24.Bölüm - "Hastalık"

481 25 1
                                    

24.Bölüm "HASTALIK"

ESRA'DAN

Egemen ve Gizem'in yukarı çıkmasıyla odada sadece Armina ve Çağlayan'ın sesleri vardı. Onlar da zaten minik bir tartışma içerisindeydiler.

Tarık ile ben karşı karşıya oturmuş resmen birbirimizle bakışıyorduk. Yani şimdi tatlı çocuktu. Aslında nedense Çağlayan ve onun grubunun bütün çocukları çok yakışıklıydı. Ve fazla iyi birilerdi..

Artık daha fazla kalmak istemediğim için Armina'ya dönüp "Armi ben eve gidiyorum. Biraz yürüyeceğim."

"Aaaa olmaz ya daha erken "

"Yarın uğrarım. Hadi herkese güle güle "

"Görüşürüz " dediklerinden sonra minik çantamı alıp evden çıktım. Yürümek istiyordum. Hem havada çok güzeldi. Etraf hafif sisliydi ve gökyüsü kara bulutlarla süslenmiş gibiydi.

En sevdiğim..

Sokak boştu. Bu da benim işime geliyordu. Kulağıma kulaklıklarımı takıp rastgele bir şarkı açtım. Cem adrian açılmıştı. Tam da bu havaya yaraşır bir şarkıydı işte.

Sokakta topuklu ayakkabımdan yankılanan tok sesle hem yürüyor hem de çevreyi izliyordum. Sokakta bir grup erkekten başka kimse yoktu.

Uzun bir yürüyüşten sonra sahildeki iskelenin kuru tahtasına oturup ayaklarımı suya doğru uzattım. Topuklularımı çıkarıp yanıma koydum ve denizin dalgasının ayaklarımı ısırmasına izin verdim. Havanın durumu kötüydü. Büyük ihtimal yağmur yağacaktı ki bu beni çok mutlu ederdi. Yağmur yağınca hemen kendimi dışarı atmak istiyor bütün içimdeki sıkıntıları bir çırpıda toz olmasını istiyordum. Ama şöyle bir gerçek vardı ki o sıkıntılar tekrar bizi buluyordu.

Ayaklarımı sallayıp derin derin toprak kokusunu içime çekiyordum. Şimdiden yağmur çiselmeye başlamıştı ama umrumda değildi. Keşke şort giymeseydim diye içimden lanet ediyordum çünkü çok soğuktu ve yağmur giderek hızını artırmaya başlamıştı.

Yağmurun denize düşüşünü büyük bir mutlulukla izliyordum. Şimdiden keyfim yerime gelmişti. Ama tir tir titrediğim için burada soğuktan ölebilirdim.

Kollarımı bedenime sarmalayıp Cem Adrian'ın Yağmur şarkısıyla mayışmaya başlamıştım bile...

''sokaklarda yanımda dolaşan yağmur

Geceleri başucumda duran yağmur

Avucumda ellerin yerine yağmur

Vur yüzüme vur yüzüme...''

Omzuma atılan mont ile birden irkildim. Hatta denize düşecektim ki bedenime sarılan güçlü kol ile yerimde kalabildim. Kulağımdaki kulaklığı çıkartıp arkama baktığımda Tarık'ı görmek afallamama sebep olmuştu. Bana elini uzattı.

'' Hasta olacaksın Esra. Seni eve bırakayim''

'' Ben halimden memnunum. Teşekkürler''

'' Esra burnun kıpkırmızı olmuş ve üstündekiler çok ince. Hasta olacaksın lütfen''

'' Olmam sen merak ettme''dedim ve tekrar denize bakacaktım ki yerden temasım kesilince küçük bir çığlık atmayı engeleyememiştim.

Tarık beni kucağına almış arabasına doğru yürürken ben ise hapşırmakla meşguldüm. O ise hem homurdanmakla hem de yürümekle.

''Bak işte hasta oldun. Her yerin sırılsıklam olmuş Esra. Yağmurun altında ne işin varsa senin?!''

'' Tarık biraz fazla abartmıyor musun? Ha-ha-hapşııııı!!!''

UYUZ -Tekrardan Yayınlandı!-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin