Benimle en son o gün kitapçıda konuşmuştu, üstünden iki gün geçmesine rağmen benimle bir daha iletişime geçmemişti. İki gündür okulda hiçbir şey olmamış gibi dersleri dinliyor, bana bakmıyordu bile.
Biyoloji dersindeydik ve kafamda tilkiler dolaştığı için odaklanamıyordum. Gözlerimi kısarak Sunghoon'a baktım. Ön çaprazımda oturuyordu ve gayet de derse odaklanmış gözüküyordu. Hiç utanması yoktu. Beni korkutup odağımı bozmuştu ama kendisi güzelce dersleri dinliyordu. Bu onun rakip eleme yöntemi falan mıydı? Saçmalama Haerin!
"Kızım ne öyle gözlerini dikmiş çocuğa bakıyorsun?!"
Sıra arkadaşım Gaeun dibime girip bu sözleri fısıldamıştı. Hâlâ Sunghoon'a kötü kötü bakmakla meşgul olduğum için ona bakmaya tenezzül etmedim.
"Katil mi acaba?"
Bunu planladığımdan daha sesli söylemiştim. Hatta bütün sınıfın duyabileceği seviyedeydi ama ben farkında değildim, Sunghoon bile dönüp bakmıştı.
Onunla göz göze geldiğimde kötü bakışlarımı yumuşatmaya çalıştım, sonuçta onun gibi birinin düşmanım olmasını istemezdim. Tabii çoktan olmadıysa...
Suratında eğlenir gibi bir ifade vardı ve tek kaşını hafifçe kaldırmıştı. Gülmemek için dudaklarını ısırdığını gördüğümde kaşlarımı çattım, henüz bütün sınıfın beni duyduğunu fark edemeyecek kadar dalgındım.
"Jeong Haerin, burada canlılardan bahsediyoruz, katillerden değil."
Biyoloji hocası adımı söylediğinde oturduğum yerde dikleşip hızla ona döndüm. Göz ucuyla baktığımda sınıftakilerin bana baktığını görebiliyordum.
Sonunda herkesin beni duyduğunun farkına varmıştım.
"Özür dilerim, dersinizi böldüğüm için kusura bakmayın."
Çok alakasız bir şekilde kendimi rezil etmeyi başarmıştım. Zaten dersi de dinleyemiyordum, niye gelmiştim ki okula?
Hoca gözlüklerinin üzerinden bana ters bir bakış atıp derse kaldığı yerden devam etti. Herkesin önüne dönmesini beklerken istemsizce Sunghoon'a baktım. Gözlerimiz kesiştikten sonra önüne dönüp hocayı dinlemeye devam etti.
Hafif omuzlarının titrediğini gördüm, o bana gülüyor muydu?
***
Gaeun'la kol kola girmiş çıkışa doğru yürüyorduk. Okul bitmişti ve Sunghoon yine benimle konuşmamıştı. Yanına gidip kendim de konuşmaya çalışabilirdim ama eğer bu yapmamı istemediği bir şeyse sonucu kötü olabilirdi. Nasıl biriydi, derdi neydi, neyden hoşlanmazdı bilmiyordum. O yüzden hiçbir şey yapamıyordum.
"O çocukla derdin ne?"
"Hangi çocukla?"
Salağa yatmak en iyi yaptığım şeylerden biriydi.
"Bugün gözlerinle yediğin çocuktan bahsediyorum."
"Hmm..."
Düşünüyormuş gibi yaptım. Bu bana hem zaman kazandırırdı hem de durumun önemli olmadığını gösterirdi.
"Ha, sen şu biyoloji dersindeki olayı diyorsun!"
"Evet, onu diyorum. Aranızda bir şey mi var?"
Merakla dibime girmişti, her şeyi öğrenmeden beni rahat bırakmayacak gibi bir hali vardı.
"Sunghoon'la aramda ne olabilir ki?"
"Adı Sunghoon muymuş?"
Ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktım. Gerçekten adını bilmiyormuş gibi gözüküyordu. Aynı şaşkınlıkla ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Docile Damozel
FanfictionKendi hayatınızı yönetemediğinizde etrafınız onu kullanmak isteyenlerle çevrilir.