Bu bölüm itibariyle Ölümsüz Ejderha Tapınağı arkı başlamıştır.
Sabah gün aydınlandığında fazla bekleme niyetinde olmayan ikili Laila'yı da yanlarına aldı ve bulutlu gökyüzüne doğru yükseldiler.
"Bu... gerçekten inanılmaz!"
Büyük annesinin vefatının hüznünü yaşasa da uçmak hala ona inanılmaz bir şey gibi gelmişti. Kai bunu hızlıca atlatabildiğine sevindi.
"Nereye gidiyoruz?"
Leila sordu. Mavi gökyüzüne yükseldileri esnada çoktan kilometrelerce yüksekte olduklarını biliyordu. Fakat gerçekten nereye gittiklerinden haberdar değildi.
"Leila'yı bana ver. Daha yeni 5. basamağa geçtin ve gücünde kontrol sahibi olmayabilirsin. " dedi Kai. Fakat buna karşılık mor saçlı kız hemen şok içinde iri yarı dayısına baktı ve onun havadaki kudretli figürünü seyretti. Onun bedeninden yayılan ince aura, en başında beklentilerini hiç mi hiç karşılamamıştı oysa ki.
"Sam dayı 5. basamağa mı ulaştı?!"
"Hey! Dayı değil. Artık senin ustanım ben."
Elbette Leila'nın Kızılyıldırım Akademisinde okuduğunu unutmayalım. Akademi diğer akademilerin üstünde bir zirvede yer alsa da yine de 5. basamak uzmanı olma ihtimalinde sadece Müdür Kan İblisi ve Elena'dan şüphe edebilirdi. Diğerleri arasında Düşmüş sıralamasına girmeyen kimsenin onlarla rekabet edemeyeceğine inandı.
"Gökyüzü sıralamasında neredesin usta?"
Leila bunu şirin bir tavırla sordu. Sam onaylarcasına kafasını salladı ve onu 10 km yükseklikteyken 10 metre önündeki Kai'a Leila'yı fırlattı.
"Waaaa!!!"
Elbette onlar için bu mesafe küçük olsa da Leila kesinlikle korkmuş ve çığlık atmıştı. Ancak Kai tek eliyle onu yakalamış ve küçük bir çocukmuş gibi kolunda tutmuştu. Leila tekrar çocukluğunu yaşadığını hissetti. Tekrar büyük annesinin kolundaydı.
Hayır, bu sefer büyük annesi yoktu. Bu kişi amcasıydı.
"En son 20. sıradaydım fakat şimdi 5. basamağa geçtiğime göre... bilmiyorum."
Leila artık toprağa inmek istiyordu. Uçmak güzel olsa da amcaları çok güvenilmezdi.
Buna rağmen amcalarının havada inanılmaz bir hızla hareket ettiğini fark edebiliyordu. Bir yere gidiyorlardı. Leila bu hızda uçarken bunun onların son hızı olduğunu düşünüyordu.
Kesinlikle yanılıyordu. Bu amcalar sadece Leila'ya sorularını sorması için zaman tanıyordu. Tapınak onlar için bir adım ötedeydi. Şu anda dünyanın atmosferinde öylece dolanıyorlardı.
"Hanginiz daha güçlü?"
Leila Kai'ın tutuşunun sağlam olduğunu anlayınca tekrar sorularına dönebildi.
Kai'ın daha yaşlı olduğunu biliyordu fakat arada sadece 1 yaş vardı. Sam daha yetenekliyse aradaki yaş farkını çoktan kapatmış olmalıydı.
Sam bu soru üzerine genişçe gülümsemiş ve üzerindeki kıyafetler yırtılıp korkunç kaslarını sıkmıştı. Resmen devasa bir kas yuvası gibi görünüyordu. Bulutların ardından bir yıldız ışığı da üzerine vuruyor ve onu daha da parlak gösteriyordu. Leila bu sahneye hayran kalırken Kai sadece gözlerini devirdi. Beyaz saçları ani gelen bir rüzgar dalgası ile alnından çekildi ve oradaki taç sembolü altın bir parıltıyla parladı.
Leila da bir gelişimciydi. Ve o anda yanı başında hissettiği antik aura ile nefesi kesilmişti. Ne kadar inanılmaz! Ne kadar güzel!
Ne kadar, ne kadar engin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAİ LANE: Yeni Çağ
FantasíaKai Lane serisinin 2. Kitabı Yeni Çağ sizlerle. İlk kitabı okumadan başlanması tavsiye edilmez. Devasa bir binanın - öyle ki bir pek çok saraydan daha büyüktü - içinde sayısız güçlü figür birer güvenlik görevlisi misali dolaşıyordu. Bu binanın derin...