2.Bölüm "OTOBÜS"
Multimedya da Armina
Dayımdan ayrıldıktan sonra yavaş adımlarla istanbul'a giden otobüse bindim. Gerçekten zorundamıyım bu inanılmaz derecede mideyi alt üst eden otobüse binmeye. Gerçi uçaklarda da midem bulandırıyordu.
Her neyse.
Otobüsteki 2 kişilik koltukların cam kenarına tam oturacakken bir el kolumu sıkıp beni ittirdi. Arkamdaki kolumu tutan kişiye bakarken bana umursamaz bir biçimde bakarak " Orada ben oturacağım." Dedi.
Allah Allah! sen kimsin ki Orada ben oturacağım dersin? diye içimden homurdanırken ona ölümcül bir bakış atmaya çalıştım.
"Buraya ilk ben geldim."
"Herhalde ilkokul çağlarındaki çocuklar gibi tartışma yapmayacaksın değil mi?"
"Niye ki gayet mantıklı bir şey söyledim ve burada ben oturmalıyım yoksa..."
"Yoksa?"
"Bunca kelimemden sonra takıldığın kelime bu mu ?"
"Evet. Ne yoksası.?"
"Beni uzun yolculuklar tutuyor. Cam kenarında oturursam midem bulanmaz"
"Ee?"
"Ne 'ee'? dedim ya midem bulanır şimdi orada ben oturacağım!""O biraz zor olacak." Diyerek beni arkasına sertçe itti ve cam kenarına yayılarak oturmaya başladı.
Resmen beni sinir etmeye çalışıyor! Neyse artık onun oradan kaldıramam. Çünkü onu kaldırmak için benim beş tanemin birleşmesi falan lazım. Fazla kaslı ve benden en fazla 6-7 cm uzundu.
Başına taktığı kepi ile havalı görünüyordu üstüne salaş bir bluz ve altına düşük bel bir kot geçirmişti. Gözlerinin rengi mavinin gri ile karışması gibiydi.
"Artık beni incelemen bittiyse yerine oturda yemekleri dağıtsınlar." Dedi.
Arkamdaki bayan bana gülümseyerek bakarken yerime oturdum ve yanaklarım utancımdan kan pompalamaya başladı. Utandığımı görmesin diye saçlarımla yüzümü kapatmaya çalışıyordum. İşte böyle durumlarda gerçekten saçlarımı çok seviyordum.
Otobüs hareketlenmeye başlamıştı. Bende yanımda oturan uyuza bakmaya başladım. Kulağına kulakları takmış bir şeyler atıştırıyordu. Göz göze gelince hemen utanarak gözlerimi kaçırdım ve camdan dışarıyı izlemeye başladım.
Birden elinde bir tane kulaklık uzatarak "Sıkıldıysan dinle." Dedi.
Ona tebessüm ederek kulağıma kulaklığı taktım ve camdan dışarıya bakmaya devam ettim. Gözlerinin halen üzerimde olduğunun farkındaydım. Gerçekten çok güzel gözleri vardı. Şu zamana kadar böyle renkli bir göz görmemiştim..
Etraftaki kızlarda zaten ona yiyecek gibi bakıyorlardı. Hatta bazıları bana ölümcül bakışlar bile atıyorlardı. Sanırım beni kıskanmışlardı.
2 saat sonra tesislerde mola vermeye başladık.
Gerçekten midem alt üst olmuştu koşarak dışarı çıktım ve kendimi tuvalete attım midemdeki her şeyi dışarı çıkardıktan sonra elimi yüzümü yıkadım
Dışarı çıkarken telefonum çaldı. Derya arıyordu. Telefonuma hemen cevapladım.
"Armi! yolculuğun nasıl gidiyor?" dedi. Bana hep Armi derdi. Çünkü Armina ismi çok uzunmuş ona göre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZ -Tekrardan Yayınlandı!-
RomanceArmina, annesi ve babasını trafik kazasında kaybetmiş, dayısı ve yengesi ile yaşayan bir kızdı. Yaşadığı olaydan dolayı okulunun devamını İstanbul'da devam ettirmek için bir otobüs aracına binmişti. İşte her şey o anda başlamıştı.. Çağlayan, sessiz...