Olduğum yerde dururken damarlarımdaki kan bile daha yavaş ilerliyor, gözlerim baktığı yerden ayrılamıyor, bacaklarım ise beni taşımakta tereddüt ediyorlardı.Bedenim artık pes etmek istiyordu.
Dikkatimi ve aklımı tamamen kaybetmişken Lisa'nın, telefonu önümüzden çekip tekrar alel acele şarza takmaya koyulması az da olsa başımı kaldırmama ve ona bakmamı sağlamıştı.
Ne diyeceğimi gerçekten bilemediğim bir anda bu durum hakkında gerçekçi ve doğru düşünmek istiyordum. Ama sanki aynı yerde takılıp kalıyordum, bir süre sonra düğümü çözmek imkansız hale geliyordu ve ben cümle kurmayı bırak düşünmek için bile pes ediyordum.
"Bu yaptığım ne kadar doğruydu tartışılır, hatta hiç doğru değil. Bilmiyorum işte, çok gerekli değildi ama sana nedenini bilmediğim bir şekilde o kadar fazla söylemek istedim ki... Ve ben bu fotoğrafları bugün değil, bundan bir ay önce görmüştüm. Sadece bu kadarı değil ki, onun galerisinde neredeyse sadece sen vardın..."
Hızlı hızlı konuştuğu için cümlelerinin anlamsız çıktığını anladı ve birkaç saniye duraksayıp tekrar kapıya baktı. Boş odada bizden başkası yoktu ve rahatsız edilecek gibi de durmuyorduk, bu yüzden devam etti.
"Bir ay önce kafedeydik. O yorgundu. Bir şekilde telefonu elime geçti. Bana galerisine bakmamı söylemişti aslında amacı başka bir şeyi göstermekti. Ama merak işte, patavatsızlık yapıp biraz yukarıya kaydırdım ve neredeyse sadece senin oluşturduğun onca fotoğraflara, o karşımda oturup yüzüme bakarken çaktırmadan bakmaya çalıştım. Fotoğraflarda devamlı seni görmek beni stres etmişti. O da çok geçmeden bir şeyler hissetti, rağatsız oldu ve telefonu birkaç şey söyleyerek nazikçe elimden aldı, sonra fotoğrafları gizlemiş olmalı."
Aklım karmakarışık önümdeki güzeller güzeli kıza bakıyordum. İçi içini yemişti ve şimdi bir şeyleri söylerken o kadar rahatlamış görünmüştü ki... Kendisini bunun için bile bu kadar kasması ona karşı daha da sempati duymama neden olurken bir yanım hâlâ düşünceler ile boğuşuyordu.
"İyi de, ben... Beni ne yapsın? Ben niye oradayım? O kadar fotoğrafı nereden buldu?"
"Bilmiyorum ama fotoğrafları birilerinden istediği kesin. Ve bunları bir ay veya iki ay önce almamış Jennie. Çok eskileri de var. Belki inanmayacaksın ama 2019'dan kalma şeyler gördüm. Şimdi sana çok az gösterebildim. Ben de şaşkınım. Anlattığın kadarıyla ilişkiniz pek iyi değil ve ben onun sana olan bu tavrını anlayamıyorum.."
Ellerim ister istemez ağzıma giderken o aniden aklına gelen bir düşünceyle yerinde şimşek çakmış gibi sekti.
"Sadece bu değil! Odasında Jennie, odasında da seninle ilgili şeyler var. Muhtemelen yatağın altında-"
Lisa'nın cümleleri sanki bir konvoy düzenindeymiş gibi giderken öndeki arabanın ani fren yapmasıyla arkadaki arabalar da ona toslamış ve kelimeler boğazına tıkılmıştı.
Taehyung şüpheli ve ne olduğunu anlayamadığını belli eden yüz ifadesiyle, ilk önce yüzü kıpkırmızı kesilmiş ve elleri ağzında olan bana, ardından heyecandan boynuna kadar kızarmış ve hararetli bir sohbette, aniden kesildiği için donup kalmış kolları eşliğinde, transa geçmiş gibi sessizce duran Lisa'ya bakmıştı.
Şaşkınlığı şüpheye dönüşmeden bir adım attım ve kaşlarımı kızgınmış gibi çattım.
"Taehyung sende kapı adeti yok mu? İnsan bir kapıyı çalar! Ne denirdi o söze! Bak unuttum şimdi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp| Taennie
FanfictionJennie ve Taehyung en yakın arkadaşları Jisoo'yu mutlu edebilmek ile yatıp kalkarlar.