"Beni takip ediyor diyorum, anne! Beni kaçırdı!! Evde olmadığımı fark etmediniz mi?!"
"Bir süre sonra fark ettik ve polisi aradık ama kaybolmanın üzerinden 24 saat geçmediği sürece bir şey yapamazlarmış. Kimse kimseyi birkaç saatliğine bir hiç için kaçırmaz, yalan söylemene gerek yok, Haerin. Her nereye gittiysen dürüstçe söyle, bir şey olmaz."
"Tamam, hadi kaçırıldığıma inanmıyorsun ama sana çocuk beni aylardır takip ediyor diyorum-"
"Annene bağırma, Haerin."
"Sana mı bağırayım, baba?"
Ters tepkim karşısında babam sadece gözlerini devirip bir kolunu koltukta annemin arkasına atmakla yetindi.
Yan taraftan abim de konuşmaya dahil olunca aşırı sinirlendim.
"Onunla sarmaş dolaştın az önce, pek de rahatsız oluyor gibi bir halin yoktu."
Neden öyleydim hiçbir fikrim yok, kendimde değildim resmen! Alkol koktuğumu söyledin ama ben bir şey içmedim!
"Yalan söylemiyorum!"
Abim derin bir iç çekip babamla anneme döndü. Sanki birazdan söyleyeceği şeyleri söylemeye mecbur kalmış gibi bir tavır takındı.
"Bunu söylemek istemezdim ama... Haerin içmiş."
"NE?!"
"Ne?!"
"Haerin! Sen ciddi olamazsın!?"
"İçmedim ben bir şey ya!"
"Buram buram alkol kokuyorsun, kandırma kimseyi."
Annem hızla yanıma gelip beni kontrol ettiğinde o da benim içmiş olduğuma kanaat getirdi ve beni güzelce koltuğa oturtturdu.
"Reşit olmadığın halde nasıl içersin? Üstüne bir de yalan söylüyorsun. Peki bir çocukla evin önünde sarmaş dolaş olmana ne demeli? Kaç gündür kendini odaya kapatıyorsun bir de... Senin neyin var?"
Şaşkınlıkla anneme bakıyordum. Bütün parçaları birleştirip benim sorunlu olduğuma karar vermişti bir anda. Bu deliceydi, annem nasıl asıl gerçekleri göremezdi? Beni en iyi tanıyan kişi o olmalıydı, nasıl her şeyi yanlış yorumlayabilirdi?
"Ne düşündüğünüz umurumda değil. Sunghoon beni takip ediyor, hatta beni kaçırdı diyorum size! Kafama bir kalasla vurdu ya! Dışarıda neden o halde olduğumuzu inan bilmiyorum ve içmedim yemin ederim! Odama kapanma sebebim de abimdi! Nedenini en iyi babam bilir, öyle değil mi baba?"
Babam dehşetle bana bakarken annem babama döndü. Abimle babam birbirlerine kısa süreli baktılar ve sanırım orada hızlı bir anlaşmaya varmış olacaklar ki arka arkaya konuştular.
"İçtiği için ne dediğinin farkında değil bence, hayatım. Saçmalıyor sadece."
"Evet, anne. Sunghoon denen çocuk onun sevgilisi, muhtemelen ona kızmayalım diye aralarındaki ilişki hakkında yalan söylüyor."
İkinizi de sikeyim ya! Bana düşman olmaya yemin mi ettiniz?
Anneme baktım. Benden daha çok onlara güvenecek gibi bir hali vardı. Ona bu konuda kızamazdım çünkü ben de kafasının güzel olduğunu düşündüğüm birine inanmaktansa aklı başında olan iki kişiye hak vermeyi yeğlerdim.
Anlam veremediğim şeyse nasıl sarhoş olmuş olabileceğimdi. Buraya gelmeden önce sadece bir dilim tatlı yemiş ve bir bardak meyve suyu içmiştim. Onların alkol içermediği oldukça barizdi.
Bir anda meyve suyunun korkunç aromasını tekrar ağzımda hissettim ve yüzümü buruşturdum. Sanırım şimdi anlıyordum.
Görünüşe göre içtiğim meyve suyu gerçekten de meyve suyu değildi, içinde ağrı kesici falan da yoktu. Sunghoon bana sağlam bir içkiden bir bardak içirtmiş olmalıydı, hem de daha önce hiç alkol tüketmediği için toleransı düşük olan birine!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Docile Damozel
Fiksi PenggemarKendi hayatınızı yönetemediğinizde etrafınız onu kullanmak isteyenlerle çevrilir.