19

489 40 15
                                    




Ellerimi ölesiye sıkmıştım. Nabzım hızlanırken motorum da ona eşlik ediyordu. Şimdi gerçekten bir şeyden kaçıyormuşçasına sürüyordum. En sonunda ise Taehyung'u da arkamda bırakmam kaçınılmaz olmuştu. Etrafta çığlıklar kopuyordu.

Loş ışıkların rengi değiştirilip birden bire daha canlı bir şekilde yanmaya başlamışlardı. Düdük sesleri artarken hakkımda iddiaya girip kazananların mutluluk çığlıkları, kaybedenlerin ise yakarışları kulaklarıma ulaşıyordu.

Kazanmıştım.

Çizgiyi ilk geçen bendim.

Ama bu zafer buz gibi olmuş bedenimi ısıtmaya yetmiyordu. Hala daha kabullenemediğim bir şey vardı. Çizgiyi geçtiğim halde motoru hala daha sürdüğümü fark ettiğimde motoru sağa doğru kaydırarak ani fren yapmıştım. Derin derin nefesler alırken tekrar dikiz aynamdan arkaya bakmıştım.

Zaferimi kutlamak için bitiş çizgisinde bekleyen birkaç kişi ve bazı yarışmacılar buradan belli olan şaşkın ifadeleriyle yanıma doğru koşuyordu.

Emin olmak için bu sefer başımı arkaya doğru çevirmiştim. Sağa ve sola, ortaya, piste, asfalta, insanların oturduğu yerlere, çeşitli satıcıların olduğu bölgelere ve anlamsız kalabalıkta Jisoo'yu aradı gözlerim. Hayır, yoktu. Sanki yer yarılmış içine girmişti.

İnanamayarak önüme döndüm ve sıkmaktan kızarmış ellerime baktım. Emindim. Bu bir hayal değildi. Jisoo o motordaydı ve birinci olmasına az kalmışken ilk önce Taehyung sonrasında ben hepsini geçerek birinci olmuştum. İlk gördüğüm pembe elbiseli Jisoo benim aklımın bir oyunu olsa bile bir dakika bile olmadan önce gördüğüm Jisoo her haliyle gerçekti, emindim.

Ama bu bir o kadar da uçuk bir gerçekti. Jisoo böyle yerleri sevmezdi, adımını dahi atacak insan değildi. Bu kadar kalabalık bir yerde, sigara kokularının ve gereksiz çığlıkların içinde ayakta kalmaya dayanamazdı. Ayrıca motor sürebildiğini sanmıyordum. Sürebilseydi benden saklamazdı, hem vücut rahatsızlıkları sürmesine engel olurdu.

Belki Jisoo'ya çok benzeyen bir kızı görmüştüm. Ama bu da pek mümkün değildi.

"Jennie! Jennie!"

Arkamdan son ses gelen haykırışlar ve şimdiden kalabalıklaşan etraf yüzünden düşüncelerimi bir yere saklamak zorunda kalmıştım. Tanımadığım birçok sima içinden sadece hemen önümde duran Lisa'nın yüzü tanıdık gelmişti.

Ben hala motorun üzerinde oklava yutmuş gibi otururken o kocaman gülümsemesiyle suratıma bakıyordu. O kadar çok mutlu görünüyordu ki sanki kendisi kazanmıştı.

"Cidden, seni izlerken dilimi yuttum. Hatta büyük ekrana yansıyan korkunç derecede ciddi yüzün dudaklarımı uçuklattı! Seni hiç böyle görmemiştim!" sempatik ses tonu ve abartılı ifadeleriyle beni övgü yağmuruna tutarken insanların beni bu kadar net gördüğünü yeni öğrenmiştim. Bu beni biraz endişelendirse bile çok geçmeden etraftan tekrar sesler yükselmişti.

"Tanrım, iyi ki senin üzerinden iddiaya girmişim. Bana bugün beş bin won kazandırdın!" tanımadığım, en fazla on yedi yaşlarında bir çocuk sevinçle yerinde zıplıyordu. İnsanlar hiç düşünmeden böyle iddialara mı girmişlerdi? Millet iyi değildi sanırım.

"Aman ne iyi ama. Ben kaç won kaybettim haberin var mı?" hemen yanında duran kısa boylu çocuk ise duruma isyan ediyordu.

"Hey motordan insene, ödül verilecek." boynunda görevli kartı asılı olan kız beni nazikçe uyardığında, belki de hala daha motorun üstünde olduğumu yeni fark ediyordum. Tam sağıma doğru atlayarak için kıpırdanırken karşılaştığım Taehyung ile durmak zorunda kalmıştım.

Kalp| TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin