28: küçük soruşturma

680 76 104
                                    

Jiho'nun attığı konuma geldiğimde yanlış bir yere yönlendirildiğimi sanıp konumumu birkaç kere daha kontrol etmiştim ancak garip bir şekilde doğru yerdeydim.

Kafamı kaldırıp önümdeki güneşle yarışırcasına parıl parıl ışık saçan devasa kuyumcuya baktım. Yanında ise şirin bir kafe vardı. Jiho'nun konum seçerken rastgele bir yer seçtiğini ve şu kafenin yerine dikkat etmeden bu kuyumcuyu işaretlediğini sanıyorum.

"Çok dakiksin, Haerin."

Jiho'nun sesi kulaklarımı doldurduğunda içimi huzursuzluk kapladı. Sunghoon, Jiho'nun zaten borcu bilip ödediğini söylediğinde bunu hemen ona sorup onaylatmak istemiştim ama yapamamıştım. Bu doğrulatmak istediğim bir gerçek değildi. Gerçekse bile direkt sorarak öğrenmek istemiyordum, Jiho'nun kendi isteğiyle söylemesini tercih ediyordum çünkü eğer kendi söylerse... Ancak kendisi söylerse onu affedebilirdim.

Affedilecek bir yanı yoktu, biliyorum ama içten içe ondan uzaklaşmak istemiyordum, onunla vakit geçirmek eğlenceliydi. Güzel vakit geçirebildiğim birini hayatımdan çıkarmak istemiyordum, her ne kadar beni kandırmayı tercih etmiş olsa da...

"Evet, öyleyimdir."

Üstüne başka bir şey söylemediğimde Jiho'yla bir müddet bakıştık. Ondan bir hareket beklercesine öylece orada duruyordum, sonunda yön verircesine elini öne uzatıp konuştu.

"Geçelim mi?"

Onu başımla onaylayıp kafeye doğru birkaç adım attığımda Jiho'nun kolu yolumu kesti ve daha fazla ilerleyemedim.

"Nereye gidiyorsun, Haerin?"

Afallamış bir suratla ona baktım. Nereye gidiyor gibi gözüküyorum sence?

"Iı..."

Ona ne cevap vereceğimi bilemedim, zaten o da beni iteklemeye başlayarak
söylenmişti.

"Attığım konuma dikkat etmedin mi? Oysaki doğru atmıştım..."

Jiho, kolumdan çekiştirerek beni önümüzdeki kuyumcuya soktuğunda hâlâ konuşma yetimi geri kazanamamıştım.

Bu gösterişli mekanda ne işimiz olabilirdi ki? Sözleşme gereği onunla bir aktivite yapmak zorunda olmasam buraya hayatta gelmezdim, o ayrı konu.

"İyi de... Burada ne yapacağız?"

Lütfen saçma sapan bir şey söyleme çünkü ben hepinizin absürt istekleri ve düşüncelerinden oldukça yoruldum. Daha fazla acayip durumu kaldırabileceğimi sanmıyorum.

"Pırlanta seçeceğiz."

"Neden?"

"Evlilik için."

Anlamadım? Senden saçma şeyler istemediğimi söylemiştim, sen de benden yapamayacağım bir şey istemeyeceğini söylemiştin ama şimdi on yedi yaşındaki bir kızla evlenmeye mi çalışıyorsun? Hem seninle evlenmek yapabileceğim bir şey değil, bunu isteyemezsin! Sunghoon'la derdin her neyse onunla hallet, evlenmek için çok gencim...

Ona uzunca bir süre aval aval baktığımda güldü ve devam etti.

"Kuzenim, kız arkadaşına evlenme teklifi edecek. Zevksiz biri olduğu için de ona yardım edeceğiz."

Duyduklarımla birlikte sesli bir şekilde rahat bir nefes verip huzurla gözlerimi kapadığımda Jiho'nun kıkırtısı kulaklarımı doldurdu.

"Onun sırası daha gelmedi, sabret."

İma ettiği şey karşısında gözlerimi devirip içindeki mücevherlerle parlayan cam tezgaha yönelip göz gezdirmeye başladım.

"Gelmeyecek de zaten, merak etme."

Docile DamozelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin