-FİNAL-

495 14 11
                                    

Final Şarkısı: Gökhan Türkmen - Sen İstanbul'sun (şarkıyı dinlemeden okumayın lütfen)

ÇAĞLAYAN'DAN

''Kahve ister misin?''

Kafamı yerden kaldırıp, kızarık gözlerimle Egemen'e baktığımda, dumanı tüten kahveyi bana uzatmış destek olurcasına elini omzuma koymuştu.

Kahveyi elinden alıp bir yudum aldım. Dudaklarım kurumuştu ve kahve o kuruluğu almıştı.

Kafamı tekrar kaldırdığımda, Egemen'in halen tepemde dikildiğini gördüm.

'' Tepemde ne diye dikiliyorsun? Yürü git, Egemen.''

''Abi dün geceden bellidir gözüne uyku girmedi. Bak sana oda hazırlattık. Geç orda dinlen sonra tekrar buraya gelirsin''

Kahveyi yanımdaki boş sandalyeye bırakıp Egemen'e ters bir bakış attım.

''Dalga mı geçiyorsun lan sen benimle?''

''Yok hayır abi. Ne münasebbet. Ben sadece-''

''Def olup git Egemen!''

Gizem gelip Egemen'in kolunu tutup onu çekiştirerek yanımdan götürdü.

''Sakin ol''

''Ulan hepiniz ne diye başımda toplanıyorsunuz! Yürüyün gidin beni yalnız bırakın''

Barış yanıma geldi ve sandalyedeki kahveyi ordan aldırıp kendi oturdu ve kahveyi elime verdi.

Elini omzuma koyup konuştu.

''Sen yalnız kalmak istemiyorsun. Şu an seninle dertleşebilecek biri istiyorsun ama sinirinden böyle konuşuyorsun..''

Yüzümü ona çevirdim.

''Bak şunun şurasında 1 saat sonra Armina'nın ameliyatı var. Ve senin şu haline bak..''

Eli ile hem sinirden, hem uykusuzluktan hem de ağlamaktan kızarık gözlerimi gösterdi.

''Şu gözlerine bak! Kıpkırmızı. Ne uyudun ne de bir şey yemedin. Bok gibisin şu haline bi bak. Sen.. Çağlayan Keskin ilk defa bir kız için gözyaşı döktün lan! Güçlü olman lazımken kendini bok ediyorsun. Kendine gel Çağlayan..kendine gel''

Ayağa kalktı ve omzumu güven verircesine sıktı. Gitmeden önce ise son kez konuşmuştu.

''Hiçbir şey bitmiş değil. Armina halen nefes alıyor ya.. sen ona bak.''

***

Telefonum bir kez daha çalarken sinirle aldım.

Annem arıyordu. Haberleri vardı ama zorla eve yollamıştım. Sadece gürültü yapmaktan başka bir şey yapmıyorlardı.

''Ne oldu anne?''

''Oğlum.. Armina kızım nasıl? Hiç görüştün mü? Ameliyata girdimi peki?''

Bıkkınca gözlerimi devirdim.

''Bilmiyoruz anne. Daha ameliyata girmedi. Yarım saat sonra girecek.''

''Tamam oğlum eğer-''

Armina'nın doktorunu odadan çıkarken gördüğümde hemen telefonu kapatmadan önce konuştum.

''Kapatıyorum anne''

Doktoru son anda kolunu yakaladığımda, fazla sıkı tutmuş olacağım ki doktor şaşkınca koluna bakıyordu.

Elimi kolundan çekip konuşmaya başladım.

''Durumu nasıl?''

''Hala aynı. Ameliyat hazırlıklarını başlatıyoruz.''

UYUZ -Tekrardan Yayınlandı!-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin