14. Bölüm -Beni Isırmalarına Say-

2.5K 49 4
                                    

Resimdeki kadın gerçekten çok güzel gülüyordu.

'Şimdi ne kadar mutludur. Senin gibi bir oğlu olduğu için. Böyle güçlü, kuvvetli , sevmeyi bilen bir oğlu olduğu için gurur duyuyordur. '

Bana bakıp 'Gerçekten benimle gurur duyuyor mudur?' diye sordu.

'Evet' dedim

'hem de çok gurur duyuyordur...'

                                                                 14. Bölüm - Beni Isırmalarına Say - 

Beraber resimlere bakarken biraz olsun sakinleşmişti. Anlamadığım bir nokta vardı. Bu adam neden buraya taşınmıştı? Neden bu gün buraya gelmişti? Birde adı neydi? Acaralp ile daha öncede sanki bu mesele yüzünden tartışmışlardı. Ya da ne bileyim, bana öyle gelmişti.

'Bak bu resimde de üniversiteden mezun olmuştum. Hayata dair attığım adımlardan en önemlisiydi mezun olmak.'

Gösterdiği resimde elinde diplomasını tutan mavi cübbeli , gülümseyen yeşil gözlü bir genç vardı. Ama resme bakan bilemezdi ki gülümsemesinin altında bir acı geçmiş var.

'Nasıl heyecanlıydım o gün bir bilsen. Ama içim bir buruktu.' Dedi durgun bir sesle.

'Keşke annem de olsaydı dedim.'

Bende yaşayacaktım bu duyguyu. Benimde annem ölmüştü çünkü. Bir nebze de olsa anlayabiliyordum acısını. O günlerde insan heyecanlanmakla beraber içinde bir de duygusallık taşıyor.

'Anlıyorum seni. Belki bende kendi mezuniyetimde aynı duyguları hissedebilirim.' Dedim.

Başını omzuma yaslayarak 'O gün geldiğinde yanından bir dakika bile ayrılmayacağım.' Dedi.

Ayrılmasını da istemiyordum şuan. O gün geldiğinde neler hissedeceğimi tahmin edemiyordum çünkü. Ya hiç bir şey olmamış gibi davranırdım ya da tam tersi bir şekilde....

Biz birlikte resimlere bakarken Savaş ile Aybüke de gelmişlerdi. Onlarında yemekleri mahvetmiştim. Savaş Acaralp ile konuşurken Aybüke ile bende mutfakta kahve hazırlıyorduk. Evdeki tüm çalışan herkesi bu günlük bu kadar yarına kadar izinlisiniz diyerek evden göndermiştik. Çünkü bu durumun daha fazla kimse bilmesini istememiştik.

'Özür dilerim. ' Dedim kahveyi ocağa koyarken. Aybüke de omuzlarını oynatarak 'Önemli değil hayatım. 'içeriye bakarak 'Salonun haline bakılırsa aramakta haklısın. Ben olsam bende arardım. Dert etme. ' dedi. Ah benim güzel canım arkadaşım biz ne hallere düşüyoruz böyle diye geçirdim içimden.

'Terk eden ve sonradan gelen baba, yetmiyormuş gibi bize 10 dakikalık bir mesafeye taşınmış. Burada bir bizim evimiz birde onların taşındığı evden başka ev yok. Taşınması yetmiyormuş gibi de diğer iki oğlunu da getirmiş. '

Aybüke şaşırarak 'Ne!! Kızım bu nasıl bir baba? '

Kaşlarımı yukarı kaldırıp indirirken bir yandan da olan kahveleri fincana dökmekle meşguldüm.
'Bilmiyorum Aybüke, inan bana neler oluyor onu bile çözebilmiş değilim. İşler Arap saçına dönecek gibi duruyor. İnşallah tahmin ettiğim gibi olmaz.

Merakla 'Ne demek o şimdi?' diye sorunca bakışlarımı ondan çekerek ocakta pişmekte olan kahveye çevirdim.

'Ortalık karışmasa demek. Yani Acaralp'in ne yapabileceğini kestiremeyiz. Bu gün adama öyle bir bakıyordu ki sanarsın adam seri katil. Çok korktum bakışlarından. ' bakışlarımı kahveden çekip kapıya yönelterek biri geliyor mu diye baktıktan sonra Aybükeye dönerek 'Şimdiki sakinliğine bakılacak olunursa bu hiç normal değil. Bence fırtına öncesi sessizlik.' Dedim.

Şehvet İle Dans - Kumar +18 (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin