2 GÜN SONRA
Gözlerimi açtığımda beyaz bir odanın içindeydim. Elimdeki serumu görünce hastanede olduğumu anladım. Yan tarafıma baktığımda koltukta uyuya kalmış olan Çağlayan'ı görmek beni şaşırtmıştı. Peki ben buraya niye gelmiştim. En son Yiğit yerdeydi Çağlayan a bakıp bayılmıştım. Kaç gündür ben buradaydım ki?.
Daha fazla yatakta kalamayacağımı anlayıp serumun iğnesini damarımdan çektim. Hastane terliklerini ayağıma geçirdikten sonra hava almak için terasa doğru yürüdüm. Teras kapısını açıp koltuğa oturdum ve hastanenin büyük bahçesini izlemeye başladım. Çok kötü bir olay yaşamıştım. Kendimi çok savunmasız hissediyordum. Kendimi koruyamıyordum. Zaten bu dünyada hep benim başıma kötü bir şey gelirdi.
Oldu bitti şansız bir kızdım. Hep düşerdim. Bir şey almak istediğimde ya kalmamıştır yada satılmıyordur. Hep benim başıma bir olay gelirdi. Çok fazla sakardım...
Oysa annem ve babam varken beni hep korurlardı. Özellikle babam. Çok sahipleniciydi. Tek çocuk ben olduğum için herkesten kıskanırdı beni. Başıma bir şey geldiği zaman isterse zarar veren babası olsun onu öldürüldü.
Koltukta ayaklarımı kendime çekip kollarımı ayaklarıma sardım. Başımı da dizime yerleştirdim ve etrafı izlemeye başladım. Biraz soğuktu. Herhalde dün yağmur yapmıştı çünkü etraf biraz ıslaktı.
Omuzuma örtülen örtüyle irkildim. Arkamı döndüğümde Çağlayan omzumu tutmuş bana bakıyordu. Sonrada gelip benim yanımda oturdu. Uzun bir süre konuşmadan sadece etrafı izliyorduk.
"Kaç gündür ben buradayım" dedim aniden. Elini omuzuma atıp omzumu okşamaya başladı. Sonra gözlerini bana çevirip " iki gündür uyuyorsun burada. Kendini nasıl hissediyorsun?"
"Iyiyim. Sen evine niye gitmedin göz altların şişmiş çok yorgun görünüyorsun uyumamaktan"
"Nasıl bırakabilirim ki seni ben sana beni yalnız bırakma dediysem bende seni yalnız bırakmayAcağım." Dedi.
Evet bana o sözü söyleyerek yalnız bırakmadım. Bilmiyorum ama o bana iyi geliyordu. Kendimi güvende hissediyordum. Bana iyi geliyordu. En azından acıyan yaralarımı sarıyordu ilaç oluyordu bana..
"Hadi içeri gel üşüteceksin. Hem Berfin'le Esra mafoldular onları da zorla evlerine götürdüm. Arayalım da seni görsünler"
"Tamam." Dedim ve içeri girdik. Beni kucaklayıp yatağıma uzandırdığında fazla yakın durmamız heyecanlandırmıştı.
Beni kucağından indirip yatağa yerleştirdi. Geri çekileceği sıra tişörtünden tutup ona sıkıca sarıldım.
Aniden yaptığım için ilk başta affalamıştı ama sonra oda bir elini belime diğer eliyle saçlarımı okşamaya başladı. Kafamı boynuna gömüp sigara ile karışmış vanilya kokusunu içime çekmeye başladım. Sigara içmesi kesinlikle onun kötü kokmasını sağlamıyordu. Aksine vanilya ve sigaralı kokusu ona kendine has bir koku yapıp özelleştiriyordu.
Ondan ayrılıp dudaklarına minicik bir öpücük bırakıp alınlarımızı birleştirdim.
"Bana iyi geliyorsun. Kendimi senin yanında iyi hissediyorum" dedi.
Gülümsedim..
"kendimi senin yanında güvende hissediyorum" dedim.
Gülümsedi..Birbirimizin gözlerine uzunca bakarken aniden o soruyu sordum.
"Biz neyiz? Arkadaş olmadığımız belli ama sevgili de değiliz biz neyiz Çağlayan? " Dedim.
Çünkü gerçekten bu sorunun cevabını bilmiyordum. Arkadaş değildik çünkü öpüşüyorduk. Sevgilide değildik. Neydik biz? O da biraz düşündükten sonra alnımı öpüp "Bilmiyorum. Ama bir şey biliyorum sana aşık değilim. Sadece iyi geliyorsun" dedi. Bende aşık değildim ona. Ama böyle demesi ne bileyim işte..zoruma gitmişti
Çağlayan bana biraz daha yaklaşıp kulağıma eğildi.
"Biz neyiz biliyor musun? Biz birbirimizin yaralarını saran biriyiz. Ama istediğim tek bir şey var sakın bana aşık olma Armina çünkü ben sana asla aşık olamam. " dedi ve benden ayrılıp alnımı öpüp odadan çıktı.
Kapının arkasından gözlerim dolu ve şaşkınlıkla bakarken içeri hemşire girdi. Kontroller yapıldıktan sonra öğlen taburcu olacağımı söylediler. Yatağa uzanıp gözlerimi kapadım.
Niye öyle demişti ki. Niye ona aşık olmayayım. Madem birbirimize iyi geliyorduk neden adını koyamıyorduk? Kapının açılma sesiyle gözlerimi açıp düşüncelerimi bir rafa kaldırdım.
içeri Berfin ve Esra girdi. Ikiside ağlamaktan perişan olmuş haldeydiler. Gerçekten bu kadar kısa zamanda böyle yakın arkadaşlarımın olması çok sevindirmişti beni.
Esra bana sıkıca sarıldı sonra ağlamaklı bir sesle "Çok korktum. Sana bir şey olacak diye çok korktum Armi"
"Tamam Esra artık sorun yok." Dedim.
Sonrada Berfin bana sıkıca sarıldıktan sonra "Sakın bizi yalnız bırakma. Çok değerlisin sen bizim için "
Böyle demesi Çağlayan'la birbirimize verdiğimiz sözü hatırlatırken zorla gülümsedim.
"Teşekkür ederim" dedim. Esra yanımdaki sandalye oturdu. Berfin de yatağının ucuna oturup ikisi de elimi tuttular. Ufak bir sessizlikten sonra Esra "Ben artık dayanamayacağım senin neyin var Armi bir sıkıntın var ağlamışsın ne oldu?"
"Hiçbir şey olduğu yok ne olabilir ki " dedim.
Ağlamamak için gözlerimle savaş verirken Berfin bana doğru dönüp " Armi Çağlayan odadan çıkarken yüzü kıpkırmızıydı. Sinirliydi. Yoksa bir şey mi oldu?" Dedi. Ne yani Çağlayan sinirlenmiş miydi? Bana aşık olma demişti ve çekip gitmişti beni hayal kırıklığı içinde bırakıp gitmişti.
Kızlara en başından yemekte olan olaydan şimdiki olaya kadar her şeyi anlattım. Ikiside şaşkınlıkla ve üzüntüyle beni dinliyorlardı. Bütün her şeyi anlattıktan sonra yanağımdaki ıslaklıkla ağladığımı fark ettim.
Berfin'in uzattığı peçeteyi elinden alıp göz yaşlarımı sildim. Sonra Berfin sandalyeyle bana biraz daha yaklaşıp elimi tuttu.
"Armina Çağlayan'ın böyle davranması çok doğal. Çünkü kardeşine ihanet etmek istemiyor. Senle o belki de birbirinizden hoşlanıyorsunuz ama Çağlayan'ın bunun ilerisine gideceğini pek sanmıyorum. Onun ilgiye ve şefkat çok ihtiyacı var. Annesi ve babası zaten yurt dışındalar. Tek başına yaşıyor ve kimsesi yok. O yüzden sana beni yalnız bırakma diyor. Sen sakın pes etme. Eğer seviyorsan aşkının peşinden koş. Belki bir bakarsın aniden bir şey olur sana izin verir." Dedi.
Aslında Berfin'in dedikleri harfi harfine doğruydu. Eğer seviyorsam pes etmemeliydim bunu biliyorum.
Ama ben onu seviyor muyum? İşte orası meçuldu..
♡
BU BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR..
VOTE VE YORUM YAPMADAN GEÇMEYİN LÜTFEN..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZ -Tekrardan Yayınlandı!-
RomansaArmina, annesi ve babasını trafik kazasında kaybetmiş, dayısı ve yengesi ile yaşayan bir kızdı. Yaşadığı olaydan dolayı okulunun devamını İstanbul'da devam ettirmek için bir otobüs aracına binmişti. İşte her şey o anda başlamıştı.. Çağlayan, sessiz...