Adam gözlerimin içine bakarak ''Burada yeni misiniz? Sizi daha önce hiç görmedim.'' Diye sorunca kafamı hayır anlamında sallayarak ''hayır, yeni değilim. Sadece bu yolu yeni keşfettim.'' Dediğimde , adam ''Tanışalım o zaman '' diyerek elini uzattı.
''Ben Çınar YİĞİTER.''
19
AMBAR FARESİ
Adamın uzattığı eline bakakalmıştım. Yoksa, yoksa bu adam Acaralp'in kardeşi miydi? Adamın yüzüne baktığımda ona dair gördüğüm tek şey gözlerinin benziyor olmasından başka bir şey değildi.
İki gözünde karalığı benziyordu sadece. Ama onun dışında hiçbir yerleri benzemiyordu.
''İyi misin? ''
Adamın bana sorduğu soru ile kendime gelerek ''İ-iyiyim, memnun oldum. Bende Asel . '' diyerek uzattığı elini sıktım. Ama bir yandan da korkuyordum. Bilinmezlikten dolayı korkuyordum. Karşımdaki adamın Acaralp'i bilip bilmediğini bilmediğim için korkuyordum. Eğer biliyorsa bu büyük bir sorun olabilirdi. Ama bilmiyorsa daha büyük bir sorun olurdu. Birde ben bu karşılaşmayı acaba Acaralp'e anlatmalı mıydım?
Adam gülümseyerek ''Buralarda yeni misiniz? Daha önce sizi hiç görmedim buralarda'' dedi. Sanki yıllardır buraymış gibi. Yeni taşındıklarını biliyordum halbuki. Ama belli etmeyerek ''Yok'' dedim etrafıma bakarak.
''Sadece burayı yeni keşfettim. 5 aydır buralardayım.''
Evet tam 5 ay olmuştu. Belki de daha fazla...
''Benden daha önce gelmişsiniz o zaman. Bizim yaklaşık 2 ay olacak.''
Hâlâ emin olamıyordum bu adam beni tanıyor mu? Acaralp'i tanıyor mu? O yüzden soracağım soruları ya da konuşacağım kelimeleri iyi seçmem lazımdı. O beni tanımıyorsa bile benim onu bildiğimi anlamamalıydı.
''Ailemle birlikte geldik.''
Hiçbir şey demeden kafamı sallamakla yetindim sadece.
''Siz kiminle yaşıyorsunuz?'' diye sorunca tedirginliğim iyice artmıştı. İçten içe gerginliğimi belli etmemeye çalışarak ''Erkek arkadaşımla yaşıyorum.'' Dedim. Adamın yüzündeki gülümseme bir anda gitmişti. Sebebini anlayamamıştım. Al işte kesinlikle anladı...
''Demek öyle '' dedi ve nefes alıp devam etti.
''Erkek arkadaşınız çok şanslıymış. Onunla da tanışmak isterim.''
Kafamı bir şey demeden öne doğru hafifçe eğerek ''İnşallah '' dedim ama inşallah demek ne kadar doğruydu bilemiyorum.
''Ben artık gitmeliyim. Yarım saatlik diye çıktım evden. Merak edebilir. '' diyerek adamın yanından uzaklaşmaya başladım. Dayanamayacaktım ve Acaralp'e onu gördüğümü söyleyecektim. Ne olursa olsun bilmeliydi.
Hızla yürüyerek eve vardığımda Acaralp'in arabasını bahçede görememiştim. Aynı şekilde Savaş'ın arabası da yoktu. Hatice ablaya sorduğumda ise ''Acil bir telefon gelmiş kızım çıktılar. Merak etmesin akşama kadar gelmiş oluruz dediler. '' dedi.
Ne olmuştu ki acaba? Telefonumu cebimden çıkartıp hemen Acaralp'i aradım. İkinci çalışta açmıştı telefonu.
''Efendim güzelim, birşey mi oldu? ''
'' Yok '' dedim sakince ''Sadece evde göremeyince merak ettim. Şey ne zaman geleceksin? Anlatmam gereken şeyler varda.'' dediğimde şüpheci bir ses tonuyla '' Ne oldu? İyisin değil mi?'' diye sordu.
Gerilmesin hemen diye ''Yok ben iyiyim. Kötü birşey olmadı merak etme. Eve gelince konuşuruz. '' dedim.
Rahat bir ses tonuyla ''Tamam, sen öyle diyorsan öyledir. Ben 1 saate gelirim. Evin yakınlarındayız zaten meraklanma. '' dedikten sonra telefonu kapattık. Bende mutfağa geçerek Hatice ablaya bu gün yemekleri ben yapacağım dedikten sonra dolaptan malzemeleri çıkardım.
Acaralp kaşarlı mantarı çok severdi. O yüzden ona kaşarlı mantar yapıp yanına da sevdiğim kremalı makarnadan yapıp birde ikimizinde bayılarak yediği anne köftesinden yapacaktım. Anne köftesi dediğime bakmayın normal köfte ama Hatice abla ona anne köftesi dediği için bende de alışkanlık oldu. Allahtan kıyma daha yeni alındığı için buzluğa konulmadan yetişmiştim.
Mantarları bir güzel soyup temizledikten sonra fırın tepsisine pişirme kağıdını koyup üzerine mantarları dizdim ve pişmesi için önceden ısıtılmış fırına koydum. Pişince fırından çıkartıp üzerlerine kaşar rendeleyip yerleştirdikten sonra kaşarın erimesi için fırına geri koydum. Köftenin malzemelerini de Hatice abla hazırladığı için hemen onu da hazırlayıp fırına mantarların yanına koymuştum. Acaralp kızartma şeklinde sevmiyordu maalesef. Ama bende Anka isem elbet sevdirirdim. Makarnayı da ocağa koyduktan sonra sosunu hazırlayıp makarnayı süzdürdükten sonra ekledim ve hazırdı. Fırındakiler de hemen olunca onları da fırından çıkardığım esnada Acaralp'in sesi kapının önünde duyulmuştu.
''Ooo hanımlar, neler yaptınız? Mis gibi kokuyor.'' diyerek içeriye girdiğinde Hatice abla ''Bu gün aşçımız Anka kızımdı. Valla neyi nasıl seviyorsan ezberlemiş oğlum. Yemekleri de ikinizin sevebileceği şekilde hazırladı. Helal olsun. '' dediğinde utanmıştım.
''Öyle deme Hatice abla. Sen nasıl öğrettiysen öyle yaptım ben. '' dedim.
Gülerek '' Sen öyle diyorsan. '' dedi. Biraz utanmıştım. Acaralp yanıma gelip elini mantarı almak için uzatınca eline vurup ''Masaya otur ve servis yapmamı bekle. '' dedikten sonra Hatice ablaya dönüp ''Tabakları versene abla. Biran önce yemeği hazırlayayım yoksa bazı fareler daha masaya oturmadan bitirecek yemekleri. '' dedim.
''Gece gösteririm ben sana fareyi. O fareye dikkat kemirmesin seni. '' diyen Acaralp keyifle arkasını dönerek mutfaktan çıktı ve çıkarken de ''Sonuçta kemirerek yiyorlar yemeklerini.'' dedi.
Hey Allah'ım sen bana sabır ver.
Yemekleri hazırlayıp masaya götürdüğümde karar vermiştim. Acaralp'e Çınar'ı gördüğümü anlatacaktım.
Tabakları masaya koyarken '' Afiyet olsun paşam. '' dediğimde Acaralp şaşkınlıkla bana bakakalmıştı. Hemen ''Ambar faresi mi demeliydim yoksa. '' dediğimde gözleri kısarak ayağa kalktı ve hafifçe eğilerek ''Gece göstereceğim ben sana Ambar faresini. '' dedi ve yerine oturdu.
''Sonuçta sana da açız... ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvet İle Dans - Kumar +18 (Düzenleniyor)
RomanceBABASININ KUMAR BORCUNU ÖDEMEK İÇİN ÇALIŞAN BİR KIZ VE ONA YILLARCA GİZLİ BİR ŞEKİLDE BAĞLI OLARAK AŞIK BİR ADAM. ASEL VE ACARALP... ASEL, BABASININ BORCUNU ÖDEMEK İÇİN ONA YAPILAN TEKLİFİ KABUL EDECEK Mİ? ACARALP, ASEL'E KENDİSİNİ SEVDİREBİLECEK Mİ...