37

504 40 8
                                    



Boğazımdan yukarıya doğru kayıp giden pis sıvıyı tuvaletin içine döküyordum. Yine kendimden geçmişçesine kasılıyordum, boğazım geriliyordu ve midemde hiçbir şey kalmamasına rağmen inatla bir şeyleri kusmaya devam ediyordum.

"Jennie, iyi misin? Şimdi geçti mi? Yoksa hâlâ bulanıyor mu?"

Ağzımdan salyalar akarken başımı, ağzımı silme zahmetine bile girmeden yorgunlukla kaldırmıştım. Birkaç saniye öylece klozetin açık kapağına bakmıştım. Taehyung yüzümü göremiyordu çünkü arkamdan saçlarımı tutmaya devam ediyordu.

Gözlerimi birkaç saniye olduğum yerde haraketsiz kalarak dinlendirdikten sonra bu kez daha iyi açabilmiştim ve midemde hiçbir ağrı hissetmediğimi fark etmiştim.

Birkaç seferlik istifra eyleminden sonra artık midem, tüm zehri attığı için mi bilmem rahattı.

Taehyung bir peçeteye uzandığı gibi arkamdan eğilip benim ellerime tutuşturmuştu.

Ağzımın kenarlarını bastıra bastıra sildikten sonra yavaşça ayağa kalkmıştım. Başım biraz dönüyordu ama daha öncekinden çok daha iyiydim.

Ona doğru dönmemle Taehyung, yaşların hoyratça akıp gittiği göz çevreme ve yanağımdan yol gibi süzüldüğü için oradaki ıslaklığa da bakmıştı.

Keyfi oldukça kaçmıştı. Aslında sadece bu an için değil, üç gündür evde ben hasta hasta gezerken ve bunu aileme çaktırmamaya çalışırken de çok keyifsizdi. Bana her seferinde hastaneye gitmemiz gerektiğini söylemişti.

Bense onu vazgeçirmek için kırk takla atmıştım. Basit bir soğuk algınlık olduğuna ikna etmeye çalışmıştım onu. Aslında oraya gitmemek için bu kadar direnmemin de sebebi vardı.

Genelde Jisoo'nun ve bizim her ay tıkıldığımız hastanelere bu sefer kendi rızamla elimi kolumu sallaya sallaya gitmek istemiyordum.

Taehyung artık yanımda olabilirdi ama ben bir yerlerde hâlâ daha gerçekten kendime gelmediğimi ve toparlanmadığımı çok iyi biliyordum.

Ve ne iyidir ki, bugün bir eğlence mekanının tuvaletine koşup midemi boşaltmıştım.

Taehyung'un yüzü tamamen ciddileşmişti. Kendime yönelik ihmallerimden artık hiç hoşlanmıyordu.

"Sana dedim. Bir kere değil kaç kere dedim. Neden bu kadar inatçısın? Gidelim işte."

Başımı iki yana salladım ve lavaboya uzanıp suyu açtım. Ağzıma aldığım suyla güzelce boğazımı çalkalayıp tükürmüş ve yine vanayı kapatmıştım.

Tekrar ona döndüm.

"Tamam gideceğim ama hemen değil, beni anla lütfen. Hem buraya kafa dağıtmak için gelmedik mi?"

Taehyung başını yavaşça salladı ve beni onayladı. Onun yüzüne karşı gülümsemeden edememiştim. O da beklemediğim bir anda yanağıma küçük bir öpücük kondurmuştu.

Ellerimi heyecanla göğsüme koyarken bir yandan onun yüzüne karşı gülümsüyordum.

"İğrenç, daha önce kusuyordum."

Bu sefer ellerimi kendisine çekip koluma girdi ve kocaman bir şekilde tebessüm etti.

"Bir şey olmaz."

Kalp| TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin