Romanof'un afro saçlarının arasından akan terler alnına ulaşıyordu. Böyle büyük bir hata kesinlikle affedilemezdi. Kasları kasıldı, ileri atılmaya hazırlandı ama bunu düşündüğü ilk anda yanından bir rüzgar geçmiş ve mızrağı tutmuştu.
Kai duvarda asılı olan mızrakla kendisi arasındaki tek engel olan kurşun geçirmez cama, elini büyük bir pamuk topuna daldırırmış gibi daldırdı ve cam parçalanırken diğer eliyle Jaeron'u arkasına aldı.
KLİK...!
O anda başına dayanmış bir silah vardı. Camlar sonradan yere düştü. Uzun namlulu tabanca Kai'ın elini cama daldırması ile aynı anda namlulu tüfek bu sarı saçlara dokunmuştu.
Romanof ve Kai'ın arasında 1 metre vardı. O 1 metrenin içerisinde ise bir kez daha şiddetli olayların merkezine düşmüş 9 yaşında bir çocuk bulunuyordu. Yüzünde yine dehşet içinde bir ifade vardı ama bu sefer öncekilere göre bu dehşet daha azdı. Anlaşılan Jaeron da alışmaya başlıyordu.
Kai yüzünde geniş bir gülümseme ile konuşmaya başladı.
"Bir insanın fiziksel yetenekleri ile bu kadar hızlı hareket etmesi mümkün değil. Ama teknoloji için hiçbir şey imkansız değil, değil mi?"
"Öyle..."
Romanof'un silahı kaldırması ile kıyafetlerinin kol kısmı dirseklerine kadar gerilemişti. Bu Romanof'un geniş giyinmeyi sevmesinden dolayıydı. Kollarından omuzlarına doğru uzanan çok ince yüzlerce kablo vardı ama Kai bunların kablo olmadığını biliyordu. Romanof hareket ederken kolundan gelen garip ses hem bir su sesi hem de bir yay sesiydi. Ama açıkçası normal bir yayın bir insanın bedenini kendi bedenine eş duruma getiremeyeceğini biliyordu. Ama bu şeyi anlamakla uğraşmadı. Çünkü o sırada ağzındaki kalın sigarasını tüttüren Romanof'un ona soracak soruları vardı.
"Aklımı nasıl okudun? Ben Nem çiçeği kullanıyorum. Düşüncelerimi okuyamaman gerekiyordu."
Nem çiçeği insanların Ölümsüzlerin zihin okuma tekniklerinden kaçmak için kullandıkları bir şeydi. Sorun şu ki beyni kötü bir şekilde uyuşturuyordu ve herkesin buna dayanma oranı aynı değildi. Buna rağmen az bir miktarda nem çiçeği kullanan herkes çok güçlü zihinsel saldırılardan etkilenmeyecek derecede dayanıklı olabilirdi. Yani Nem çiçeğinin miktari zihinsel dayanıklılıkla orantılı olsa da bu kadar çok nem çiçeği kullanmaya hiç gerek yoktu zaten. İstedikleri şey tanrıların zihinlerini okumaması değil, Ölümsüzlerin okumamasıydı.
Kai başını hafifçe çevirdi ve elinde kıymetli mızrakla Romanof'a alaycı bir şekilde gülümsedi.
"Zihnini okuduğumu kim söyledi?"
Romanof öfkeyle dişlerini sıktı ve ağzındaki sigarasının yarısını ısırdı. Buna rağmen Romanof sigarayı ağzında tutmaya devam etti. Dumanı Kai'ın yüzüne püskürtmek istiyordu ama arada bir çocuk vardı.
"Sigara hafif kalıyor, bir dahakine püro içmeye başlayacağım."
"Tabii bir daha diye bir zaman olursa."
"Lanet olası çeneni kapat ve Ozon Deliciyi bana ver!"
"Ozon Delici mi? Uzun zamandır duyduğum en iyi silah ismi. Ve buna rağmen kötü bir isim."
Kai'ın alaycı tavrı iki tarafa da hiç yardımcı olmuyordu. Bu gidişle devam ederse Romanof Kai'ın kafasına sıkacak gibi görünüyordu ama Kai da hiç korkmuyordu. Kimse geri çekilme taraftarı değil miydi?
" Adı Ozon Delici mi? "
Bir anda aralarındaki küçük çocuk parlayan gözlerle mızrağa bakmaya başladı. Hayır, bir anda değil. Başından beri bu gözlerle Ozon Delici'ye bakıyordu ama Romanof bunu yeni fark ediyordu. Bir anda Kai'ın neden hareketlendiğini anladı. Bu adam hakkında söylenenleri hatırladı. Ve bugün oldukça hata yaptığını düşündü. Efsane ismi üzerinde fazla düşünüyordu. Bilgilerini kullanamıyordu.
Romanof silahını Kai'ın başından çekti. Kai ise bunu tamamen görmezden gelerek Jaeron'un önünde eğildi. Jaeron ikisinin yaptıklarından dolayı şaşkına döndü. Neler olduğunu bir türlü anlayamıyordu. Ama Romanof açıklama yapmakta gecikmedi.
"Senin hakkında söylenilenleri duymuştum. Bu mızrağa ihtiyacın yok. Senin zaten bir mana silahın var. Ona ihanet edip sırf benden kaçmak için başka bir mana silahı kullanmazsın."
"Haklısın."
"Bu silahı almanın tek sebebi bu çocuktu. Çocuğa mızrağı vermek istiyorsun. Neden?"
Kai bu soruya karşı bir cevap vermedi. Bunun yerine başını Jaeron'a çevirdi ve 2 metreye yakın ince mızrağı çocuğun eline yavaşça bıraktı. Jaeron mızrağın inceliği yüzünden hafif olacağını düşünmüştü ama Kai mızrağı ellerine bıraktığı anda üzerine bir dağ binmiş gibi hissetmişti. Anında mızrağı bırakmak zorunda kaldı. Kai buna karşı bir şey söylemedi. Romanof da.
"O mızrağı istiyorsun değil mi Jaeron? Gelişimciler kendilerine uygun bir mana silahı gördüklerinde ilk aşklarını görmüşçesine tutulabilirler. Ama ilk kez bir insanın bir mana Silahına tutulduğunu görüyorum. Bu iyi. O silahı yerinden kaldırabilecek kadar güçlü olmak için şimdiden çalışmaya başlasan iyi olur. Bir gelişimci olmadığın sürece silahın duyguları ve anıları seni etkilemeyecektir. "dedi Kai. Yerdeki mızrak evin tabanında bir kaç küçük çatlak oluşturmuştu. Ne kadar ince olsa da en son kullanımından beri uzun zaman geçmemiş olan mana silahları eski kullanıcılarının enerjilerini taşırdı. Eski kullanıcı ne kadar güçlüyse silahın içinde bulunan enerji de o kadar yoğun olurdu. Yeterince zaman geçmemişse normal bir insanın 1. basamaktaki birinin mana silahını bile kaldırması mümkün olmayabilirdi.
Şaşkınlıktan nutku tutulan Jaeron bir sonraki saniye yüzünde büyük bir gülümseme ile Kai'ın üzerine atıldı ve ona sarıldı. Bunu beklemeyen Kai da Jaeron'un az önce yaşadığı şaşkınlığın aynısını yaşamıştı. Fakat sonrasında yüzünde nazik bir gülümseme belirdi ve kollarını Jaeron'a sardı. Ailesinin ona verdiği sevgiyi şimdi onun bir başkasına veriyor olması onu etkilemişti. Hala böyle şeyler hissededileceğini bilmiyordu.
"Teşekkür ederim amca."
Romanof bu duruma karşı hiçbir şey söyleyemedi. Kendisi çoktan 40'larına varmış yaşlı bir adamdı. Onun da ailesi vardı. Ve onları korumak için böyle şeyler yapmak isterdi ama onların hayatını tehlikeye atmak istemiyordu. Savaşçı olmak onların güvenliğini sağlamazdı. Onları bir hedef haline getirirdi.
Ama Romanof görüyordu ki karşısında ki bu çocuk tehlikenin ta kendisi ile yan yana duruyordu. Hayatında her türlü tehlike olacaktı. Güçlenip güçlenmemesi önemli değil. Hayatı bir trajedi ile son bulacaktı. Çünkü düşmanları çok güçlü olan birisinin yanında kalıyordu. Kai onu sonsuza kadar koruyamazdı.
'Mızrağın çocukla kalması sorun değil. Kai'ın mızrağın güvenliğini sağlaması için bu çok daha iyi bir yol. '
Fakat bu söyledikleri önemsizdi. Romanof sadece çocuğun güvenliği için kendine bu saçma yalanı uydurmuştu. Buradan gittiklerinde çocuğun bu korkunç gelişimcinin yanında daha güvende olmasını istiyordu. Romanof'un insanlara karşı hissettiği sorumluluk Jaeron bir yabancı ve gizemli bir çocuk olsa da bu kadar derindi işte. Onun hayatta kalması için elinden geleni yapmak istiyordu.
Romanof arkasına döndü ve bu büyük evde onları yalnız bıraktı. Cebinden yeni bir sigara çıkarırken göğsündeki saklı cepten de bir kibrit çıkardı ve sigarayı yaktı. Dumanı etrafa yayılırken o mızrağın anlamını düşünüyordu. Ve onu bırakıp giden kişiyi.
'Umarım mızrağın yanlış ellere bırakmamışımdır... abi.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAİ LANE: Yeni Çağ
FantasyKai Lane serisinin 2. Kitabı Yeni Çağ sizlerle. İlk kitabı okumadan başlanması tavsiye edilmez. Devasa bir binanın - öyle ki bir pek çok saraydan daha büyüktü - içinde sayısız güçlü figür birer güvenlik görevlisi misali dolaşıyordu. Bu binanın derin...