7

630 40 3
                                    



Önümdeki soğuk içeceği pipetiyle çekerken yanımdaki Jisoo'yu başımla onayladım.

"Evet dedim ya, zaten çok sürmedi ve güzel bir akşam olarak sona erdi." tamamen göz boyamadan ibaret olan cümlelerimi Jisoo'ya söylerken Taehyung'da arkamı topluyordu. İkimizde dün akşamki davet hakkında atıp tutuyorduk. Ve bu ciddi ciddi bir voleybola dönmüştü. O topu bana gönderiyor bende ona gönderiyordum ve oyun böyle yalanlarla devam ediyordu.

Jisoo ise arada bize gülüyor ve sakince dinliyordu. Ama bugün fazla sakin gibiydi. Yüzündeki keskin ve huzursuz ifade gitmek bilmiyordu. Ona ne olduğunu sormaya da cesaretim yoktu. Böyle konuları açıp ortamın havasının bozulmasını istemiyordum. Sadece garibime gidiyordu, masaya otururken gayet mutlu gibiydi hatta anlattığına göre de dün Sana ile güzel bir gün geçirmişti. Yani yakın zamanda canını sıkacak bir olay yaşamamıştı.

Düşünceli gözlerimi onun keskin yüz hatlarından çekip mekanda gezdirmiştim. O sırada karşımda oturan Taehyung ile göz göze gelmiştim. Ama gözlerinin içine fazla bakmamıştım çünkü şu anda sadece arkasından vuran güneş yüzünden çelik gibi parlayan siyah saçları dikkatimi çekiyordu.

Fakat birden masadan gelen tok sesle bakışlarımı onun ellerine sabitlemiştim. Bir elini yumruk yapmış ve parmağını masaya gizliden tıklatmıştı. Ben hala onun eline bakarken gözümün önünde iki kere daha tıklatmıştı. Gözleri ve aklı burada değil gibiydi çünkü şimdi başını pencereye çevirmiş dışarıya bakıyordu ama gayet de buradaydı.

Böyle işaret yapıyordu çünkü top şu anda bendeydi. Birazcık benim de ekleme yapmamı istiyordu. Bu yüzden de pek klişe olan gizli kodumuz ile bana haber vermeye çalışmıştı. İçeceğimden bir yudum daha alıp tekrar yüzü bembeyaz kesilmiş Jisoo'ya dönmüştüm.

Yandan bakılınca gözlerinin altındaki şişlikler daha da belli oluyordu. Dizlerinin üzerindeki telefonuna öyle bir şekilde dalmıştı ki, sanki yanımda bir ceset oturuyor gibi hissetmiştim. Omuzlarını gösteren yeşil kazağına baktığımda hiçbir oynama olmadığını görmüştüm. Nefes bile almıyor gibiydi, bu kadar sessiz ve ruhsuzdu. Ama buna rağmen hala daha su kadar saf ve güzel görünüyordu. Güneş birazcık eğdiği suratına vuruyor ve solgun tenine renk veriyordu.

Onu izlemeyi kesip tam ortamda ses olsun diye yeni bir konuyu açacakken başını kaldırıvermişti.

"Ah cidden, söylemesem olmaz fotoğrafta çok güzel çıkmışsınız." birazcık kısık çıkan sesi onu boğmuş gibiydi. Hemen önündeki meyve suyuna uzanırken çaktırmadan aşağıda duran telefonununun ekranına bakmıştım.

Ekranda o akşam Taehyung ile benim çekildiğim fotoğraf vardı. Daha birkaç dakika önce gösterdiğimiz fotoğraf. O zaman yorum yapmamıştı ama şimdi yapıyordu. Kafası cidden dolu olmalıydı bu yüzden onun bu dalgın haline gülmüştüm. "Sağol ama yalan söylemene gerek yok. Orada cidden beklemediğim bir anda çekildiği için kötü çıkmıştım."

Jisoo içeceğini yudumlarken birden durup bana bakmış ve kaşlarını çatmıştı.

"Hayır, gayet güzel çıkmıştın."

Jisoo ve ben aynı anda Taehyung'a dönmüştük. Dirseklerini masaya vermiş yüzünde peydahlanan küçük gülümsemesiyle doğrudan bana bakıyordu.

Sadece numara yapıyordu. Jisoo'nun yanında her zaman yaptığı gibi işte. Sanki beni çok seviyormuş gibi davranıyordu. Eminim içinden ne kadar berbat çıktığımı geçiriyor ve alttan alttan laf sokabilmek için böyle konuşuyordu.

Ama işin tuhaf tarafı gülümsemesinde bir alay ifadesi yakalayamıyordum. Zira gitgide gözüme daha da kibar gelen masum bir gülümseme gibiydi. Karnımda garip bir his hissetmiştim, dokunmak için elimdeki içeceği hızlıca masaya bırakıyordum ki kaşla göz arasında dışı ıslak olan cam bardak elimden kaymış ve yere sesli bir şekilde düşüp paramparça olmuştu.

Kalp| TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin