"Sorun ne Jaeron?"
Jaeron gözlerini Kai'ın gözlerine dikti. Kai Jaeron'a oldukça yakındı ve dudaklarını birbirine bastırdığı için dudaklarının titrediğini görebiliyordu. Ona yaklaştı. Yüzünü yüzünün önüne getirdi. Ona sanki hiçbir şey bilmiyormuş gibi baktı. Gözlerini kocaman açmış Jaeron'un yüzüne masumca bakıyordu. Ama bakışları öylesine korkunçtu ki Jaeron önceki hayatlarının bile konuşmaması için yalvardığını hissediyordu.
"Zaten biliyorsun değil mi?"
Jaeron bu baskının altında düşünmeyi başarabilmiş ve buraya gelmeden çok önce amcasının onun gerçekleri öğrendiğini bildiğini fark etmişti.
Kai Jaeron'un heyecanının hiç olmadığı kadar azaldığını gördü. O daha eve girmeden önce bunu hissetmişti ama emin olamamıştı ve hiçbir şey olmamış gibi davranmaya karar vermişti ama Jaeron'un yüz ifadesi her şeyi yansıtıyordu. Gözlerindeki hayal kırıklığı biraz daha arttı. Gözü yaşlarla doldu. Kai'ın yüzündeki o korkutucu ifade anında kayboldu ve Kai bir adım geriledi. Karşısındakinin sadece 12 yaşında olan bir çocuk olduğunu unutmuştu. Onu korkuttuğunu düşünmüştü ama gerçek farklıydı, o gözlerin dolmasının nedeni farklıydı.
İçeri soğuk bir rüzgar esti. Hem Kai'ın hem de Jaeron'un ince saçları havada uçuştu ve o anda Jaeron'un gözlerinden ilk damla aktı.
"Neden bana bunca zamandır Kai Lane olduğunu söylemedin. Efsanevi Düşmüş, En Büyük Dahi, Gökyüzü Topraklarının Hayaleti? Ustamı neden kurtarmadın amca? Bunu yapabilecek yeteneğin var değil mi? Olmalı! Onu terk etmiş olamazsın."
"Bilmediğin çok şey var Jaeron. Bu konuya karışmamalısın-"
"Ustamı kurtaracaksın değil mi? Bana sadece bunu söyle! Şimdi buradan çıkıp gidiyoruz değil mi? Sen Kai Lane'sin! Koca bir çağı kapattın ama arkadaşını kurtaramıyor musun?! Ne olursa olsun bu kadar aciz bir duruma düşmemen gerekirdi!-
" Jaeron, ejderhalar sonsuza kadar gökyüzünde uçamıyor ve dinlenmeleri gerekiyor. Ustan güçlü. O kendi başının çaresine bakabilir-"
"Yanılıyorsun amca! Sen de bende biliyoruz. Ustamın bedeni ne kadar 4. basamağa geçmiş olursa olsun tamemen iyileşemezdi! O iyi değildi. Ve tüm kuvvetinde değildi. Kaybedeceği kesindi... Bu yüzden ona yardım etmelisin! Eğer sen ona yardım etmeyeceksen kim edecek?! Sen en güçlü Düşmüşsün! Onu kur-"
" Kapa çeneni!! "
Kai'ın sesi bütün binanın içinde yankılandı ve tahta zemin parçalara ayrıldı. Kai arkasına döndü ve yüzünü tutarak öfkesini saklamaya çalıştı fakat boşunaydı. Az önce hafif bir ejderha kükremesi ortaya çıkarmıştı. Jaeron'u korkutmuştu. Ve binanın çeşitli yerlerinde hasarlar meydana getirmişti. Sadece başını eğip yere bakacak olsa ikisinin altındaki ufak bir daire dışında evin her yerinde çatlaklar olduğunu fark edecekti. Jaeron bu durumda sadece Kai'ın bunu yapabilecek yeteneğinin olduğuna daha çok inanmıştı.
Jaeron'a sırtını döndükten bir süre sonra Kai konuşmaya başladı.
"Jaeron, ben Düşmüş lakabının asıl nedeniyim. Zayıf düşmüş bir kralım. Herkesten daha aşağıdayım. Artık zayıfım. Zachery'e kurtaracak güce sahip değilim-"
"Tıpkı zamanında onların seni kurtaracak güce sahip olmaması gibi, değil mi?"
Kai aniden arkasına döndü ve şaşkın bakışlarını kaşları çatık ciddi ifadeli çocukla buluşturdu. O ana kadar Jaeron'un kendileri hakkında oldukça az bilgiye sahip olduğunu sanıyordu. Fakat anlaşılan bunca zaman boyunca yanılıyordu. Zachery Jaeron'a sandığından çok daha fazla şey anlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAİ LANE: Yeni Çağ
FantasyKai Lane serisinin 2. Kitabı Yeni Çağ sizlerle. İlk kitabı okumadan başlanması tavsiye edilmez. Devasa bir binanın - öyle ki bir pek çok saraydan daha büyüktü - içinde sayısız güçlü figür birer güvenlik görevlisi misali dolaşıyordu. Bu binanın derin...