"Biraz çekilirsen, cüzdana uzanacağım da."Afallamış bir şekilde kenara çekilirken gözlerimi asla ondan alamamıştım. Bir an boşluğa düşüp mantığım beni terk etmişti ve ben farklı sanmıştım. Utandım, başımı eğip gözlerimi parkeye diktim.
O sırada Lisa tuvaletten çıkmıştı bile. Ucu kıvrılmış elbisesini hızlıca düzeltti ve kapıya doğru yürüdü.
"Ben önden gidiyorum. Mutfağa uğramam lazım."
Başımı sallarken o bizi bekleyemeden hızlıca çıkmıştı. Tekrar Taehyung'a döndüğümde, cüzdanını arka cebine yerleştirdiğini görmüştüm.
Tam yalnız kaldığımız ve işlerin sessizleşip duraksadığı sırada meraklı sesi odada duyulmuştu.
"Ona ne aldın?"
Beklemediğim anda gelen bir soruydu, masanın üzerine bırakılmış siyah kutuya bakmıştım. O da haraketlerimi takip ettiğinden başını aynı şekilde masaya çevirmişti.
"Demek bu ha, senden daha büyük bir şey beklerdim."
O sırada incelemek istercesine kutuyu eline almıştı. Neredeyse açmak üzereydi. Buna izin vermek istemedim. Hızlıca kutuyu elinden kaptım. O da elbette şaşkındı, elleri havada kalmıştı ve çattığı kaşlarının altından bana bakıyordu.
"Taehyung, bence hepimiz için sürpriz olsun."
Çok uzatmadı, başını belli belirsiz salladı, bende kutuyu bu sefer bir çekmecenin içine koydum.
Yeterince oyalanmıştım, artık aşağıya inebilirdim.
Yavaş adımlarla kapıya yürümeye başlamıştım. Fakat o sırada aklım ondaydı. Acaba Taehyung arkadan mı gelirdi? Adım sesleri hiç duyulmuyordu. Orada öylece dikiliyor muydu?
Artık eskisi gibi görünmek için uğraşmak istemiyordu belki. Normalde yanımda zoraki bir şekilde dururdu. Ama şimdi konu Jisoo olsa bile bunu istemiyordu.
Son kez ona doğru dönmek istedim. Ama içimde olan bir şeyler -belki korku- engel oldu ve ben ona hiçbir şey söyleyemeden odadan çıkmış oldum.
Uzun ve geniş koridorda yalnız başıma yürürken başımı yine eğdim.
Beyaz halıya bakarken ise kafam düşüncelerle sulanmaya başlamıştı.
Aşağıda Jisoo'ya nasıl davranmalıydım? Zoraki samimiyet mi göstermeliydim? Yoksa sadece doğum gününü sade bir şekilde mi kutlamalıydım?
"Ne yaparsan yap."
Taehyung hafif bir gülümseme ile bana bakıyordu. O sırada şaşkın halimden yararlanıp kolumu kendi kolunun arasına almıştı. Bu sayede kol kola, aşağıya merdivenlere yönelmiştik.
Ben hâlâ daha aval aval ona bakarken o, yüzünden kopartamadığı gülümsemesiyle birlikte önüne odaklanmıştı. Ama her ne kadar her şeyden bir haber gibi görünsede benim şaşkın halimin farkında olduğu için konuşma gereği duydu.
"Demek istediğim düşünme, ne istersen onu yap. Ama tek bir ricam var. Bu gece yanımdan ayrılma."
Dedikleri bir şeyleri çözümlemiyor hatta daha fazla karıştırıyordu.
"Ama neden yanından ayrılmıyorum?"
Bu sefer yarım yamalak bana döndü. Çakmak çakmak bakan gözleri istemeden, ondan sanki bir yabancıymış gibi çekinmeme neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp| Taennie
FanfictionJennie ve Taehyung en yakın arkadaşları Jisoo'yu mutlu edebilmek ile yatıp kalkarlar.