Gaeun, ben ve Sunghoon öğle arası sınıfta oturmuştuk ve muhabbet etmeye çalışıyorduk. İkisi de çok sakin görünüyorlardı, bu yüzden birbirleri hakkında ne düşündüklerini kestiremiyordum. Gaeun ve Sunghoon'u bir araya getirmeyi hiç istememiştim ama tabii ki Sunghoon'un kendini hayatıma çok rahat dahil edebildiğini unutmuştum.
"Okuldan sonra bowling oynamaya gitmek ister misiniz?"
Dehşetle Sunghoon'a baktım. Onunla bir yere gitmek istemiyordum, hele ki Gaeun'ı da yanımızda götürmek en son isteyeceğim şeydi.
"Hayır!"
"Olur."
Hızla hayır demiştim ama Gaeun benimle aynı anda konuşmuştu.
Neden kabul ediyorsun bu teklifi, Gaeun? Onun bir sosyopat olduğunu hissedemiyor musun?!
Sinirle Gaeun'ı sıranın altından dürttüğümde bana ters bir bakış attı.
"Ah, niye hayır Haerin-shi?"
Sunghoon'a "sen ciddi misin?" dercesine bakarken yanımdan Gaeun da alayla konuştu.
"Evet ya, niye hayır diyorsun, Haerin-shi?"
Gerçekten mi, Gaeun... Sunghoon'un konuşma şeklini taklit etmek zorunda mısın? Biliyorum, sana onunla çıkmıyoruz dedikten iki gün sonra sevgili olduğumuzu söylediğim için kızgınsın. Seni anlıyorum ama Sunghoon yanımdayken sana gerçekleri söyleyemezdim. Akşam eve gidince anlatacağım, söz veriyorum. O yüzden lütfen bana gıcıklık yapmayı kes, yalvarırım.
Ona her ne kadar bakışlarımla yalvarsam da beni pek umursar gibi bir hali yoktu.
"Karnım ağrıyor, eve gidip dinlenmek istiyorum."
Basit bir yalandı, inandırıcı olduğunu söyleyemem ama işe yaramıştı.
"Ah, zavallıcık! Sana bir adaçayı alıp geleyim."
Sunghoon hızla kalkıp giderken onu durdurma şansım olmadı. Sunghoon'un gidişini fırsat bilen Gaeun koluma yapıştı.
"Çıkmıyoruz demiştin, şimdi ne halt yiyorsun!"
Tıslarcasına konuştuğunda endişeyle etrafa baktım. Sınıfta başkaları da varken ona asıl gerçeği anlatamazdım.
"Akşam seni arayacağım, tamam mı? Bütün gerçekleri dinlemeye hazır ol ama biraz sabret."
Bana ters ters bakarken ona sessizce yalvardım.
"Lütfen..."
"Ah, tamam... Ama bana her şeyi anlatacaksın!"
İşaret parmağını tehdit edercesine salladığında hızla başımı salladım.
"Bütün her şeyi, kesinlikle."
Tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi ve sıradan kalktı.
"Tuvalete gidiyorum, gelecek misin?"
Geleyim de Sunghoon geri döndüğünde beni göremeyip bütün okulda beni arasın, değil mi? Kızlar tuvaletlerine bile hiç çekinmeden gireceğine eminim. Erkek arkadaşım olarak bilinen birinin okulda sapık diye adının çıkmasını istemem, Sunghoon her ne kadar umursamaz bir tip olsa da benim de bir itibarım var sonuçta.
Gülümseyip hayır anlamında başımı salladım. O da ısrar etmeden gitti zaten, çok sıkışmış olsa gerek.
Sırada tek başıma kalınca bir an ne yapacağımı bilemeyip etrafa bakındım. O sırada sınıftaki bir çocukla göz göze gelince hızla gözlerimi kaçırdım. Muhabbetimin olmadığı insanlarla göz göze gelmek oldukça rahatsız ediciydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Docile Damozel
FanfictionKendi hayatınızı yönetemediğinizde etrafınız onu kullanmak isteyenlerle çevrilir.