-GİZEMLİ ADAM-

14.8K 162 69
                                    

GİZEMLİ ADAM

Yıl 2017

Günün ilk ışıklarında gözlerimi açtığımda gördüğüm beyaz tavan beni bir kere daha üzmüştü. Bir an önce kurtulmam gerekiyordu bu BOK çukurundan, alkolik bir babadan ve onun şiddetinden. Her gün bu şekilde kalkıp bu şekilde geri yatıyordum. 23 yıllık ömrümün son 10 senesi böyle geçmişti. Annemi bir trafik kazasında kaybetmiştik. Babamın sebep olduğu bir kazaydı hem de. Annem hayattayken en azından , azıcık bile, olsa gülebiliyor; özgür olabiliyordum. Ama şimdi... Babamın içmesi annemin ölümünden sonra daha da artmıştı. İçtikçe içiyor "Sende anan gibisin!" deyip duruyordu.

Annem hep anlatırdı. "Önceleri hiç böyle değildi. Eli , yüzü düzgün bir insandı. " diye. 'Keşke' diyorum bazen. Bende annemle birlikte o kazada beraber olup onunla ölseydim. Böylelikle babamın bu hallerini çekmek ve onun kumar borcunu ödemek için çalışmak zorunda kalmazdım. Hiç değilse annemle olabilirdim.

"Sana kaç kere söylemem gerek ben geldiğimde bu siktiğimin masasında kahvaltı hazır olacak diye. Anan da böyleydi tıpkı senin gibi. Gel şu masayı hazırla. Sen nasıl bir evlatsın ki bir dediğimi yapmıyorsun. Gel dedim lan kahvaltıyı hazırla sonra da nereye siktir olup gidersen git."

Gelmişti işte. Gene nerede içti kim bilir. Bir de diyor 'Sen nasıl bir evlatsın?'. Senin gibi bir babanın hak etmeyeceği bir evladım ben.

Şeytan diyor ki 'Git kahvaltısına koy fare zehrini yesin gebersin.'

''Her gün senin o içki ve kumar borcunu ödemek için kıçımın üstüne oturamıyorum. Benim gibi birini zor bulursun" diyerek mutfağa girdim. Girer girmez onu elinde bira şişesiyle masada yayvan şekilde otururken gördüm. Sesimi çıkarmadan kahvaltısını hazırladım ve yukarı hazırlanmak için çıktım.

-Çıkmadan önce para bırak!

Oldu canım başka emrin varsa söyle yapayım. Sinirle hazırlanıp odamdan çıktım aşağıya indiğimde yoktu. Bende anahtarlığın içine bir miktar para – bir miktar dediğime bakmayın sadece 30 TL- bırakıp evden çıktım.

Koşarak otobüs durağına doğru gittim. Otobüsümün gelmesine az kalmıştı çünkü. Kolumdaki saate baktığımda 08:15 olduğunu gördüm. 5 dakika vardı inşallah yetişebilirdim. Ben aynı zamanda okuyor ve yarı zamanlı olarak da bir kafede garsonluk arada bir de kasiyerlik yapıyordum. Bugün derslerim öğleden sonra olduğu için sabah işe gidiyordum.

İnşallah yetişirim diye koşarak durağa geldiğimde otobüsünde kavşaktan durağa doğru geldiğini gördüm. ''Süper zamanlama '' diye geçirdim içimden. Çantamdan kartımı çıkarıp otobüs durduktan sonra binip düğmeye gösterdim. Onaylama sesini duyduktan sonra da boş bir yer arayarak ilerledim. En arka kısmı boş görünce hemen oraya yerleştim. Çantamdan kulaklığımı çıkarıp kulağıma taktıktan sonra TAEYANG – EYES , NOSE , LİPS şarkısını açıp dinlemeye başladım. Cam kenarında bir adam oturduğu için bende kafamı diğer tarafa yaslayarak uzaktan dışarıyı izlemeye başladım. Bu şarkıyı çok seviyordum ve her gün birkaç kez bunu dinliyordum.

Bir süre bu şekilde gittikten sonra otobüs ineceğim durağa yaklaşınca kulaklığımı çıkartıp çantama koydum ve ayağa kalkıp ineceğimi bildirmek için düğmeye bastım. Yanımdaki adamda benimle ayaklanmıştı. ''Aynı yerde ineceğiz galiba'' diye düşündüm. Malum bu devirde ne olacağı belli olmuyor. Otobüs durup kapıyı açınca hızla indim. Çalıştığım kafe durağın hemen yanında olduğu için hızla içeri girdim. Birkaç kişiyi selamladıktan sonra üzerimi değiştirmek için personel giyinme odasına gidip üzerimi değiştirip dışarı çıktım.

-Asel , canım şu kahvaltılıkları no:8 'e götürür müsün?

Kafamı öne doğru sallayıp -Tabii, götürürüm. Dedim.

Şehvet İle Dans - Kumar +18 (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin