35

498 44 30
                                    



Aradan saatler geçmişti.

Saçlarım bozulmuş, günün yorgunluğu omuzlarıma çökmüştü. Ama kalbim hâlâ aynı heyecan ile yanıyordu.

Koltuğa oturduğundan beri beni şaşkınca seyreden Lisa ise suskunluğuma, neden odanın etrafında turlar atıp düzgün cümleler kuramadığıma anlam veremiyordu. Ve o da benim anlamsız suskunluğum yüzünden devamlı tahminlerde bulunuyordu.

"Tamam o zaman, herhalde bu durumda olduğuna göre onu çıplak gördün."

"Ne? Hayır!"

En sonunda bacaklarım bile beni taşıyamayacak hale gelmişti. Yorgunca Lisa'nın karşısındaki koltuğa yerleşmiştim.

"Seni buraya kadar çağırdım. Artık söylemeliyim değil mi?"

Güçsüz sesimi algıladığı anda başını aheste aheste salladı ve elini başlamam için kibarca öne uzattı.

"İşte bugün, sabah onun evinde birkaç saat geçirdim. Ama hayatımda hiç bu kadar diken üstünde hissetmemiştim."

Bir elimi gönlüme koydum, atış seslerimi elimde hissederken devam ettim.

"Çünkü evde bir kutu buldum. İçinde bir sürü fotoğrafım vardı. Ben kendi evimde fotoğraflarımı bu kadar fazla bulundurmazken o sanki her anımı oraya koymuştu. Emin olmak için tekrar pencereden aşağıya baktım, tekrar kutunun önüne oturdum, hatta kendimi bile tokatladım. Sonuç, evet gördüklerim gerçekti. Ve kutuyu alel acele tekrar eski yerine koydum."

Ellerim hatırladığım o anlar yüzünden aynı endişeyle başıma giderken Lisa'nın eli ağzındaydı.

Bacak bacak üstüne attığı ayağını sallamayı bile kesmişti. Öylece, kahküllerinin altından iri iri gözleriyle bana bakıyordu.

"Jennie, ben gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum sanırım."

Telaşımın daha fazla arttığını görünce oturduğu yerden ayaklandı ve benim yanıma oturdu. Kolunu dostça sırtıma attı ve yüzünü bana yaklaştırdı.

"Ama lütfen bu kadar kasma kendini. Biliyorum bu olay başlı başına çok tuhaf ama eğer seni fotoğraflara bakarken yakalamadıysa pek bir sorun yok demektir."

Bu sefer başımı hayır anlamında iki yana salladım.

"Beni görmemiş olabilir ama ben bir hata yaptım."

"Hata mı yaptın?"

Ellerimi dizlerime koydum ve anın kavurucu pişmanlığıyla tırnaklarımı sıkıca bastırdım. Öylesine kızgındım ki kendime, o an hakkında konuşmak veya cümle kurmak beni zorluyordu.

"Ben, fotoğrafların hepsini elimle karıştırdım. Yani her şeyin yerini ve düzenini değiştirmiş oldum. Eğer yakın bir zamanda kutuya baktıysa veya aptal değilse anlaması an meselesi."

Lisa kolunu üzerimden çekti, eli alnına gitti. Şu anda içten içe benim aptallığım için utanç duyuyordu.

"Jennie eskisi gibi düzenleyemez miydin? O an aklına mı gelmedi?"

Bu sefer istemeden yüzüm düştü. Kendime ne kadar kızsam bile o an ki çaresizliğim ve telaşım aklıma geldikçe bu kızgınlığın yersiz olduğunu düşünmeye başlamıştım.

"Aslında o an, hiçbir şey düşünemedim. Sanki adımı bile unuttum. Ve her şeyi eski yerine yerleştirmeye çalıştım. Sonunda ise o gün Taehyung'un yanında tamamen tuhaf davrandım, çok sessizleştim, tedirgindim ve eminim o bir şeyleri çaktı, eminim!"

Kalp| TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin