Cümleleri sona erdiği anda boş sokakta sadece küçük bir yankı yapmıştı.Başımın üstünde inanılmaz bir ağrı, göz kapaklarımda ise tonlarca ağırlık varmış gibiydi. Dolan gözlerimi gizleyecek halim yoktu. Taehyung'un darmadağın olmuş yüzü, heyecanla parlayan gözleri ve hâlâ daha aklımda yankı yapan cümleleri beni dehşete düşürmeye yetmişti.
Hiçbir şey söylemeden arkama döndüğüm anda adeta eve koşar adımlarla yürümeye başlamıştım.
Fakat bu sefer de o beni takip etmeye karar vermişti.
Aceleci adımlarla kendi odama doğru koşarken arkamdan gelen sesler sayesinde dış kapıyı hızlıca kapattığını ve koşarak yürüdüğünü anlıyordum. Odamın kapısını aralayıp içeriye girdiğim anda onu atlattığımı sanmıştım ama o çoktan kapıyı elleriyle tutmuştu ve içeriye girmişti.
Kapıyı arkasından kapattığı anda beni tam anlamıyla kapana kıstırmıştı.
Oda geniş olsa bile çok fazla adımlayacak alana sahip değildim.
"Niye kaçıyorsun? Daha önce bana korkak diyen, yaptıklarının arkasında dur diyen sendin ve şimdi kendi başlattığın olaydan mı kaçıyorsun?"
Bir an bakışlarımı ondan çekmiştim. Onun haklı olduğunu biliyordum. Ama içimde büyüyen korku o kadar aşılamazdı ki benim için, tek seçenek kaçmak gibi gelmişti.
Başımı eğdim hüzünle. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. O an onun adım seslerini duymuştum. Birkaç saniye öncesinin aksine yavaş ve yumuşak adımlarla önümde durmuştu.
Bir elini yavaşça buz kesmiş omzuma koyarken yüzünü bana biraz daha yaklaştırmıştı.
"Lütfen, başını kaldır."
Tekrar başımı kaldırıp ona bakmıştım. Boşlukta gibi görünen gözleri benimkiler ile buluştuğu anda tekrar dolu dolu bakmaya başlamıştı.
O an bir şeyler frenlemişti içimde. Bir şeyleri daha iyi düşünmeye başlamıştım. Hâlâ aklımda kol gezen onca cümlelerinin içinden bazı şeyleri ayırt etmeye başlamıştım.
"Ben... anlamıyorum. Ben sana ne zaman iftira atmıştım? Senin arkandan ne zaman iş çevirmiştim?"
Alt çenesi titredi ve başını aniden eğerken eli de omzumu terk etti. Birkaç kere kafasını salladı. Söylediğim şeyler onu oldukça huzursuz etmişti.
"Bende anlamıyorum seni. Onca şey arasında gerçekten tek duyduğun şey bu mu?"
Dolu gözlerinin etrafı ve burnu kızarmıştı. Taehyung eminim benden çok daha farklı bir cevap beklemişti ve şu anda hayal kırıklığı yaşıyordu.
Yüreğim böylesine dayanamazdı.
"Hayır, hayır her şeyi çok iyi duydum. Sadece... doğru yerden başlamak zor. Lütfen anla beni. Tek bildiğim sana bunların hiçbirini yapmamış olmam. Sana bunları kim söyledi? Bu saçmalıklara gerçekten inandın mı?"
Taehyung olduğu yerde birkaç saniye öylece durdu sanki bu sırada milyonlarca şey düşünmüştü.
"Bunları söyleyen önemli değil."
Yüzüm ister istemez düştü, içimden dediğine sinirlenmiştim. Bana bu kişiyi söylemezse asla huzurlu olamazdım.
"Neden önemli değil? Ona bakarsan bana da söylendi senin yaptıkların. Arkamdan yaptığın onca şey, beni sevdiysen bunlar önemli değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp| Taennie
FanfictionJennie ve Taehyung en yakın arkadaşları Jisoo'yu mutlu edebilmek ile yatıp kalkarlar.