 'sessiz çocuğu' lakabını sonuna kadar hak ediyordu. Her ne kadar özgüveni yüksek olsa da pek dikkat çekme meraklısı değildi.

"Ah, Sunghoon..."

"Biliyorum, kulağa korkunç geliyor ama gerçekten kötü bir niyetim yo-"

Ellerimi omuzlarına yerleştirip ona nazik bir bakış attım. Kesinlikle yaptığı şeyler normal değildi ama gerçekten de bir art niyet göremiyordum. Beni her ne kadar korkutsa da ona artık alışmıştım. Onu böyle kabullenmek zorundaydım, farklı bir koruma anlayışı vardı. En azından her şey yoluna girene kadar bir süre onu idare etmeliydim.

"Affedildin."

Şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdığında bunu beklemediğini ve onu affettiğim için mutlu olduğunu sanmıştım ama Sunghoon'un saçma bir insan olduğunu unutmuş olmalıyım.

"Af dilemedim ki-"

"Çok konuşma, Sunghoon."

***

Dersler bitmişti ve son zamanlarda olduğu gibi Sunghoon'la evime doğru ilerliyorduk. Hoşuma gittiğinden değildi ama siktir git desen de gitmeyen biri olduğu için onu boş vermeye başlamıştım.

Evimin olduğu sokağa girdiğimizde Sunghoon ayrılmadan önce sorduğu klasik sorularını sormaya başladı.

"Bir sorun var mı?"

"Yok."

"Olursa bana söyleyeceksin, değil mi?"

"Hı-hı."

"Haerin?"

"Evet, Sunghoon!"

İç çekip bıkkınlıkla gözlerini kapadı. O da ilk fırsatta ona danışmayacağımın oldukça farkındaydı.

"Neden böyle yapıyorsun?"

Evimin önüne geldiğimiz için sorusunu görmezden gelip vedalaşma aşamasına geçtim.

"Pekala, görüşürüz!"

Surat ifadesini değiştirmeden bana bakmaya devam ettiğinde masumca gülümsedim. O bir şey demeyince de bahçe kapısından içeri girip eve doğru ilerlemeye başladım. Hiçbir şey demeden gideceğini sanmıştım ki arkamdan seslendi.

Docile DamozelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin