Bölüm 217: Araftaki Kadın

209 37 2
                                    

Bir çok insan sadece hayatının sonunda ulaştığı uçsuz bucaksız bir dünyaya sahiptir. Sadece ölüm ve yaşamın ince çizgisine ulaştığında insanlar burayı görebilmiştir. İnsanları geçelim. İnsanlıktan çıkanların arasında bile bu bölgeye ulaşıp geri yaşamına dönebilen çok az kişi olmuştu. Yanlış anlamayın lütfen. Bu kesinlikle bir güç meselesi değil. İrade meselesi de değil.

Varoluş aleminden sadece duygularla çıkabilirdiniz.

Ve şimdi o sonsuz görünen alemin içinde iki koca gökyüzü vardı. Bir taraf ölüm bir taraf ise yaşamdı. Ve Arafta uzun süredir genç bir kız bekliyordu.

Ve uzun zamandır ilk kez başını kaldırmış sarı ve mor iki gözünü kaç metre olduğunu bilemeyeceği uzaklıktaki adama dikmişti. Biraz değişmiş olsa da onu tanıyordu. Sisli olsa da tanıyordu. Yüzünü görmese de kokusunu alıyordu.

"Zachery..."

Ve genç ayağını kaldırdı. Ayağını yere indirdiğinde Toma'nın önündeydi. Saniyede yüzlerce metreyi bir anda kat etmek onun için çok zor değildi. Bu durumda Toma'nın önüne gelmek de.

Toma'nın gözleri şokla açılırken Zachery'i uzaklaştıracak zaman bile bulamamıştı. Mavi gözlerin siyah ve beyaz gözlere dönüşünü gördü. Ve titredi.

Zachery Araftaydı.

"N-ne yaptın Zack?! Arafa girdin!"

Toma'nın ince sesi Zachery'nin kulaklarında dolarken genç adam onun o narin yüzüne bakmaya devam etti. Geçen yıllar boyunca bu yüze sayısız kez bakmıştı ama hiçbir zaman bu kadar canlı olmamıştı. Hiçbir zaman o dudaklar hareket edip  de ona seslenmemişti. O sesi bir kez daha duymak uzun zamandır uyuyan o genci uyandırmıştı. Sanki yıllarca acı bir sarhoşluğun esiri olmuştu da bu ses onu ayıltmıştı. Dünyaya çekmişti.

Zachery'nin ifadesinde anlık bir farklılık yaşanmışsa da hala aynı şekilde baktığını fark eden Toma onu dışarı itmeye çalıştı fakat eliyle Zachery'e dokunduğu anda Zachery'nin kolları bedenine dolanmıştı. Toma daha hiçbir şey anlayamadan Zachery'nin başı omzuna inmiş, kolları onu iyice sarmalamış ve yaşlar şimdiden gözlerinden süzülüp üzerine inmeye başlamıştı. Ne kadar maddesel bir formda olmasalar da.

"Kaç yıl oldu Zack?"

Araf'ta olan birisi zamanın nasıl geçtiğini anlayamazdı. Orada beklerdi ve Araf'ın kendi sistemine göre zaman yavaşça ilerlerdi. Bazen durur, bazense çok hızlanırdı. Bunu anlayamazdınız. Toma da belli ki anlayamamıştı. Ve şimdi zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını anlıyordu.

"13 yıl."

Toma Zachery'nin ne kadar zamandır onu kurtarmaya çalıştığını bilmiyordu. 13 yıl, 33 yaşındaki birisi için çalınmış bu yıllar fazla değil miydi?

Toma'nın ne düşündüğünü bilmiyordu Zachery. Ağladığı omuzdan yukarı baktı ve Araf'ın ne olduğunu gördü.

Öncesinde, buraya girmeden önce dışarıda bakan biri için Toma gökyüzünden düşen iki sütunun arasına sıkışmış gibi görünüyordu. Işıktan yapılmış sütunlardı bunlar. Mor ve sarı renkteki bu sütunlar ölümü ve yaşamı temsil ediyordu.

Fakat içeri girdikten sonra dışarıda olan her şey önemini yitiriyordu. Çevren değişiyordu. Artık sadece kayıp ruhları ve yaşamdan anıları görüyordu Zachery. Ayaklarının altında bir zemin yokmuş gibiydi. Arafın iki farklı tarafında iki farklı dünya vardı ve ikisi bunun arasına sıkışmıştı.

"Zack, buradan bir an önce ayrılmalısın. Sen burada kaldıkça buraya bağlılığın artacaktır. Bir an önce gitmelisin. Çok geç olmadan. " dedi Toma ancak Zachery başını iki yana salladı.

KAİ LANE: Yeni ÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin