18. BÖLÜM - ÇINAR YİĞİTER -

1.3K 35 1
                                    

ÖZET

Her geçen gün elimize çeşitli fotoğrafları geçen Asel ÇAKIR'dan yeni fotoğraflar geldi. Bu sefer fotoğraflarda tek başına ders çalıştığı görülüyor. Ders çalışmak için dışarıyı tercih etti. Ama dışarısı olarak Acaralp YİĞİTER ile birlikte yaşadığı lüks evin bahçesini tercih etti. Dün de hatırlarsanız sevgilisi Acaralp Yiğiter ile cam kenarındaki koltuklarda yan yana oturarak sohbet ederken fotoğrafları elimize ulaşmıştı."

Yemin ediyorum ünlülerle yarışır olmuştum.

Bu arada korumalardan birinin fotoğrafları çektiğinden artık emindik. Çünkü dediğim gibi evin etrafında herhangi bir hareketlilik yoktu.

Telefonum çalıyordu. Arayan Acaralp'ti. Heyecanla telefonu açtığımda

" Neşemiz yerinde bakıyorum da " demişti.

"Evet, yerinde. Dün paylaşılan fotoğraflara bakıyordum. Yorumlarını okudum , beklediğimiz gibi."

"Bende gördüm. Bu arada bu işin ele başı kim öğrendik. Fotoğrafı çekenin kim olduğunuda. Ama en can alıcı nokta sürpriz bir isimde bu işin içinde. Tahmin et."

Aklıma kimse gelmiyordu açıkçası. O yüzden "Kim?" diye sordum.

"Korumalardan Fatih fotoğrafları çekmiş. "

"Eee , sonuç ne kim varmış o işin arkasında."

"Babalarımız." Dediğinde kafamda bir sürü sorular ve kulaklarımda bir uğultu oluştu.

"Yani güzelim anlayacağın , savaş başlasın diyoruz."

18. BÖLÜM

- İYİLİK İLE KÖTÜLÜK –

Savaş, fiziksel anlamda silahlanma olarak adlandırılsada mücadele etmek anlamına da gelir. İster silahlı, ister silahsız...

Bizim şuan ki durumumuz da silahsız mücadele etmek olacak. İnsanın kendi kanından biriyle mücadele etmesi, kötü ve zor bir şey. Hele ki zarar veren oysa.

Biz silahlanan taraf olmayacağız. Biz tam tersine kötüye karşı mücadele eden , kötülüğe gereken cevabı veren taraf olacağız. Ya iyi şekilde ya da kötü bir şekilde.

O ikisi bizimle uğraşacaklar, bizde onlarla...

Size şimdi iki tane hikaye anlatacağım:

İyilik ve kötülüğün hikayesi

1)

Cehalet, bilgi karşısında her zaman daha güçlüdür. Çünkü cehalet kabadır. Bilgi, nazik.

Kötülük, karşısında daha güçlüdür.

Kötülük, kaçınılmaz olarak gücü içerir.

Gücü içermediği takdirde kötülük, aciz bir fesatlıktan başka bir şey değildir.

Sonuç olarak; kötü insan, iyi insandan daha güçlüdür. Uygarlık tarihi bunun örnekleriyle doludur.

Cahil insanın sesi, bilge insandan daha çok ve daha yüksek çıkar. Cahilin sözü bilgeninkinden daha çok duyulur.

Cahil insan, bilge insana hakim olduğunda felaket ve kaçınılmaz olur.

Ama Kötülük ve iyiliğin, cahillik ve bilgeliğin, karanlık ve aydınlığın, siyah ve beyazın mücadelesi her zaman devam eder.

Hayat akarken, iyilik ve kötülük hikayesi hep olacak. İyi mi – kötü mü olacağımıza, bilgeliğin mi – cahilliğin mi peşinden gideceğimize karar vermek ise bizim seçimimiz.

Şehvet İle Dans - Kumar +18 (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin