Multimedya da Armina'nin Giydikleri
"Heeey hadi kalk uykucu eve geldiğimizden bellidir uyuyorsun"
Gözümü açtığımda Berfin ve Esra ellerindeki yastıkları bana fırlatarak uyandırmışlardı.
"Tünaydin" deyip ayağımı sürte sürte banyoya gittim. Hastaneden geldiğim gibi uyuduğum için banyo yapamamıştım.
Duş başlığını elime alıp suyu ılık ayarladım ve yavaş yavaş banyo yapmaya başladım. Iyice kendimi temizledim ve bornozumu giyip banyodan çıktım.
Kendimi yatağa atıp elime telefonu aldım. Derya'nın 6 cevapsız aramasını görünce hemen numarasını tuşlayıp açmasını bekledim. Ikinci çalışımda açıp "Arminaa" dedi özlem ve acıyla.
"Derya seni çok özledim "
"Bende birtanem yaa iyi misin Yiğit gelmiş diyordu arkadaşların. Ahh kuzum bu şerefsizden ne zaman kurtulacaksın be"
"Ah bilmiyorum Derya. Eğer Çağlayan son anda gelmeseydi yine aynı şey olacaktı. "
"Ça-çağlayan mı?" dedi.
Kaşlarımı çatarak "Evet Çağlayan. Ne oldu ki?"
"Şey.." diye geveleyince iyice meraklandım.
"Derya! Açıkça konuşur musun?"
"Ya şey sadece Çağlayan ne alaka? Onunla beraber miydiniz?"
"Evet yemeğe çıkmıştık"
Uzun bir süre Derya'dan ses gelmeyince "Orda mısın? Derya.."
"Ha burdayım burda. Anladım neyse ya ben kapatsam iyi olacak belki sonra konuşuruz. Hoşçakal"
Derya telefonu kapatınca, telefonu kulağımdan çekip ekrana şaşkın şaşkın bakmaya başladım. Neden böyle davranmıştı ki?
Derya olayını umursamadan üstümü giyinmek için dolabıma gidip kısa bir şort ve üstüne siyah askılı düz bir bluz giydim. Saçlarımı kuruttuktan sonra tepeden ev topuz yapıp ayaklarıma ugglarımı giyip merdivenlerden aşağıya indim.
Salona indiğimde Barış, Çağlayan Esra ve Berfin'lerin yanına gittim. Çağlayan'ı görmeyi beklemesemde yine de ona tebbesüm edip koltuğa oturdum. Esra Berfin ve Barış sohbet ederken arada sırada Çağlayan da onlara katılıyordu. Bende ise parmaklarımla oynayarak sadece onları dinliyordum.
Daha sonra bunaldığım için terasa gittim. Kendimi koltuklara bırakıp boğaz manzarasının tadını çıkarmaya başladım. Omuzuma biri dokununca önce irkilip arkamı döndüm. Elinde iki kupa bardakla Çağlayan gelip yanıma oturdu.
Gülümseyerek uzattığı kupa bardağı alıp tekrardan manzarayı izlemeye devam ettim. " Bana kırgınsın " dedi bir anda Çağlayan.
Evet kırgındım. Beni tanımadan böyle yapması hoşuma gitmemişti. Çünkü ben artık şunu anladım ki sanırım onu hoşlanmaktanda öte seviyordum. Ona doğru döndüm ve gözlerine bakarak "beni tanımıyorsun " dedim.
"Biliyorum. Sanırım biraz ön yargılı davrandım." dedi ve gözlerini manzaraya çevirdi.
Bende kahvemi yudumlayıp manzaraya geri döndüm. Sonra aklıma gelen fikirle "Neden birbirimizi tanımıyoruz o zaman" dedim kısık sesle. Onu gerçekten çok tanımak istiyorum. Onu tanıyıp doğru yolda yürüdüğümü bilmek istiyorum.
Kafasını bana doğru çevirip " olur. Yani aslında gerek yoktu ama sana artık hiçbir şey saklamak istemiyorum" dedi. Sonra kendi kupa bardağın masaya bırakıp benimkini de masaya katıp ellerimi sıkıca tutup gözlerini bana çevirdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/37552758-288-k55438.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZ -Tekrardan Yayınlandı!-
RomanceArmina, annesi ve babasını trafik kazasında kaybetmiş, dayısı ve yengesi ile yaşayan bir kızdı. Yaşadığı olaydan dolayı okulunun devamını İstanbul'da devam ettirmek için bir otobüs aracına binmişti. İşte her şey o anda başlamıştı.. Çağlayan, sessiz...