26

489 43 37
                                    




Olduğum yerde dona kalmış bir şekilde, kapının önünde yarı çıplak dikilen Taehyung'a bakıyordum.

O sırada arkamdan gelen hışırtılar yüzünden, Jungkook'un da ayağa kalktığını anlayabilmiştim.

Şimdi asıl soru neydi? Taehyung evime nasıl girmişti?

Ne zaman girmişti?

Niye girmişti?

Evimde niye yıkanmıştı?

Bu kadar sorum varken tek diyebildiğim şey "Taehyung?" olmuştu.

Göre göre aşina olduğum gülümsemesini hemen dudaklarına yerleştirmişti. İlk önce gözleri benim üzerimde gezmiş ardından arkamda kalan Jungkook'a kısa bir göz gezdirmişti.

Pekala sanırım bu an, bu yıl yaşadığım en tuhaf olaylarda ilk üçe girerdi.

Taehyung'un tüm odağı tekrar bana döndüğünde hayretlerle ismimi söylemişti.

"Jennie?"

Onun bu tavrına anlam veremediğim için kafamı 'n'oluyor' anlamında sallamıştım. O ise sanki bana darılırmış gibi gülümsemeyi kesip suratını asmıştı.

"Ben yıkanırken birilerini eve davet ettiğini bilmiyordum. Şaşırdım doğrusu."

Bu sefer yüzümü buruşturmuştum. Öyle konuşuyordu ki sanki ben en başından beri burada olduğunu biliyormuşum gibi anlaşılıyordu. Bunu kesinlikle bile bile yapıyordu ve bundan çok zevk alıyordu.

Tekrar bir şey söylemeye yeltenmişken Jungkook birkaç adım atıp önüme geçmişti.

Yüzü bir soluktu ve daha önce heyecan ile parlayan gözleri şimdi soluktu.

"Herneyse Jennie, her şey için teşekkürler. Birbirimizi anlamamanız güzel oldu."

Bu kadar az durmuş olması ve doğru dürüst konuşamamış olmamız beni içten içe üzse bile gülümsemeye çalıştım.

"Teşekkür etmene gerek yok."

Son kez gözleri bileklerime gitti, o an yüzünde ekşi bir gülümseme belirdi.

"Görüşürüz öyleyse."

Aynı şekilde ona veda etmiştim. Çok hızlı haraket etmiş ve kapıdan geçerken Taehyung'un yüzüne bile bakmadan koridora girmiş, ardından arkasından yürüyen bana çok bir şey söylemden evi tamamen terk etmişti.

Dış kapı ile bakışırken anlıyordum. Kesinlikle daha fazla durmak ve konuşmak istemişti ama Taehyung onu ap açık huzursuz etmişti.

Kapıya ayağımla belli belirsiz geçirdikten sonra seri adımlarla tekrar salona girmiştim.

Taehyung gayet rağat bir şekilde koltuğa oturmuş, bacak bacak üzerine atmış, hatta masanın üzerindeki kurabiyelerden bir tanesi almış pişkin pişkin yiyordu.

Ne kadar vurdum duymaz bir insandı.

"Taehyung sence de bir şeyler söylemen gerekmiyor mu?"

Ayaklarımı yere sert sert basarak odanın içinde ilerlemiş, en sonunda önüne oturmuştum. Beni çok endişelendirdiğini ve sinirlendirdiğini her yönümden belli ediyor olmalıydım. Fakat kendisi o kadar rağat ve yavaş haraket ediyordu ki, bu beni hasta edecekti.

"Ne söylemeliyim? Bence sen konuş. Ben banyodayken eve Jungkook'u davet etmişsin. Bana haber vermedin bile, hazırlıksız yakalandım ve Jungkook beni yarı çıplak görmüş oldu."

Kalp| TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin