10

566 35 22
                                    



Sabahın ilk ışıkları penceremi delip odamdaki parkeye ulaşmaya başlamıştı. Bense yatağa tamamıyla yayılmış bir şekilde saatlerdir halıyı seyrediyordum.

Çok garip bir gece olmuştu.

Nasıl geçti anlayamamıştım. İlk yatağa girdiğimde uyuya kalmış, sonra uykumun ortasında nedensizce uyanıp bir daha da doğru dürüst uyuyamamış ve sonu yokmuş gibi düşünmeye devam etmiştim.

Bu nedenle şu anda dört saatlik uyku ile durduğuma emindim. Ama buna rağmen çok fazla yorgun hissetmiyordum. Çünkü sanki yarın önemli bir şey varmış gibi kalbim küt küt atmış ve heyecandan asla uykum gelmemişti bu da beni ayık tutmuştu.

Sadece kuş cıvıltılarının duyulduğu odamda birden telefonumun zil sesinin baş göstermesiyle yerimden güç bela doğrulmuştum. Komidinin üzerindeki telefona uzanıp bu saatte arayan kimmiş diye ekrana göz gezdirdiğimde bende kayıtlı olmayan bir numaranın aradığını görmüştüm.

Yine internet paketim ile ilgili bir görüşme olduğunu sanarak bıkınca telefonu açmıştım. Ama karşıdan bir operatörün sesini duymak yerine Lisa'nın neşeli sesini duymayı kesinlikle beklemiyordum.

"Günaydın ballı çöreğim."

Aniden gelen bahar esintisi gibi, öyle yumuşak öyle neşeli konuşmuştu ki sanki telefonla değil de Lisa yanıma gelmiş ve bana böyle seslenmiş gibi hissetmiştim. Ama bu noktada ilgimi çeken bir başka şey ise daha dün tanışmış olmamıza rağmen bu kadar samimi ve rağat olabilmesiydi. Gülümsemeye başlarken bende sesimin neşeli çıkması için birkaç kez yutkunup öyle konuşmuştum.

"Günaydın da, bu saate ne bu neşe?"

Telefonun ucundan gelen korna sesi ve kalabalık sesleriyle Lisa'nın dışarıda bir yerde olduğunu anlamıştım. "Hiç, sadece bugün iyi hissediyorum. Ve seni aradım çünkü teşekkür etmek istedim."

"Ne için teşekkür edeceksin?"

Şaşkınca ondan cevap beklerken o kıkırdamaya başlamıştı. "Dün cidden komiktim ve kötü bir gün geçiriyordum ama senin sayende Taehyung'da bizimle bara gelmiş oldu ve ben kafamı dağıtmış oldum."

Son cümlesine gülümserken aklıma küçük bir detay takılmıştı. "Bir şey değil Lisa ancak merak ettim, telefon numarama nasıl ulaştın?"

Karşı taraftan ilk birkaç saniye ses gelmezken sonunda onun enerjik sesi kulağıma ulaşmıştı. "Bu sabah Taehyung'dan rica ettim, kötü mü ettim yoksa?" Lisa sonlara doğru endişelenmiş olmalıydı bu ses tonundan bariz belli oluyordu. "Hayır tabii ki hayır, sadece merak etmiştim... Görüşürüz o zaman." olabildiğince samimi konuşmaya çalışıp durumu toparlamıştım. "Görüşürüz." Lisa'da içten bir ton ile konuşmayı sonlandırmıştı.

Ama şu anda aklımda bambaşka bir detay vardı.

Lisa'nın dediklerine göre numaramı alabilmek için sabah erkenden Taehyung ile konuşmuştu. Yani bu durumda Taehyung bayadır ayıktı ve şu anda hala daha uyanık olduğunu düşünüyordum. Lisa denen ilgi çekici kızla görüşmemiz sonlandığı anda kendimi Taehyung'un mesaj sayfasının önünde bulmuştum.

Bilmiyordum.

Şu anda neden beni vinçlerin bile kaldıramayacağı sıcak yatağımdan saniyeler içerisinde kalkıp odada stresle dolanmaya başladığımı, neden şu anda onu düşündüğümü, neden onun mesaj sayfasına girdiğimi, en kötüsü ise neden ona yazma dürtüsü ile dolup taştığımı bilmiyordum. Kendimi bilememek ise öylesine kötü ve aciz hissettiriyordu ki... Bu gözleri bağlanmış bir oyuncunun oyuna girmesi gibi bir şeydi. Hiçbir şey görmüyor, ne yapacağını bilmiyor, kendisini bilemiyor. Bu kişinin bir sonraki hamlesi ne kadar mantıklı olabilir?

Kalp| TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin