30.Bölüm - "Hande mi?"

395 20 0
                                    

30.Bölüm "HANDE Mİ?"

Ve işte en sonunda Çağlayan'ın Çeşme'deki yazlığına gelmiştik.

Kızlarla arabadan inip yazlığın bahçesine adım attığımızda evin ne kadar büyük ve çok geniş bir bahçeye sahip olması dikkatimizi çekmişti.

Bahçe arka ve ön taraftan oluşuyordu. Büyük dikdörtgen bir havuzu ve etrafı kaplayan çiçeklerle ortama hoş bir hava katıyordu. Evin dışı beyaz renkte boyanmış ve dublexs bir evdi. Oldukçada büyük bir eve sahipti.

Erkeklerde bavullar ile yanımıza geldiğinde Çağlayan anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Eve girdiğimizde evin geneli beyaz renkle doluydu.

Salon ile mutfak birdi amerikan mutfağıydı. Salon genişti ve merdivenler yukarı doğru çıkıyordu.

Çağlayan elimi tuttuğunda başımı ona doğru çevirdim. Ona içten bir gülümsemeyle bakıp "Burası harika" dedim.

O da gülümseyerek beni merdivenleri sürüklemeden önce koltuklarda oturan bizimkilere "Hadi gelin eşyaları yerleştirelim" dedi.

Herkes bizimle gelirken Çağlayan'la bizde yukarı kata çıkmıştık. Koridorda durduğumuzda bizimkilerde yanımıza gelmişti.

Oda sayısı 4 ve ortak bir banyo vardı. Bunu gören Gizem çatık kaşlarıyla Çağlayan'a dönüp "Burada 4 tane oda var?" Dedi.

Çağlayan'da başını Gizem'e dönüp "odalar çift kişilik. Bütün odaların içinde banyo var. Herkes çift kalacak"

"O zaman Armina ile kalırım bende." Dedi Gizem gúlümseyerek. Ama Çağlayan çatık kaşlarını Gizem'e tekrar çevirip

"Armina benimle kalacak. Barış ilede Berfin kalacağına göre Esra ile aynı odada kalabilirsin yada-"

"Esra benimle kalacak " dedi birden Tarık. Şaşkın bakışlarımıźı Tarık ile Esra'ya çevirdiğimizde Tarık bana "Yani biz Egemen ile asla anlaşamayız. Çok pis yatıyor ve çift kişilik yatakta benim pestilimi çıkarır. En iyisi kardeş kardeş Esra ile yatmak yani uyumak" diye saçma bir açıklamada bulundu.

Çağlayan sinsice sırıtarak "Neyse.. o zaman Gizem sanada Ege-"

"Asla!" Diye çığırdı Gizem. Egemen ise Gizem'in kolunu tutup bir odaya sürükleyerek "Bana kaldın Gizem hanım hadi benim karnım çok aç ve daha eşyalarımızı yerleştirmedik." Dedi ve onu bir odaya sokup kapıyıda kapattı.

Herkes odalarına girdiğinde Çağlayan'da önce valizleri odaya koyduktan sonra benimde elimi tutup odaya soktu ve bavulları yere doğru bıraktı.

Bende kendimi odadaki çift kişilik yatağa attım ve kollarımı her iki yana açtım. Gerçekten çok fazla yorulmuştum ve odayı inceleme fırsatı bile yakalamamıştım ki çok uykum vardı. Zaten saat akşam 7 buçuktu.

Çağlayan bana sırıtaeak bakıp o da kendini yatağa fırlattı ama mübarek kolumu kırdı hayvan. Uzanırken kolumu unutmuş ve üstüne uzanmıştı.

Kafasına doğru vurarak "kas yığını hayvan. Ah kolumu kırdın be!" Diye çığırıp kolumu ondan kurtardım.

O ise üzerine uzandığı koldumu aldı ve yavaş dokunuşlarla kolumun üzerindeki kızarık bölgenin her tarafını nazikçe öptükten sonra beni kendine çekip kollarını belime sardı.

Bende başımı göğsüme yaslayıp ona sarıldığımda elleri anında saçlarıma yöneldi ve topladığım saçlarımı açtıktan sonra "saçlarını toplamanı sevmiyorum. " diye homurdandı.

UYUZ -Tekrardan Yayınlandı!-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin